Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İngilizler savaş sırasında övünülecek bir yönetim sergilememişlerdi. Demokrasiye hazırladıklarını iddia ettikleri bir ülkeyi askeri diktatörlük ile yönetmişlerdi. İnsanlık tarihinin gördüğü en berbat kıtlıklarından biri olan 1943 tarihindeki Bengal kıtlığına sebep olmuşlardı. Bizzat Churchill'in talimatı ile açlıktan ölmek üzere olan
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Reklam
Denemeler'in Etkileri
Denemeler'in sınıflandırılmasının bu kadar zor olmasının nedeni de şüphesiz budur. Montaigne'in kendisi de onun eşsiz bir türün tek üyesi olduğunun farkındaydı: “Babaların Çocuklarına Olan Sevgisi Üzerine”de (II. 8), “Dünyada kerdi türünde vahşi ve abartılı bir anlayışa sahip tek kitaptır.” der. Bu iddia doğruluğunu korumuştur. Tamamen edebiyata veya felsefeye ait olmakla kalmayıp ikisi arasında muğlak bir biçimde gidip gelen bu eser, tarihsel olarak da ikirciklidir; yazıldığı çağın ve kültürün izlerini taşır ancak dikkatle dinlersek, içinden gelen ses hâlâ şaşırtıcı derecede tazedir ve kendi kaygılarımızla uyuşabilir. Birçok tanımlanabilir kaynak ile etkiden yararlanır ve Pascal'dan Nietzsche'ye, Andre Gide'den Virginia Woolf'a kadar geniş bir yelpazedeki yazar ve düşünür üzerinde muazzam bir etki yaratmıştır. Bu etki yelpazesi ancak dikkati konudan düşünce tarzına yönelttiği ve okuyucuyu kendi düşünce deneyini yapmaya davet ettiği benzersiz yöntemle açıklanabilir, Bu nedenle Batı kanonundaki konumu kendine özgüdür, her zaman kenarlarda gezinir ve her zaman yeni bir yorum bekler.
Sayfa 102
308 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabı çook önceden almıştım bi' hevesle. Elime de bi' hevesle aldım okumak için ama hayal kırıklığı diyebiliriz, bu kitap için biraz abartılı bi' tabir olsa da. Çok fazla beklentim yoktu ama bu kadar da vasatın altında olacağını tahmin edemezdim açıkcası. Kitapta Milena'nın yazdığı mektupların olmaması Kafka'nın mektuplarını çok havada bırakmış. Bazı mektupları okurken ben bunla alakalı bir şey okumadım ki dedirtiyor, bu da yazıyı havada bırakıyor. Kafka'nın abartılmış bir ünü olduğunu düşünüyorum artık, daha öncesinde Şato kitabında da umduğunu bulamayan biri olarak. Kafka'nın "Dava" kitabı güzeldi ama gereğinden fazla kalın bi kitap olduğunu düşünüyorum. Kafka'ya dair en olumlu yorum alabilecek kitabı "Dönüşüm" bana göre. Bu arada bu kitabı çeviren kişiye selam olsun, yarın öbür gün yanlışlıkla çevirdiği kitabı almamak için adını hep aklımda tutacağım...
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Uğur Tuna Yayınları · 201754,9bin okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"Filozof İmparator" diye bilinen Marcus Aurelius'un bu eseri için Stoacı düşüncenin bir manifestosudur demek abartılı bir yorum olmayacaktır çünkü eser boyunca Roma imparatoru eserin bölümleri olan 12 kitabın neredeyse tamamında okura "memento mori" olgusunu hatırlatıyor. Ölümlüler içinde olan ama yine de hiç ölmeyecekmiş gibi olana böylece en büyük olguyu anımsatıyor defalarca imparator. Bunun yanı sıra, insanın yaşadığı dünyada çok kısıtlı bir hâkimiyetinin olduğunu 2. yüzyılda böylesine güçlü bir biçimde tespit etmiş olmak hem Marcus Aurelius'u asırlardır yaşatan hem de bu eseri bir klasik yapan gerekçe olmuştur kanaatimce. Roma İmparatorluğu'nun hüküm sürdüğü Orta Çağ öncesi dünyanın muhtemelen en nüfuzlu insanlarından birisi olmasına rağmen böylesine alçakgönüllü ve vizyonu çağları aşan bir zihne sahip olması, imparatoru ölümsüz yapan temel hakikatlerden birisidir bence. Zevklerine köle olan ve doğayla uyum içerisinde olmayan insanların mahkûm edildiği bu eser, tutarlı bir yaşamın hangi nitelikleri içerdiğini de okura sunuyor. Ben okurken birçok yerin altını çizdim ve muhtemelen bundan sonraki yaşamımda da - yaşadığım sürece - bazı alıntılarına dönüp dönüp bakarım. Özgün olan ve çağlar ötesinden geldiği halde bu çağı yorumlama konusunda da hiç yetersiz kalmayan bu eserin okunması okura hayatı gözden geçirmek açısından yol gösterici olabilir. Yol gösterici olmasa dahi okurun, mevcut yaşam normlarıyla Aurelius'un tahayyül ettiği arasında bir kıyas yapmasını mümkün kılabilir ki bu da büyük bir kazanımdır. Herkese güzel bir okuma ve tahayyül deneyimi dilerim...
Kendime Düşünceler
Kendime DüşüncelerMarcus Aurelius · Say Yayınları · 201615,4bin okunma
59 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Bir romandan çok sanatsal bir metin. OT yada KAFA dergilerinde yayınlanan özgün yazılara benziyor. Olay örgüsünden ziyade betimlemelerin oldukça öne çıktığı bir kitap. Betimlemelerin çoğu İstanbul'a dair. Benim gibi İstanbul'u pek bilmeyen biri için biraz sıkıcı gelebilir. Ama çok özgün ve alışılmışın dışında bir havası var kitabın. Sanki hem çok uğraşılmış hem gelişigüzel yazılmış gibi. Daha net bir yorum yapabilmek için bence İlhami Algör'ün diğer kitapları okunabilir. Sanırım kitapla ilgili en net eleştirim aşka dair verilmek istenen o duygu geçişini zayıf ve abartılı bulmam. Özetle tek taraflı melankolik bir aşk hikayesi diyebiliriz kitap için. Büyük bir beklentiye girmeden okunabilir.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,3bin okunma
Reklam
544 syf.
7/10 puan verdi
Kitabın konusu değişik ve ilgi çekici. Okurken sıkmıyor. Ama hikayede duygu kısmı bana, biraz eksik gibi geldi. Duygular özellikle Savaş ve Derin arasındaki aşk biraz daha derin yansıtılabilseydi, burada bambaşka bir yorum yazıyor olabilirdim. Bir de birbirlerine karşı oynadıkları bazı oyunlar biraz abartılı ve inandırıcılıktan uzak olmuş. Yine de genel olarak güzel bir kitap diyebilirim.
Sahte Güz
Sahte GüzBeyza Özaydın · Epsilon Yayınları · 2021221 okunma
nietzsche abim de tarikat evliya düşmanıymış
Azizin ne olduğu değil, aziz-olmayanların gözünde ne anlam taşıdığıdır ona dünya-tarihsel değerini kazandıran. Onun hakkında yanılgıya düştüklerinden, onun ruhsal durumlarını yanlış yorumladıklarından ve onu kesinlikle kıyaslanamaz ve yabancı türden insanüstü bir şey olarak kendilerinden olabildiğince güçlü bir biçimde ayırdıklanından dolayıdır ki: tüm halkların, tüm çağların hayal gücüne hükmedebildiği olağanüstü gücünü elde etmiştir aziz. O kendini tanımamıştır; kendi ruh hallerinin, eğilimlerinin, eylemlerinin el yazısını, Kitab-ı Mukaddes'in pnömatik yorumu kadar abartılı ve yapay olan bir yorum sanatına göre okumuştur. Doğasındaki eciş bücüş ve hastalıklı yan, tinsel yoksulluk, vicdan rahatsızlığı, mahvedilmiş sağlık, aşını gergin sinirlerle bir arada kendisinin de, onu seyredenlerin de bakışlarından gizlenmiştir. Özellikle iyi bir insan değildi, özellikle bilge bir insan hiç değildi: ama insani ölçülerde iyiliğin ve bilgeliğin ötesine uzanan bir şeyi imliyordu. Ona inanmak, tanrısal ve mucizevi olana, tüm varoluşun dinsel bir anlamına, gelecekteki bir kıyamet gününe duyulan inancı destekliyordu. Hıristiyan halkların üzerinde ışılda yan bir kıyamet-güneşinin akşam parıltısında, azizin gölgesi müthiş büyümüştü, öyle bir yüksekliğe ulaşmıştı ki bu gölge, artık tanrıya inanmayan çağımızda bile, azizlere inanan yeterince düşünür bulunmaktadır hâlâ.
Sayfa 112Kitabı okudu
187 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.