Sahile indim. İsmail abi yine uzaklara dalmış sessizce bekliyordu. Seslenmek istedim ama yapamadım. Ona veda etmek en zoruydu. Umudun ete kemiğe bürünmüş haliydi İsmail abi. İnsan umutlarına nasıl veda edebilir ki? İçimden “İsmail abiiiii” diye seslendim. Dönüp baktı, sanki beni duymuş gibiydi. Gözlerine iyiden iyiye hüzün çökmüştü. Gideceğimi bildiği için hiçbir şey sormadı. Yalnız bir ara “ben de geleyim” der gibi baktı. Olmaz da diyemedim, gel de diyemedim. Uzun uzun bakıştık. Derken denizden gelen bir ses böldü bu bakışmamızı. Heyecanla dönüp baktı denize. Beklediği gemi değildi. Yine de el salladı arkasından, bu değilse belki bir sonrakine umuduyla baktı denize. O denize bakarken dönüp arkamı gittim. Arkamdan baktığının farkındaydım. Hatta kesin el sallıyordur şimdi arkamdan. Ama dönüp bakmadım. Bakamazdım. Benimle gelmek isterse gelme diyemezdim. Oysa onun burda kalması gerek çünkü bir beklediği var. Benimse dönüp arkama bakmadan gitmem gerek çünkü bir bekleyenim var. Gözümdeki yaşı silmek için bile durmadım. Hızlı adımlarla uzaklaştım sahilden. İçimden tek bir şey söylüyordum sadece. “O gemi bir gün gelecek İsmail abi, bir gün o gemi gelecek!”
Katolik katılaşması hıristiyanlığı büsbütün çıkmaza sokmuş, protestanlık devrimi bir anlamda kurtuluşa doğru bir adım atma anlamına gelmişse de, bir anlamda da katolikliğin sertliğine tepki olarak dinsizliğe açıilış demek olmuştur. Ortadoksluk evrensel olamamıştır.
Reklam
Ümit Yaşar Oğuzcan
Uzanır gökyüzüne ellerin ama çaresiz ama yorgun ama bitkin Bi zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın Sonra dizilir bir biri ardına gerçekler Acıııııı
İsmail Abiiiii
İsmail Abi biraz tuhaftır. Renkli kıyafetleri, patavatsızlıkları, sorun çözmeye çalışırken daha büyük sorunlara neden olması, konuşması, oturuşu kalkışı yürüyüşü ne bileyim işte farklıdır yani. Dışarıdan baktığınızda yanınızda olmasını istemeyeceğiniz adamlardandır. Onu anlayabilmek için tanımanız, tanımak için de sabretmeniz lazım. Belki de İsmail Abi bu yüzden yalnızdır. Belki de bu yüzden girdiği hiçbir işte tutunamıyordur. Belki de bu yüzden her gün bu sahile inip denize doğru el sallıyordur. Çünkü kimse birbirini tanımak için sabretmiyor artık. Kimsenin kimseye ayıracak vakti yok. Oysa onu bir tanısanız, gözlerindeki hüznü bir görebilseniz. Kalbinde rengarenk çiçekler yetiştirir İsmail Abi. O çiçekler solmasın diye ağlayarak sulamak ister gibidir gözleri.
Merhaba,
''Dünyanın ucunda bir güI açıImış, efiI efiI esen yeIe merhaba. KaranIığın sonu bir uIu şafak, sarp kayadan geçen yeIe merhaba..''
NAAT
Seccaden kumIardı… DevirIerden, diyarIardan GeIip gökIerde buIuşan EzanIarın vardı. Mescit mümin, minber mümin.. Taşardı kubbeIerden Tekbir, DoIardı kubbeIere “amin”!
Sayfa 111 - Elips KitapKitabı okudu
Reklam
49 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.