O, günahı acının nedeni olarak kabul eden Doğulu ve Batılı din adamlarının düştüğü yanlışa hiç düşmedi; tersine acının, günahın affedilmesi için gerekli olan psikolojik durum olduğuna kuvvetle inandı. Dostoyevski'ye önemli görünen affediliş, başkalarının affetmesi değil, günahkârın kendini affetmesiydi; bu kendi vicdanının yapacağı bir şeydi ve bu affediliş ancak acı çekmeye gönüllü olarak boyun eğmekle, onu aramakla kazanılabilirdi.