“Ancak Baron, kadının vedalaşmak için uzattığı eli yumuşacık şöyle bir tuttu ve öptü. Bir kez değil, zarif parmak uçlarından ta dirseğe kadar birkaç kez...”
O anda onu dağlayan sesinden ve bu işkenceden iğrenmiştim. Bu duman içinde kalmış adi meyhane, bu aksi fahişe, bu bunaklık, kötü koku, bira ve bu kesif duman bana ne verebilirdi ki?