Bir yıldan fazla zaman geçti. Bir dostum, “hocam, şöyle bir roman var, senin yazdığın ve ilgini çeken tarzda. Tavsiye ederim.” demişti. Elbette çok fazla kitap tavsiyesi alıyoruz ve hepsini okuma imkânımız olmuyor. Ancak sevdiğim biriydi ve o güne dek ne adını ne yazarını duyduğum bu romanı bir kenara not ettim. Bütün o zaman zarfında hep aklımın
Bir kış gecesi hayvan vagonlarına konularak yokluğa sürüldüler. Bilinmezliğe giden o yolculukta binlerce Ahıska Türk'ü hayatını kaybetti. İnsanlık tarihinin kara bir lekesi olan Ahıska Sürgünü hala hafızalarda ve yüreklerde... 14.11.1944 ~~~
Bir kış gecesi hayvan vagonlarıyla taşındılar...
14 Kasım 1944, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçti. Sovyet yönetiminin kararıyla 86 bin Türk ve Müslüman sürgün edildi. Gerekçeleri ise Ahıska Türklerinin sınır güvenliğini tehdit etmeleriydi.
Bir kış gecesi, 200'den fazla köy ve kasabada yaşayan binlerce insan, yük ve hayvan vagonlarıyla taşındı. 17 bini yolculuğu tamamlayamadı. Sebebi ise hava şartları ve yiyecek sıkıntısıydı. Göçün ardından açlık, salgın ve bulaşıcı hastalıklar nedeniyle 30 bin Ahıskalı daha Orta Asya'da göç ettirildikleri yerlerde yaşamını yitirdi.
Üzerinden 75 yıl geçti. Ancak kuşakları etkileyen acı unutulmadı. 60 bini Türkiye, 200 bini Kazakistan, 110 bini Rusya, 90 bini Azerbaycan, 50 bini Kırgızistan, 50 bini Özbekistan, 8 bini Ukrayna, 2 bin 500'ü Gürcistan, bin 801'i Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti,16 bini Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere 600 bine yakın Ahıskalı Türk, dünyanın çeşitli yerlerinde vatanlarına hasret olarak yaşıyor.
1944'deki Ahıska Türkleri Sürgünü, gerçekten söylenildiği gibi mi? Stalin sırf zevki için mi halkları kırıma(!) uğrattı? Yoksa bu bir yalan mı? 1942'de ABD, Japon savaşı sırasında, ülkesindeki Japonları sürgün etmedi mi? Yoksa bundan hiç haberimiz bile olmamış mıydı? Dönem hakkında gerçekler 👇🏼
1- Ahıska Türkleri sanılanın aksine Sibirya'ya değil
.
Bugün 18 Mayıs 1944 tarihinde Sovyetler Birliği’nin şefi Stalin emriyle gerçekleştirilen Kırım Türklüğü’nün sürgün ve soy kırımının 76. Yıl dönümü. Aynı zamanda Kırım milli meclisi tarafından Uluslararası 18 Mayıs Matem Günü olarak anılmaktadır.
Kısa Tarihçe:
Kırım Türklerinin Sovyetler Birliği tarafından sürüldüğü ve nüfusunun
Kırım Türkleri gibi Orta Asya'ya sürülen Ahıska (Mesket) Türklerine en büyük zulüm ve baskıyı, Türklük bilincinden yoksun Özbek, Kazak, Kırgız milliyetçileri gerçekleştirmekte.Sovyetler Birliği ve Komünist Partisi tarihe karıştı; ancak Türk toplulukları arasında birlik ve beraberlik ruhu, Türklük bilinci yok.Karabağ kaçkınlarına,Uygurlara, Kerkük, Batı Trakya ve Kosova Türklerine hiçbir Türk Devleti yardım etmiyor, haklı davalarına sahip çıkmıyor; keza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımıyor.
Stalin liderliğindeki Sovyetler Birliği, 14 Kasım 1944’te Gürcistan’ın Ahıska bölgesinde yaşayan onbinlerce Ahıskalı Türkü sınır güvenliğini tehdit ettikleri gerekçesiyle sürgün etti. Trenlere bindirilen gidecekleri yere kadar aşağı dahi inmemek koşuluyla vagonlarda günlerce yolculuk eden Ahıskalı Türkler Sovyet topraklarında dört bir tarafa dağıtıldı. Orta Asya’nın Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan bölgelerine sürgün edildi. Bir yurt edinme çabasıyla derin yaralar alan birçok Ahıskalı müslüman, sürgün yolunda yaşamını yitirdi. Sürgünde hayatlarını kaybeden Ahıskalı soydaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.
"2. Dünya Savaşı sırasında Almanlarla işbirliği yaptığı gerekçesiyle ilk önce Kırım Türkleri, akabinde Kafkasya halklarından Çeçenler, İnguşlar, aynı bölgede yaşayan Türk asıllı Karaçaylar, Balkarlar, Kalmuklar ve Gürcistan'ın güneybatısında yaşayan Ahıska Türkleri topyekün sürgüne uğrayarak anavatanlarından koparıldılar. Kırım Türklerinin yaklaşık yarısı bu yolculuk esnasında ve sürgünü takip eden yıl içinde açlık ve sefalet yüzünden hayatını kaybetti."
Hayvan vagonlarının içine istiflenmiş on binlerce insan, kendi elleriyle yaptıkları demiryolunun üzerinde bilinmeyen bir yere sürülürken, o gün Ahıska şehrinde hiç kimse evlerinden çıkmaya cesaret edemedi.
77 yıl önce bugün Türk olmanın bedelini ağır ödeyen Atalarımı saygı ve rahmetle anıyorum. Bir Ahıska Kıpçak Türkü olarak acılarını ve sürgünü en derinden hissediyor ve yaşıyorum. Hala yersiz ve yurtsuz binlerce Ahıska Türkü.
#14Kasım1944
Ebulfez Elçibey'in sözüyle başlamak istiyorum. "Sen Türk olduğunu unutsan da, düşmanın asla unutmaz." Yani önceki dönemlerdeki siyasal, ekonomik, toplumsal veya kültürel koşullar illa ki değişir, değişecektir de. Ancak düşman devletlerin düşünceleri ise değişmeyecektir. Kırım Türklerinin yaşadığı bu mezalim de bunun göstergesidir. 1783'ten günümüze kadar hiç bitmeyen şekilde uğradığı zalimlikleri tarihi belgelerle ortaya koyuyor. Bu yaşanılan olaylardan ders çıkarılması gerekmektedir. Tabi ki sadece Kırım'daki soydaşlarımıza değil, dünyanın diğer bölgelerinde Doğu Türkistan'da, Ahıska'da ve diğer Orta Asya coğrafyalarında, Filistin'de vb. yerlerde zulme uğrayanlara da üzülüyoruz. Ancak şunu da görüyoruz ki emperyalist olsun, komünist olsun ya da kapitalist olsun acımasızca mazlumlara, garibanlara saldırıyorlar. Sadece şekil değiştiriyorlar. Kırım Türklerinin yaşadığı zulmü ilk ağızdan duymak isteyenlere en güzel kaynak elinizdeki kitap. Kırım Türkleri denince akla ilk gelen de Gaspıralı İsmail. Ondan da çokça bahsediliyor. Gaspıralı'nın yanında da bir çok ileri gelenlerden ve başlarına gelenlerden bahsediliyor. Ayrıca türlü türlü yapılan işkenceler, adaletsizler de konu edilmiş. Okuyan her vicdan sahibi bu beyaz/kızıl komünistlerin nasıl acımasız olduklarını göreceklerdir. Allah zalime fırsat vermesin. Amin.
"Halkların kendi kaderlerini tayin hakkı"ndan söz eden Sovyet yöneticileri ise,tüm bu CumhuriyetIeri yıktıktan ve topraklarını yeniden işgal ettikten sonra, etnik bölücülükte daha da ileri giderek, bu defa topraklarında yaşayan Türk topluluklarından yüzlerce yeni "ulus" ve Türk dilinden de yüzlerce yeni "dil" yaratıyor (!)... Türk topluluklarında yaratılan yapay uluşçuluklardan en çok olumsuz etkilenen ise, yine Kırım Türkleri oluyor: 18 Mayıs 1944'te yurtlarından sürülen Kırım Türkleri ve Ahıska (Mesket) Türkleri, sürgün bölgelerinde en çok eziyeti, Rus görevlilerinin yanısıra, Orta Asya'daki Türklük bilinci dumura uğratılmış Türk asıllı kimi görevlilerinden çekiyorlar.