1930'da kadınlara seçme seçilme hakkını veren bir lider düşünün.
Bir de kadınların araba sürebileceğini henüz 2019'da 'keşfedenleri' düşünün. Bu ikisi tabii ki bir araya gelemezdi.
Beni bu güveni verebiliyor olmak çok mutlu etti. Söz konusu Doğu Perinçek gibi renkli bir kişilik olduğunda üzerine tartışılması/konuşulması/düşünülmesi gereken pek çok konu oluyor. Kendisinin fikirlerinin büyük bir kısmı ile uzlaşmak pek mümkün olmamakla birlikte kendisinin hukukçu & siyasetçi kimliğini değerli görüyorum.
Ülkenin baş tacı olduğunu söylediğiniz, demokrasi aşığı (!) Kürtler, 2010 yılında yapılan anayasa değişikliği referandumunda neredeydiler? Neden referandumu boykot ettiler?
Uygulamanın moderatorleri, yöneticileri terör propagandası, halkı kin ve düşmanlığa sevk vb. suçları işleyen hesapları kendiliğinden savcılığa şikayet etmesi gerekirken bunların hiçbir yaptırıma maruz kalmaması neyi anlatıyor bize?
Bu şekilde faaliyet gösteren pek çok hesap tespit edip yönetime şikâyet ettim. Ancak hiçbir yaptırım uygulanmadı. Dilerseniz tespit ettiğim bu hesapları gönderinin altında da paylaşabilirim.