Kürk Mantolu Madonna için inceleme yapmadan önce söylemek istediğim bir şey var; bu kitabı benim gibi okumayı erteleyen ya da erteleyecek olan varsa, ertelemeden okumalılar. Evet popüler bir kitap, bunu belki söylememe gerek bile yoktur, kitap severlerden okumayan neredeyse yok denecek kadar az kişi vardır, ama benim genelde okuduğum çoğu popüler kitaplar
Olmasa da olur ne çok insan birikmiş hayatımda; tıpkı bir daha okumayacağım kitaplar, kimsenin okumasını istemeyeceğim kitaplar, çirkin fotoğraflar, kırmızı kadife kutular içindeki "onurluklar" gibi... Beşinde neysem, arayı saymiyorum, ellisinde de o oldum sanırım. Annemi, o yasimdaki gibi sümüğümü çekerek istiyorum yine. Yeni birini tanımak, tanistirilmak gibi dertlerden azadeyim. Canımın istemediği insanlarla konuşmuyorum, ama sevgili, ama hoşuma giden gülümsemeli bir mesafeyle duranlara iki adım atmakta hiçbir sakınca görmüyorum, biri benim biri de onlar için... Ahh, ben kendime neden yalan söylüyorum?
Güzin Ablası kitaplar olan bir kızdım
İçim sıkılmasa o kadar
Tek bir satır bile okumazdım.
Taş bebeğim ters çevrilince ağlardı
Bir derdi var derdim.
Derdimi demeyi ben taşbebeğimden öğrendim.
Ninni derdim,ninni bebeğim!
Cam gözlerini kapardı,naylon kirpiklerini.
Plastik gözkapaklarının ardında,
Bilirdim rüyaları yoktu bebeğimin,
Gözyaşları da.
Ağladıkça tükürüğümden sürerdim gözaltlarına.
Bu kadar kolay harcamazdım rüyalarımı,
Kırmızı çantamda bayram harçlıklarım olmasa.
"Toplumun ahlak dışı ilan ettiği kitaplar, topluma kendi ahlaksızlıklarını gösteren kitaplardır, sadece o kadar. " (s. 260)
Esasen şair olarak bildiğimiz Oscar Wilde, bu kitabını da bir şiir gibi kaleme almış. Kitabı okurken bir Shakespeare oyununda hissettim kendimi zaman zaman. Karakterlerin konuşmaları kendi içinde çok şiirsel olduğu
Kitap ben üniversite de iken çok popilerdi. Herkesin elindeydi o zamanlar. Bende çok popiler şeylere pek yönelmem genelde. Alip okumadim. Aradan yıllar geçti Kpss ye 3.defa girmisim sınav mahkemelik olmus bizim atamalar gecikmis ne olacağu belirsiz ortada puanim bile yok daha, herkes ,"ayy yine mi atanamadın "diye üstüme gelirdiği bir dönemdi, kisaca baya depresyonda olduğum bir zamanda elime aldım bu kitabi. Ahh Şems bana ilaç gibi geldi. Kitabin geri kalaninda ne yazdıği umrumda bile degildi Şems'in 40 öğudu beni benden almısti. Hele ki " Hakk'ın karşina çıkardıği değisimlere direnmek yerine teslim ol. Bırak hayat sana rağmen degil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstjne gelir. Diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altınin üstunden daha iyi olmayacağıni ?" Öğudü o an bana söylenmis gibi geldi. Elif Şafak'a beni Şems okumaya şevk ettiği için minnettarım. Kitabın geri kalan hikayesinin pek bir espisi yok. Sıradan basit bir hikaye bence. Her zaman derim doğru zamanda doğru kitaba denk gelmek insanda pek çok şey değistirir. O yuzden bir şaheser olmasa da bu kitap benim icin özel kitaplar listesinde.
Karenina | Kitap Yorumu
Merhabalaar
Size muhteşem bir klasiğin yorumuyla geldim. Ahh 1060 sayfa nasıl da aktın gittin öyle. Üzerinde oturup böyle uzun uzun konuşulacak kitaplar olur ya, bu kitap öyle bir kitaptı işte. Her karakterin yaptıkları ve savunduğu görüşleri için kendine göre sebepleri, okurken sizin de kendi dünya görüşü ve vicdanınıza
Kitaplarda buluşuruz seninle, kitaplarla konuşuruz karşılıklı. Sesimiz, kalbimiz, sevgimiz olur o kitaplar. Sarıl o kitaplara ve içini döken cümleleri bul benim için, bende senin için aynısı yapıyor olacağım...
Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.
İç ses diye söylendim,
Ardından Yıldırım Gürses...
Aptal aptal güldüm bir de buna.
Bizi tek başımıza bırakın, elimizden KİTAPLARI alın o saat şaşkına döner, ne yana gideceğimizi, kimden yana çıkacağımızı, kimi sevip, kimden nefret edeceğimizi bilemeyiz.
Geç mi kaldım yine! Hayır hayır saat daha 16.00 olmamış . Otobüsün gelmesine on beş dakika var.Hemen çıkmalıyım.Elimde apar topar hazırlamış olduğum çanta. Ne koyduğumu, şunu da unutmamalıyım, şunu sakın diye düşünmekten hatırlamıyorum. Ama koyduğum kitaplar hala aklımda.
Bekliyorum ... Bekliyorum.
Hayır dayanamayacağım artık.Arıyorum, meşgul.
Beni kitaplarla tanıştıran sebepleri seviyorum.Birbirini etkileyen zincirler kümesi ne hoş! Bana her zaman hayatımın neden sonuç ilişkileriyle kusatildigini anlatıyorlar.
Bu kitabı okuma hikayemde "The True Cost " belgeselini izlememle başlıyor aslında.Buradan bu belgeseli öneren "Necip Gerboğa" hocama çok tesekkür ediyorum.Bu
Spoiler belki vardır belki yoktur bilemiyorum. Yazı bitince bakarız.
Özetle bir kaç aptal adam ve bir kaç aptal kadın sayesinde mahvolan hayatlar yumağıyla örülü bir kitap.
Şimdi şöyle bir durum var. Güler hanım kitabın hikayesinin gerçek hayattan alındığını söylemişti. Umarım ve dilerim ki bu kişiler Güler hanımın yakın akraba veya aile