Ben anlatmak istediklerime ve asla anlatmayacaklarıma karar veremiyorum. Kelimeler kafamda düğümleniyor. Onları hizaya çekecek toparlayacak ve anlamdıracak olmayı nasıl başaracağım? Herhangi bir gerçekten mi başlamalıyım yoksa herhangi bir hayalden mi? Bütün yaşadıklarımın hayatımda yeri var mı? Olan biten bunca şeyden sonra yaşadım demeli miyim?
ANZAKLI ÖMER
Amerika 'ya gittiğim ilk yıllar ( 1957) lisanım pek o kadar iyi değil. Newyork'da Medical Center Hospital adlı bir hastahanede görev almıştım. Vazifem kan almak,kan vermek, serum takmak, elektrokardiyoğrafi çekmek gibi işler. Hastaya o kadar önem veriyorlar ki yeni doktorlar hemen direkt olarak hasta muayenesine, tedavisine
İslam düşmanları yıllardan beri İslam’a aile üzerinden saldırmışlardır. “İslam kadına değer vermiyor…” gibi söylemler maalesef ki bazı Müslümanlar üzerinde etkisi gösterdi.
Bir de 28 şubat süreci yaşadı ülkemiz. Müslümanlarının bir kısmı yıllardan beri içinden çıkamadığı bir aşağılık kompleksi yaşıyor. Sanki memleket kendilerininmiş gibi ağzı
KADINLARIN TAŞIDIKLARI GÜCÜN FARKINA VARMALARI iÇİN YAZILMIŞ
Evet başlıyorum,Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabının incelemesini yazmaya karar verdim.Ancak yazar psikiyatrist olduğu için bu bilimin diliyle yazmış. Bizim için zorlayıcı açıklamalar olduğunu söyleyebilirim .Aslında kendi anladığımı yazacağım demek daha doğru olacak.Çıkarımlar,kitabı
Taner Timur: NEOLİBERALİZM, ÇILGIN TRUMP ve FAŞİST KOMPLO
Ayaklanma? Darbe? Faşizm? 6 Ocak 2021’de, Amerika’da Kongre binasına yapılan saldırı hala tartışılıyor ve belli ki daha uzun süre de tartışılacak! Gerçekten de 6 Ocak’ta Washington’da neler yaşandı?
Aslında ilk işaretler 19 Aralık 2020’de gelmişti. O gün, Trump, yandaşlarına bir tweet
Gonzalo Pizarro, [1539'da] Quito yönetimine atandığı haberini, kimseden gizlemediği bir sevinçle aldı. Çünkü bu atama onu yalnız eski İnka eyaletinin değil, uzun zamandır Fatihlerin hayallerini süsleyen, doğu yönündeki keşiflere, Doğu baharatlarının masalsı ülkesinin keşfine açılan toprakların da sahibi kılıyordu. Kısa zamanda 350 İspanyol, 4000
Derken yanınızda bir vadi belirir. Vadinin güneş yüzü görmemiş jilet gibi keskin yamaçları elli altmış metre aşağıda, azgın, bulanık bir nehirde son bulur. Nehrin kıyıları taş ve çalılarla kaplıdır. Tren kıvrılarak dağın yamacını dönerken öndeki vagonları ve şarap rengi lokomotifi görürsünüz. Sonra beklenmedik bir şey olur, lokomotif ani bir
( kitabın ozeti niteliğinde)
“-mustafa mond üçüyle de el sıkıştı; fakat konuşmasına vahşi'ye hitap ederek başladı. "demek
uygarlıktan pek hoşlanmadınız, bay vahşi," dedi.
vahşi, denetçi'ye baktı. kendini yalan söylemeye, kabadayılık taslamaya, somurtkan bir biçimde
tepkisiz kalmaya hazırlamıştı; fakat denetçi'nin yüzündeki güleryüzlü
Arundhati Roy, kelimenin tam manasıyla gözünü budaktan sakınmayan bir edebiyatçı ve düşünür.
Kapitalizm: Bir Hayalet Hikâyesi, neoliberal saldırının korkunç etkilerinin tüm dünyayı sardığını, ülke isimleri değişse de her yerde aşağı yukarı aynı korku tiyatrosunun sahnelendiğini bir kez daha fark ettiriyor.
Roy, kapitalizmle mücadele edenlerin