Sıfır, Onur Caymaz'dan okuduğum ilk roman. Bu kadar derinlikli ve katmanlı bir üslubu beklemediğimi itiraf etmeliyim. İlk sayfadan itibaren dilin büyısüne kapılmışçasına hikayenin içine çekildim. Dört farklı insanın İstanbul'u kurtarmak adına bir araya gelmelerini anlatıyor. Hikaye, antik dönemden dijital döneme, Nazi zulmünden 80 darbesine pek çok tarihte okuyucuyu gezdiriyor. Sıfır adıyla anlam kazanan bir kitap. Okuyucu hikayeye bir yerinden dahil oluyor, hikayenin etrafında dönüp dolaşıp yine aynı noktaya bırakılmış buluyor kendisini. Artık hikaye başka bir perspektif kazanmış halde okuyucunun yeniden kendisini tecrübe etmesini bekliyor. Tekrarın büyüsü diyor yazar buna. Tıpkı güneşin her gün aynı rotada doğup da her günü yeniden yaşanabilir kılması gibi. Bir röportajında yazar " okuyucunun, benim yazarken çektiğim çileyi okurken çekmesini istedim" diyor. Kitap, bu anlamda okuması ve anlaşılması zor bir kitap. Pek cok katmandan oluşan anlatı, bazen katmanlar arasında okuyucuya dolaşma imkanı sağlasa da yine de katmanlari asıl okuyucunun kendi cabasiyla keşfetmesini istiyor. Bu haliylede anlam, hazır sunulan bir yemekten ziyade bir cabanın ürünü olarak daha bir haz veriyor. Yeni dönem yazarlardan takip edilmesi en hoş olanlarından Onur Caymaz. Bu kitabı da bana göre yazarın baş yapitı. Okuyunuz efendim.