SANAT ADAMI ATSIZ RUHLARA İŞLEYEN ŞİİR. Atsız'ın sanat hayatı şiirle başlar. Biz de onun şiiriyle başlayalım.
Şu adam gerçek olsaydı, ölmesi dünyayı 2 çağ geriye atardı yemin ederim
"Elbette parolanı unutmazsan." "Bu çok tuhaf olurdu, doğru." Alaycı bir sesle, "Herhalde bir yerlere yazmışsındır, öyle değil mi?" diye sormuştu Ambra. Bunun üzerine Edmond kahkahayı patlatmıştı. "Küfür mü ediyorsun? Bilgisayar uzmanları asla parolalarını yazmazlar. Yine de endişelenmeye gerek yok. Benimki sadece kırk yedi haneli. Unutmayacağıma eminim."
Sayfa 150 - Ambra-KirschKitabı okudu
Reklam
"Mustafa Kemal'e dağ yolundan gelen bu ihtiyacın arasındaki hem düşündürücü, hem hoş bir konuşma başlar. İhtiyar ,Çukurova'dan dönmektedir. Paşa sorar: _Ağa, yoksa oralarda geçinemedin mi? Hayır , oralarda iyi geçinmistir. Çocuklarda çalışkandır . Ama kulağına bu sözler çalınmıştır _ Son günlerde işittim ki, İstanbul'daki ırzı kırıklar, bizim Erzurum'u Ermenilere vereceklermiş . Geldim ki görem , bu namertler kimin malını kime verirler?.. Mustafa Kemal'in ruhunda yolların kasveti, yolların insansızlığında uyandırdığı minnetle........ ......... ....... ....... Bu milletle neler yapılmaz ki?"
Sayfa 90 - Remzi YayıneviKitabı okudu
Erzincan'a kadar yollar, dağlar ıssızdır. Hele yeni biten dünya savaşı, buralarını boşaltmış, insansız bırakmıştır. Yollarda tek tük, berbat, sefil, yorgun-argın bazı göçmen kalıntılarına rastlanır. Bunlar Birinci Dünya Savaşının Ağrı'dan, Erzurum taraflarından söküp, İç Anadolu'ya, Çukurova'ya attığı muhacirlerin artakalan döküntüleridir. Hepsi de aç, çıplak, vasıtasız ve ümitsizdirler. Mustafa Kemal bunları dikkatle süzer. Her rastladığı kafile, onu derin derin düşündürür. Dağlarına, ovalarına daldığı bu uçsuz bucaksız diyarlarda bir avuç tükenmiş insan! Halbuki tasarladığı savaşı, işte bunlarla yapmak zorundadır. Bir defasında, bir su başında bunlardan biriyle konuşur: - Nerelisin ağa? +Eleşkirt tarafından. Çukurova'dan gelirik... -Hepiniz bu kadar mı? +Çohtuk paşa can, çohtuk. Gidende dağlar, dereler göçü almazdı. Bal, lor, davar istediğin kimi. Ama şimdi at da bu, külfet de bu. İster al, ister sat paşa can... Evet, ister al, ister sat! En doğru söz buydu.
Ben, Anadolu’da yeni bir hükümet kurmak fikrinin ilk defa nerede ve kimler arasında belirdiğini Ali Fuat Cebesoy'dan da sormuşumdur. Bu konuda ve bir mektubunun 9’uncu sayfasında şu cümle vardır: “Anadolu millî hareketinin esaslarını, Atatürk’ün Şişli’deki evinde yalnız ikimiz hazırlamıştık. ”
TEVAFUK UĞRUNA İŞLENEN BİD'AT
Selef-i salihin, Kur'an konusunda devamlı takva üzere hareket etmiş, bu konudaki her yeni yaklaşımı çekince ile değerlendirmiş, ihtiyatla karşılamışlardır. Öyle ki, bu endişe, hayırlı ve ümmete faydalı işlerde dahi onlardan ayrılmamıştır. Vahiy kâtiplerinden biri olan Zeyd b. Sabit el-Ensari (ra) şöyle demiştir: "Ebu Bekir, Yemame
Sayfa 79 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
Reklam
475 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.