Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ona göre, I.Q. bir ölçü kabının üzerindeki rakamlar gibi, bir insanın ne kadar zekaya sahip olabileceğini gösteriyormuş. Yani kabın içini bir şeylerle doldurmak gerekirmiş."
Kozmetiklerde Kullanılan Kimyasallar
Quaternium-7, 15, 31, 60 Q-T Paraben preservatives (methyl, propyl, butyl, and ethyl) Polyethylene Glycol (PEG) compounds
Reklam
-2-
Bugün kendimi çok daha iyi hissediyorum ama insanların hep bana gülmüş ve benimle hep dalga geçmiş olduklarını düşününce öfkeleniyorum. Belki de insanlar beni Prof. Nemur'un söylediği kadar zeki olduğumda, yani I.Q. denen zeka katsayım eski seviyem olan 70'in iki katına eristiğinde sevmeye başlayacaklar ve benimle o zaman arkadaş olacaklar.
*~●。。。 I.Q. nun ne anlama geldiğinden hâlâ çok emin değilim. Prof. Nemur bunun insanın ne kadar zeki olduğunu ölçen bir şey olduğunu söyledi. Eczanedeki tartı aleti gibi bir şeymiş yani... *~●。。。
Sayfa 55 - Koridor Yayıncılık Çeviren Handan Ünlü HaktanırKitabı okudu
وَالَّذِينَ جَاؤُوا مِن بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلَّا لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ Ay ig bad yin a yên von, ya Rab; ma u biron ma g' ma ra ver baweriyê yin tu wa bib, yin ef bıkır (Qur'on-ı Kerim / Haşr: 59/10) وَاسْتَغْفِرْ لِذَنبِكَ وَلِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ Hım qê xu hım iz qê wayon u biron xu (Humê ra) ef bıwaz (Qur'on-ı Kerim / Muhammed: 47/19)
Reklam
Michael'ın babası profesör, annesi de avukat, ikisi de her zaman çok meşgul oldukları için Michael'a hep en son çıkan oyuncakları, kitapları ve en güzel yeni oyunları alırlar.
Bir miktar uzun lâkin okunmaya değer bir kıssa:
Küçük yaşta bir çocuk Ebû Bekr b. Halef el-Lahmiye, yüzü sapsarı kesilmiş bir halde Kur'an okur. Bu hali gören Şeyh durumu merak edince kendisine çocuğun bütün gece uyumayıp Kur'an okuduğu söylenir. Oda "Evladım! Bu gece Kur'an okurken gözünün önüne beni getir ve öyle oku, bir an olsun benden gafil kalma" der Çocuk
Ona göre, I.Q. bir ölçü kabının üzerindeki rakamlar gibi, bir insanın ne kadar zekaya sahip olabileceğini gösteriyormuş. Yani kabın içini bir şeylerle doldurmak gerekirmiş.
Bu kitapçıkları kim yazdı? Ve ne zaman? Birçok insan yanlış bir şekilde “Matta” kitapçığının İsa’nın on iki yakın yoldaşından biri olan vergi memuru Matthew tarafından yazıldığını zanneder. Ve “John (Yuhanna)” kitapçığının bu küçük grubun bir başka üyesi olan ve sonradan “sevgili m ürit” olarak bilinmeye başlanan John tarafından yazıldığını da. “Mark” kitapçığının İsa’nın baş müridi olan Peter’in genç bir eşlikçisi tarafından ve “Luka” kitapçığının Paul’ün bir doktor arkadaşı tarafından yazıldığını düşünürler. Fakat hiç kimse bu kitapçıkları gerçekten kimin yazdığına dair en ufak bir fikre sahip değildir. Bu dört durum için de hiçbir ikna edici kanıtımız yoktur. Sonraki Hristiyanlar her kitapçığın üzerine kolaylık olsun diye bir isim yapıştırmıştır. Kitapçıklara havarilerin isimlerini vermek, onlara A, B, C ve D gibi sıkıcı ve nötr etiketler vermekten daha iyi gelmiş olmalı. Günümüzde hiçbir ciddi akademisyen bu kitapçıkların bir görgü tanığı tarafından yazıldığını düşünmez ve hepsi dört kitapçığın en eskisi olan Markos’un bile İsa’nın ölümünün 35 veya 40 yıl sonrasında yazıldığında hemfikirdir. Luka ve Matta kitapçıkları, hikayelerinin çoğunu Markos’tan türetmiş ve onlara “Q” olarak bilinen kayıp bir Yunan belgesinden eklemeler yapmıştır. Kitapçıklardaki her şey, bu dört metin nihayetinde kağıda dökülmeden önce, on yülarca süren kulaktan kulağa taşınmadan, yani Çin Fısıltısı bozulmalarından zarar görmüştür.
Sayfa 28 - Kuzey YayınlarıKitabı okudu
Reklam
A.q cahil Avrupalıları
Eski Yunanlar kediyi bilmiyorlardı. Yunan mitolojisinde kediye dönüştürülerek Hekate rahibesi olan Kalenthias'ın Avrupa'da kedinin, özellikle kara kedinin büyücülerle ilişkisinin kurulmasının başlangıcını oluşturduğu kabul edilir. Oysa mitosun orijinal biçiminde söz konusu olan hayvan kedi değil bir tür gelinciktir. Kedi, tahıl depolarını sıçan ve yılanlardan koruduğu için bütün tarım toplumların da kutsallaştırılmış ve ortaçağ Avrupa'sında kilise bunu pagan bir inanç olarak gördüğü için kedilere savaş açmıştır. Eski Yunan mitosundaki, bütün dünyada köylülerin düşman olduğu gelinciğİn kilisenin düşmanı kediye dönüşmesi de bu sürecin sonucudur.
Sayfa 21
Kaşgarlı Mahmud gerçek bir bilim adamı, gözlemcidir.
sik: erkeklik organı. Mahmud der ki: Okuyucu, Türklerin kültürsüz erkek ve kadınları arasında Kur'an okurken, yüce Allah'nın kitabına hürmet ve edep için, "we a:tet kulle wa:hidetin minhunne sikkinen" (her birinin eline birer bıçak verdi - 12-31), "ma: yeftehilla:hu li'n-na:si min rahmetin fela: mumsike leha: wema: yumsik fela: mursile lehu min ba'dihi" (Allah'ın insanlara açtığı rahmet kapısını kimse kapatamaz; onun kapattığını da kimse açamaz - 35-2) gibi ayetlerde okuyuşunu saklamalıdır; çünkü onlar, bunların manasını bilmezler ve içindeki kelimelerin kendi dillerindeki manaları ifade ettiğini zannederek gülüşür ve günaha girerler. "İn ha:za: illa: ixtila:q" (bu ancak bir uydurmadır - 38-7) ayetinde de okuyuşunu saklamalıdır; çünkü tıla.k kelimesi onların dilinde kadınlık organıdır. Oğuzlar arasında, "am" soru edatı bulunan ayetlerde de okuyuşu saklamalıdır. "E-entum enzeltumu:hu mine'l-muzni am nahnul-munzilu:n" (onu buluttan indiren siz misiniz; yoksa indiren biz miyiz? - 56-69) ayetinde olduğu gibi. Çünkü am, Oğuzcada kadınlık organıdır. Ancak bunların anlamını bilenler arasında okumanın bir mahzuru yoktur.
Sayfa 145Kitabı okudu
22. İki kişi arasındaki ilişkinin sadece bir çıkar birliği değil de dostluk olduğunu hissetmeniz için size göre ne esastır: a. diğerinin yüzündeki hoşnutluk mu? b. baş başa kalındığında insanın kendisini bırakabilmesi, yani sırların ortaya saçılmayacağına dair güven mi? c. kabataslak ifadeyle siyasi muvafakat mı? d. birinin diğerine, salt orada oluşuyla, sadece telefon ederek ya da mektup yazarak bile umut verebilmesi mi? e. hoşgörü mü? f. diğerinin ne kadar dürüstlüğü kaldırabileceğini de gözeterek açıkça karşı gelme cesareti ve aynı zamanda sabır mı? g. saygınlık meselesinin devre dışı kalması mı? h. karşıdakinin de sırları olabileceğini kabul etmek, yani daha önce haberdar olunmayan bir konu öğrenildiğinde kırılmamak mı? i. utanç duygusunun akrabalığı mı? k. rastlantıyla karşılaşıldığında: aslında hiç vakit olmamasına rağmen her iki tarafın da ilk refleks olarak gösterdiği sevinç mi? I. diğeri için umut edebilmek mi? m. diğeri hakkında ortalıkta kötü söylentiler dolaştığında, her iki tarafın da en azından kanıt talep etmeden önce onaylamayacağına dair güvence mi? n. coşkularda buluşmak mı? o. ortak olan ve birlikte paylaşılmamış olsa değersiz sayılacak anılar mı? p. minnettarlık mı? q.birinin diğerini zaman zaman haksız görmesi ama bu nedenle yargılayıcı olmaması mı? r. cimriliğin her türünün devre dışı kalması mı? s. birbirini, bir zamanlar fikir birliğine varmayı sağlamış görüşlerle kısıtlamamak, yani hiç kimsenin diğerinin duygularını dikkate almaktan dolayı yeni bir bakış açısından vazgeçmek zorunda olmaması mı? (Uygun olmayan seçeneğin üstünü çizin.)
Evina min a ji dil û kezebê ispat nedikir?.. Ma qê ez gur û hirç bûm, tu ji min reviyayi, Di dilê xwe da ji min ra ji ciheki venekir?..
suriler ülkelerine gitsin dedik diye eş tutulduğumuz herife bak a..q
Doğa, zayıf bir yaratığın kuvvetli ile çiftleşmesini istemediği gibi, üstün bir ırkın aşağı bir ırkla karışmasını da istemiyor. Aksi halde, binler ce asırdan beri insanlığın gelişmesi için yaptığı her şey bir anda hiçe indirilmiş, boşa gitmiş olur. Tarihte bu kanunu doğrulayan sayısız örnekler görürüz. Tarih, dehşet veren bir açıklıkla şunu ortaya koymuştur: ari ırk kanını aşağı ırkın kanı ile karıştırınca, bu karışımın sonucu medeni toplumun çöküşü olarak kendini göstermiştir. Kuzey Amerika nüfusunun büyük çoğunluğunu Cermen unsuru oluşturur, daha aşağı olan renkli ırklarla çok az karışmış olan bu toplum, Orta ve Güney Amerika'dan ayrı bir medeniyet, ayrı bir insanlık arzeder. Orta ve Güney Amerika'da toplum çoğunlukla Latin ırkındandır ve yerlilerle de çok karışmışlardır. Yalnız bu örnek bile ırkların karışmasının nasıl bir sonuç doğurduğunu göstermeye yeter. Karışmadan saf olarak kalan Cermen ırkı, Amerika kıtasının hakimi olmuştur. Karışmadan kaldığı sürece üstünlüğünü devam ettirecektirde. Irkların karışması özet olarak her zaman şu sonuçları doğurur: 1- Üstün ırkın üstünlük seviyesi düşer. 2- Fizikî ve entelektüel gerileme olur, vücutta zayıflık ağır fakat kaçınılmaz bir şekilde ilerler. Böyle şeylere sebep olmak, bizi yaratan Allah'ın iradesine karşı gelmekten, günah işlemekten başka bir şey değildir. Ancak günah cezasız kalmaz. Doğanın yanılmaz hükmüne karşı gelen insan, onu insan olarak yaşatan prensiplerle de aykırılığa düşmüş olur. doğanın iradesine, arzusuna karşı gelmekle kendi felâketini hazırlamış olur.
Sayfa 200Kitabı okudu
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.