Amerika'da, İngiltere'de ahlak dine dayanırmış. Bu ne kadar kökü içeride düşünce böyle? Amerika'da bir sürü de tarikat vardır. Şu halde hemen tekkeleride açalım. Suriye'ye Mısır'a giden şeyhleri geri çağıralım, sokakları keşküllü dervişlerle dolduralım. Ne hallere düşmüşler! Demekki halkın gözünü boyamak için ellerinde başka çare kalmamış..
Kamu çıkarlarına hizmet eden kamuya ait kuruluşların çoğaltılması, devletin önemle göz önünde tutacağı bir sorundur. Bu sayede, tüm çıkarcı faaliyetler sınırlanır. Bu hal, vatandaşlar arasında ahlak birliğinin gelişmesine yardım eden önemli bir etkendir.
Yöneticiler vurguncuların suç ortağıdır; yasalar da, azınlığın çoğunluğu saymasına yetki veren "bir eşkiyalık" düzenini korumaktadır; burjuvazinin tekelinde olan eğitim gerçeğe karşı kullanılan bir savaş silahıdır; ahlak, devlet gücünü elinde tutan sınıfa boyun eğerek her şeyin yolunda gidebileceğini halka öğütlemekte; din de, cennete gidebilmek için "bu dünyada yoksulun yoksul kalması" gerektiğini tekrarlamaktadır.
Ne kadar sık ve uzun düşündüysem, şu iki şey hep yeni ve artan bir hayranlık ve huşuyla doldurdu ruhumu: Üstümdeki yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası. Ve devam ediyor, "yukarıda ve içimde bir Tanrı olduğunun kanıtı bunlar."
Atsız, yazıları ve eserleriyle Türk toplumuna ve özellikle de gençliğe millî ruhu, şuuru ve ülküyü aşılamayı hedeflemiştir. Ona göre, milletin temeli ahlaktır. Yüksek ahlak milliyetçiliğin de en başta gelen prenseplerinden biridir.