Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
akşamın acı su karanlığı içinden soğuk kadife teması yalnızlığın şuh bir kahkaha balkonun birinden gizli işareti midir bir başlangıcın sevmek için geç ölmek için erken başbaşa çay elele yürümek derken
hafta sonu ... evdeyim, izinliyim, özgürce zaman geçireceğim, keyifli çay kahve vakitlerim olacak , ev sefası sürüp, geç yatıp geç kalkacağım ve kitaplarımla her anımın keyfine varacağım planları yaparak, yatmadan da hadi bir kaç sayfa okuyayım dersiniz ya ve bir cümle okursunuz vurur yüreğinize , acınıza acı katar.. "yoluna çıktığının kaderine sahip çık." (Murathan Mungan) acılarımızı, eksilttiklerimizle geçireceğimiz bir pazar olsun bana ve hepimize...
Reklam
Üzülmemek lazım, o evlenebilir, tek taş yüzüğü takabilir, seni unutabilir, bunların hepsi çok acı da verebilir… Dert etme bunları, çay demle, kahve iç, kupon yap, kitap oku, çık gez, yağmur damlalarını içine çek, biraz üşü…Sonra ısıt içini. Başka uğraşlara ver kendini, basit şeylerle uğraş… Basit şeyler unutturur en büyük acıları.
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Ne zaman eskiyor sevgiler Ödenen bedellerin acısı geçince mi? Yağmur yağıyor, mutfak camındayım Nasıl üşüdüğümü bilemezsin Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama Şimdi telefon açsam sana Sesini duymakta yetmiyor ki Hep ayni cumleler.Babamlar nasil? Ilacini aldin mi? Nedenini bilmedigim bir
Sayfa 64
"5 Aylık gezim sonrasında Meksika hakkındaki tek nefeslik görüşüm; Her daim bir yolu kapatıp, protesto yapıyor olabilirler. Bira, müzik ve tacos onlar için vazgeçilmez üçlüdür. Bunların yanına bir de futbol eklersen onlardan mutlusu yoktur. Amerikalıları sevmez, seni gördüğünde Amerikalı mısın diye sorar, Turco lafını duyunca hemen şekil
Reklam
yirmisinde bir delikanlı taptaze sekiyor yamaçta bir gece kuşu ötüyor kara ağaçta çaylıklar hayın karaya kesmiş havada bir rüzgar ikircikli esmekte gözbebekleri tekmil kıpırtıyı kesmekte tabancası hep mermi sapına kan donatmış üç hasımda sektirmeden üç kertik atmış yoruluyor üç kertikli gözleri yoruluyor üç kertikli dizleri ve çöküyor
Şehidim, Sen o zırhlı olup da zırhı seni koruyamayan aracın tekerlekleri mayına bastığı anda biz evde çay içiyorduk. Bir ses duyuldu sanki evet ama rüzgardan kapı çarptı sandık. O an sen şehit olmuşsun ya hiç anlamadık. Şehidim, Sen o akşam 16 Şehit silah arkadaşınla mayına doğru hızla giderken biz Manisa'da yerli üzüm mü daha tatlı diğerleri mi onu yeyip tartışıyorduk. Az bir acı hissettik o an ama üzümün çekirdeği sandık. Şehidim, Sen şehit olurken biz Adana'da rakıya az daha buz istiyorduk. Bilirsin bu meret başka türlü içilmez. Bir an sızladı evet dişimiz ama kusura bakma buzlu rakı dokundu sandık. Şehidim, Sen Dağlıca'da geceden karanlık o zırhlıda dua mırıldanan dudaklarınla ilerlerken biz İstanbul'da gece kulübü'nün kapısında bodyguardlarla boğuşuyorduk. Bizim de zor bir anımızdı. O telaştan patlayan mayının sesini duyamadık. Şehit Komutanım, Sen 16 evladınla zehir zıkkım kokan o araçlardayken biz de Kordon'da trafikte sıkışmış kalmış çile çekiyorduk. Korna sesleri, barlardan savrulan çığlıklar derken inan patlamayı fark edemedik bile, kusura bakma artık. Şehidim, Şehitlerim... Bizim huzurumuzu, rahatımızı bir türlü sağlayamadınız gitti. Aşk olsun size... Bekir Yunus Uçar
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
Öyle hastalar var ki, babası ölmüş, annesi, en az yetmiş yaşında. Artık bırakın evladına bakmayı, kendine bile bakamayacak durumda. Tek endişeleri bizden sonra ne olacak. Evet maalesef çok acı bir gerçek. Bir tanıdığım anne yetmiş üç yaşında, iki evladı da hasta. Biri kız, biri erkek. Anne şeker ve tansiyon hastası. Tek üzüntüsü; "ben
Reklam
144 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı beğendim mi ? Evet beğendim , güzeldi , hikaye yürek burkucu ve etkileyiciydi. Kitabın ana karakteri Müzeyyen annesinin ölümünden sonra acı ve nefretin pençesine düşmüş bir çocuk olarak yetişkinliğe adım attı onda ki gözü karalık insanı her ne kadar korkutsa da yaşadığı acılar insanı çok başka birine dönüşebiliyor .Hiçbirimizin nefrete ve acıya boyun eğmek zorunda kalmaması dileğiyle iyi okumalar ;)
Aile Çay Bahçesi
Aile Çay BahçesiYekta Kopan · Can Yayınları · 20182,102 okunma
Yağmur yağıyor... Mutfak camındayım... Nasıl üşüdüğümü bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama... Şimdi telefon açsam sana , sesini duymakta yetmiyor ki. Hep aynı cümleler. Babamlar nasıl? İlacını aldın mı? Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde. Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen dalıp giderdin mutfakta yemek yaparken tahta kaşıkla tencerenin başında öylece. Ne düşünürdün acaba? Özlemek çok fena anne, anlamak seni daha da...Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları. Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.Gittikçe sanamı benziyorum ben? Ya da "annenin kaderi kıza" dedikleri doğru mu? "Baban eskitir herşeyi kızım." demiştin bir kez. Anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim. Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.şimdi duysan bunları, ne üzülürsün mutsuz mu kızım diye, çoktan vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne, yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum. Evimi topluyor, toz alıyor,patlıcan kızartıyor, televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum. Açtığımı gören olmuyor. Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor. Çay demleniyor demleniyor, demleniyor.Kederim mutfağın her yerine yerleşiyor. Nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor. Eskilerimi atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum. Bana yasakladığın bahçeler sana da mı uzaktı hep? Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle... Kalbimde bir acı şarkılar seni söyler...
Karadeniz puslu, Karadeniz kapalı, Karadeniz kasvetli, Karadeniz hırçın, Karadeniz saldırgan, Karadeniz sert, Karadeniz taş, Karadeniz kaya, Karadeniz yağmur, Karadeniz serin, Karadeniz deli, Karadeniz öfkeli… Karadeniz sıra dağlarla çevrili, Karadeniz dışa kapalı, Karadeniz aç, Karadeniz küs, Karadeniz güneşsiz, Karadeniz kederli, Karadeniz acı… Karadeniz kızı çay, Karadeniz kızı fındık, Karadeniz kızı mısır, Karadeniz kızı süt, Karadeniz kızı kaymak, Karadeniz kızı çiçekte polen... Karadeniz kızı denizde fırtına, Karadeniz kızı sarp bir kaya, Karadeniz kızı denizde bir taka, Karadeniz kızı yaylada mesire, Karadeniz kızı mangalda köz, Karadeniz kızı gökyüzünde karabulut… Karadeniz kızı kapalı bir sandık, Karadeniz kızı eski bir kapı, Karedeniz kızı yorgun horoncu, Karadeniz kızı yeşil, sarı, mavi... Ama; Karadeniz kızı her şeye rağmen güzel, hem de çok güzel! (ihtiyar)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.