Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yonca kybsi

Tanrı gerçekten var mı, yoksa kutsal imtiyazlarının korunmasını gözeten bu yeryüzü güçlüleri tarafından, vatandaşlarını daha da rahat sömürebilmek için kendi tasarılarına göre mi yaratılmıştır; yeryüzünün gökyüzüne bir yansıması mıdır; bu gibi şeyleri artık umursamıyor, ben yalnız sabaha çıkıp çıkmayacağımı bilmek istiyordum. Ölümün karşısında mezhebin, imanın, itikadın ne kadar gevşek ve çocukça olduğunu hissediyordum. ...
Reklam
Binlerce yıl önce aynı sözler konuşuldu, aynı çiftleşmeler oldu, aynı çocukluk anıları yaşandı. Acaba bir baştan bir başa hayat, gülünç bir kıssa, inanılmaz ve ahmakça bir masal değil midir? Acaba ben kendi masalımı yazmıyor muyum? Fakat masal, her anlatının miras aldığı ruh durumu içinde, tasarlayıp da eremediği dilekler için bir çözüm, bir kaçış yolu ancak.
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yetişkinler ne yaptıklarını saklama konusunda çok zeki değiller ve kısa süre sonra kendilerini ele veriyorlar. Biz çocukların uyuduğunu sanıyorlar ve onların ne dediğini duyacak ve ne yaptıklarını görecek kadar zeki olduğumuzu unutuyorlar. Sandıkları gibi aptal değiliz.
... Zenginin yüreği katı olur, yoksulunki yufka. Sokak köpeği kurnaz olur, konak köpeği ahmaklaşır.
Reklam
Hayatın bazı sahte durumlarını gerçeğe almak yanılgısıyla yaşayıp gidiyoruz. Hep aldatmak, aldanma oyunları içindeyiz. Ahlakça, toplumca, ailece vicdanımızdan gizlenen öyle gerçekler var ki anlamayarak acılarından kurtulduğumuza sevinmeliyiz. Bir saat sonra öleceğini bilmeyen adamın kafaca rahatlığı gibi...
Bir gün gelecek, bulutlarla kucaklaşan kuleler, Şatafatlı saraylar, o heybetli tapınaklar Ve hatta yerkürenin tamamı da Üstündekilerle yok olup gidecek, Demin uçup giden hayali gösteri gibi, Geriye zerresi bile kalmayacak. Biz, düşlerin mayasından yaratılmışız Ve uykuyla çevrelenmiştir kısacık hayatımız.
Sefalet budur işte, çakalların koynuna sokar adamı.
Çağımızın hastalığı mı desem...
Vicdanım mı! Nerede bulunur bu vicdan dediğin? Nasırım olsaydı, terliğimde saklardım; Böyle bir ululuk hissetmiyorum yüreğimde.
san çocuk san, iş var sende anlamadığın şiirler yaz, okuruz beni geç, kendim falan değilim dolayısıyla yolculuk da fasarya güldünya, fırdünya! yeryüzünün herhangi bir yerinde herhangi bir kadın olarak bir iç savaş sonrası var gücümle itiyorum salıncağı yara kim, fal kim hangi taşı kanatır bu rüya
Reklam
... artık bu çağda yaşamak için fazla ölüyüz ve ölmek için de fazla diri.
Kişi, kendisini yaralanmaya maruz bırakmadan başkasını göremez. Görmek, incinebilir olmayı gerektirir.
Güzellik kendisini ne dolayımsız empati ne de naif gözlem ile paylaşmaktadır. Her iki yaklaşım, örtüyü kaldırmayı veya örtü aracılığıyla bakmayı dener. Sır olarak güzelin görüsüne ancak bizatihi örtünün bilgisiyle erişilebilir. Kişinin örtülü olanı bilebilmesi için her şeyden önce örtüye yönelmesi gerekir.
Serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin. Şimdi olacaksa bir şey yarına kalmaz, yarına kalacaksa, bugün olmaz. Bütün mesele hazır olmakta. Madem insan bırakıp gideceği şeyin gerçekten sahibi olmamış, erken bırakmış ne çıkar.
Sayfa 159Kitabı okudu
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.