Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kardeşime Mektup
Kolsuz ve düğmesiz ve sağ göğsünde bir rozet deliği olan Frenk gömleği, Bekâr terleriyle sırılsıklamdı, hayata acemi erkeğinin, Ah gülüm, onu kanla ıslatmayı becerdiğim gün artık ne esirlik ne zulüm, Ne de gözlerimde sabah tuvaletinden arta kalan sabun köpüğü… Kardeşlik, dostluk ve arkadaşlık Bir sancının vücuda ilk girmesi gibi sıcak
Ah! Küçük tutkularından biri yaralandı mı, erkek ne kadar küçük, ne kadar bayağıdır.
Reklam
Ah! İnsanlar çok acımasız! Daha doğrusu, ben aldanıyorum, doğru ve eğilmez Tanrı ''nın işi bu.
Ah, küçük tutkularından biri yaralandığında, insan çok dar yürekli ve acınası bir durumda oluyor.
Sayfa 262 - İlya Y.
Şeyh Galib
Şeyh Galib (42 yaşında) 27 Receb 1213 (4 Ocak 1799) tarihinde vefat etti. Ali Enver, Semâhâne-i Edeb’de cenazenin yıkanması sırasında babası Mustafa Reşid Efendi’nin ağlayarak, “Ah oğul! Bu tahtaya o kara sakal yakışmıyor” dediğini nakleder. Şeyh Galib’in kabri, Beyoğlu ilçesinde bugün Divan Edebiyatı Müzesi olarak faaliyet gösteren Galata Mevlevîhânesi bahçesinde, içinde ayrıca dört sandukanın bulunduğu İsmâil Ankaravî Türbesi’ndedir.
Sayfa 56 - cilt: 39, [M. Muhsin Kalkışım]
JAKIE'NIN ANNESİ
“Ah, küçük Petey'im benim!" diye feryat etti. "Annen iyi annelik edemedi sana. Ah, geri gel, küçük oğul!" Robert Teale dışında herkes ağlıyordu. Ben bile. Kızlar mendillerini çıkarmış burunlarının önünde tutuyorlardı. Petey'nin saçı dağılmıştı, sabah uykusundan uyanmış gibi duruyordu. Gerçekte uyanmamıştı ama. Tabutta ölüydü. Uyanmış gibi görünüyordu sadece.”
Reklam
Zaman
Sustu Yakup. Neden sonra, sus dedi Yusuf'a, rüyan sana devlet demektir. Ama ZAMANı çok sonralari gelecektir. Şimdi sus canım oğul! Yusuf'a peygamberlik muştusu verildi. Ama ZAMANı var ve çok sınanmasi, çok acı çekmesi gerekecek... Yolun serin ve selametli olsun, ah benim güzeller güzeli oğulcuğum, ah benim güzelim, Yusuf'um..
Sayfa 26 - timas
Mutlak Lâvanta 'dide-i ekvân' olan'a...
" gölün köpükleri, sonsuzluğu ısıran süt dişleri yaz'ın bir arının içindeki sazın gül sesine 'ebedî anne' olmaz'ın 'yitik oğlu' için her bahçe buğu ve bal gibi acı işte kurutulmuş çiçekler; artık kurutma kağıdı oğul aynaların, tutma dökülür benden mürekkeb'e, sıtma gibi bir yolculuk bu bekleyişte her şey bir kovan değil ne şimdi? dene akşamı matla ve ihtimâller sandığı yapan koyakta oluş'u.. sen âh yine Mutlak Lâvanta nûn içinde yattığımı bil"
Sayfa 23 - Aşina Kitaplar
Genç bir adam olarak son nefesini veren Şeyh Gâlib'in cenazesi yıkanırken henüz hayatta olan babası Mustafa Reşid Efendi'nin oğlunu son olarak görmek istediği,teneşirin başında, yağmur gibi dökülen gözyaşları ak sakalından süzülürken "Ah oğul,bu tahtaya kara sakal yakışmıyor" dediği bilinmektedir.
Kapı YayınlarıKitabı okudu
Ah,o küçücük onurları bir kere yara aldı mı erkekler ne basit ne ilkel bir yaratığa dönüşüverirler !
Reklam
Çin'in bir köyünde yaşlı bir adam varmış. Çok fakir... Ama imparator bile onu kıskanırmış. Adamın öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki... İmparator bu beyaz at için ihtiyara önemli bir para teklif etmiş, ama adam atı satmaya yanaşmamış. 'Bu benim için yalnızca bir at değil. Bir dost. İnsan dostunu satar mı?' demiş. Ama bir sabah kalkmış
Geri153
808 öğeden 796 ile 808 arasındakiler gösteriliyor.