Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf Ekinci

Önsel\metafizik
Tarih boyunca insanlar ruhun bu geçici dünyayı aşan kavramlar düşünebilmesi onun dikkate değer bir özelliğidir.
Reklam
Mucizeler, seçilenler için vardı. Diğer bütün insanlar başının çaresine bakmalıydı.
Beslenme alışkanlarını tek tipleştirirsen, birçok sorun hallolur. Herkes aynı düşünmeye başlar. Gelenekle bağı koparmanın en kolay yolu, ne yediğini anlamadan hızlıca tüketmeyi sağlamaktır. Düşünsene; insanların ekrana bakmak kadar, yemek yemeye vakitleri yok.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanları anlayabilmek için, ne yediklerini bilmek gerek. Ace: Artık buna gerek yok. Çünkü çoğu yiyecek bir şey bulamıyor.
Mucizeler, seçilenler için vardı. Diğer bütün insanlar başının çaresine bakmalıydı.
Sayfa 60
Reklam
Hayatta hiçbir şeyi olamayan iki insanın dostluğu kadar değerli, çok az şey vardı.
Sayfa 42
Sınıfsal fark yoktur, ahlaksızlık vardır.
Her sır farklı saklanır. Kimi çok söylenerek, kimi hiç söylenmeyerek... Kimi kilitler altında muhafaza edilerek, kimisi de ortada bırakılarak.
Sayfa 40
Oysa korku, orta sınıf alışkanlığıydı. Korkutacak gücü olana zengin, korkacak bir şeyi kalmayana fakir denirdi. Orta sınıf elindeki kırıntıyı kaybetmekten, zincirlerini yağlayamamaktan korkarak yaşardı. Bu köydekiler fakirdi.
Sayfa 11
Bir de şunu düşünmenizi istiyorum, her şeyi anlamak zorunda değilsiniz. Anlamak yalnızca dünyayla ilişkimizin bir düzeyinden ibaret, tümü değil. Felsefede, bilimde bile böyle. İki bilim adamı karşı karşıya geldiğinde genelde birbirlerini anlamazlar ya da bir filozofla bir sanatçı birbirlerini anlamazlar, zorunda da değildirler zaten. Çok farklı etkilenme türleri vardır.
Sayfa 18
Reklam
Ritüeller muhafazanın sembolik teknikleri olarak tanımlanabilir. Onlar dünyada-olma halini evinde-olma haline donüştürür. Dünyayı güven duyulabilen bir yer [Ort] haline getirirler. Mekânda bir ikametgah neyse, onlar da zamanda odur. Onlar zamanı ikamet edilebilir kılmaktadır. Hatta bir ev gibi içinde yürünebilir kılmaktadır. Zamanı düzenlemekte, dayayıp döşemektedir. Antoine de Saint-Exupéry, Citadelle başlıklı romanında ritüelleri muhafazanın zaman teknikleri olarak betimler: "Ev [Heim] mekânda neyse, ritueller de zamanda odur. Çünkü zamanın bize, akıp giderken bizi aşındırıp tüketen ve tahrip eden birşey gibi değil de bizi tamamlayan ve yetkinleştiren birşey gibi görünmesi iyidir. Zamanın bir bina olması iyidir. Böylece şenlikten şenliğe, yıldönümünden yıldönümüne, bağbozumundan bağbozumuna geçerim yolları arşınlayarak, tıpkı çocukken būtun adımların bir anlamının olduğu sarayda, babamın sağlam yapılı sarayında kurul salonundan dinlenme salonuna doğru giderken olduğu gibi." Zaman, günümüzde sağlam bir yapıdan yoksun kalmıştır. O bir ev değil artık, hercai bir nehirdir.
Çünkü aşk, güzellik karşısında ilgisiz kalmama halidir.
İşte bir iblis daha göründü. Burası cehenneme döndü bir şeytan eksik.
Kalbimin doğusu, Her resme güneş çizen bir çocuktu. Gam yükünün kervanları yürürdü dudaklarımda Kavrum ve çatlaktı dudaklarımın toprakları. Ölümün ötesinde bir köy vardı Orda, uzakta, kalbimin en doğusunda Şimdi bana yalnızca Dertli türkülere duyduğum karşılıksız aşk kaldı.
Sayfa 39
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.