"Menzile ulaşacak yollar, yerlerin ve göklerin genişliğinde bin çeşittir .İnsan hangi güzergahtan giderse gitsin ,muhakkak ulaşır. Kimi Ömer gibi adalet ile kimi Osman gibi edep ve hayası ile ,kimi Ali gibi ilmiyle, kimi dünya içinde görünüp tefekkür ile serinler.. Kimi semadan aldığı ilhamlarla ortada dönerken ,hattı istivasında ayak mühürleyip bekler ,kimi Bilal Gibi başkaldırarak kimi Susarak sır Gibi ..Gökyüzündeki bu parlak Yollar senin yolların, birini seçeceksin.. İlk işin yuvadan, cesurca, ilk kanat çırpışların olacak ..Korkma, her şeyi, her hali ,her an gören Rabbinin kader ve rızasından korkma!"
Bu satırları Okuyup da rahatlamamak mümkün mü?
Kadere iman ,imanın şartlarından biri ve insan tevekkül edince gönlü rahatlıyor.Bu kitap roman türünde basılmış ama bana kalırsa deneme türünün bir örneği.. O kadar güzel alıntılar var ki ,binlerce alıntı çıkarılabilir .Hepsini not etmek istedim. insanın İçinden geçenlerin , bu kadar şairane yazıya dökülmesi kolay olmasa gerek .
Her okunan cümle şiir gibi insanın içine işliyor.. 70'li yıllara duyulan özlem bende de yoğun bir sekilde oldugu için oraları ayrı bir keyifle okudum ..
Aşkı anlatmak ,Yaradanın yarattığı her zerreye aşık olmak ..
Velhasıl kelam bu kitap öyle okudum bitti deyip kenara atılacak bir kitap değil..Gönlün sıkıştığında aç, İnşirah ferahlığı gelsin yüreğine...
Anlamak için yürek lazım, Allah seveni sevdiğinden ayırmaz, yeter ki derdine sadık olsun ...
Vesselam...
İçimdeki Kenan Ülkesi 
Yusef Masadow
Kitaba sevgili 
Aylin Büyüksavaş'la epik fantastik bir kitap okuyacağız hevesiyle başladık ama kısa süre içerisinde aradığımızı bulamayacağımızın farkına vardık.
Sova İmparatorluğu'na bağlı çalışan Konrad isminde bir yargıcımız var. İki yoldaşıyla birlikte yıllardır köy, kasaba dolaşıp imparatorun adaletini dağıtıyor. Karşılaştığı davalarla, ölümlerle ilgileniyor. Konrad'a göre imparatorun üzerinde hiçbir güç yok, adamın adalet duygusu çok kuvvetli. Fakat yıllardır imparatorluktan uzakta, görevden göreve koştuğu için aslında birtakım şeyler değişmiş durumda ve Konrad olanı biteni ne kadar reddetse de acı gerçekler eninde sonunda gün yüzüne çıkıyor tabii.
Olayları Konrad'ın iki yoldaşından biri olan ki bu yoldaşlar aslında yargıcın maaşlı personeli oluyorlar, kâtibi Helena anlatıyor.
Yani kitapta fantastik ögeler var ama tam bir fantastik değil. Polisiye bir durum söz konusu ama tam bir polisiye değil. Karakterler ağırlıkları olan, akıllı, zeki insanlar olarak lanse ediliyor ama tam olarak değiller. Yani yazar nereye dokunduysa yüzeysel geçmiş.
Zaten bilinen, öncesinde görülen şeylere verilen tepkiler çok alakasızdı. Kitabın o kısımları beni sinir etti, ne yalan söyleyeyim.
Ben farklı beklentilerle kitaba başladığım için bana yetmedi kısacası. Ama böyle biraz ondan biraz bundan olsun, kafamı fazla yormasın diyenler için ya da kitabın türüne yeni giriş yapacaklar için tercih edilebilir sanırım.
