Psikolojik açıdan fiziksel ve ruhsal tasvirlerini oldukça başarılı buluyorum. Bu tasvirlerinin etkisine ek olarak hikayenin akışını bende hissettirecek şekilde kendisine has uslubuyla anlatması, yazarı sevmemde en büyük etken. Konusuna dönecek olursam, kısa tatil amaçlı alplere giden kadın avcısı baronun, on iki yaşında oğlu olan evli kadını gözüne kestirmesiyle gönül macerası başlar. Müzmin çapkın, kadını elde etmek adına oğluyla yakınlık kurma girişimde bulunur. Bu noktadan sonra hikaye çocuğun gözünden ilerliyor. Bu yakınlık girişimi çocuğu tuhaf bir şekilde heyecanlandırır, mutlu eder. Ta ki baron tarafından annesiyle yakınlık kurmak amacıyla basamak olarak kullandığını farkedene kadar. Çocuk, annesi ile baronun anlam veremediği yakınlığı karşısında sıra dışı tepkilerde bulunur.
Stefan Zweig bu kitabında insan hayatının dönüm noktası sayılabilecek yaşamın kısa kesitini sade anlatımıyla ele almış. Çok zamanınızı almayan okunması gereken kitaplardan.