Esas ahlaksızlık
İnsanın insana zulümdür, kötülüğüdür, gaddarlığıdır.
Sayfa 183 - Doğan kitapKitabı okudu
Toplum kaliteyi - deyim yerindeyse - kusmaya başladı , iyiliğin yerini kötülük , temizliğin yerini pislik , hakkın yerini haksızlık , kibarlığın yerini kabalık ahlakın yerini ahlaksızlık alma yolunda epey ileri gidildi .
Sayfa 11
Reklam
Aslına bakılacak olursa, ahlaksal çökmüşlüğün kokuşmuş soluğunun sindiği güzellik karşısında duyulan acıma duygusu bu türden duyguların en güçlüsüdür. Ahlaksızlık kendi başına da çirkindir, iticidir; ama olanca tertemizliğiyle düşlerimize süzülen güzelliğe bulaşınca büsbütün itici olur.
Londralıların, Parisliler gibi sokaklarda değil, evlerinde yaşadıklarını hemen anladım. Bu yüzden de gece hayatı hiç yoktu. Gece yarısından bir saat önce, yaşam bitiyor, kent ölüyordu sanki. Sokaklar bomboş kalıyordu. Son seans akşam 7.30’da başladığı için, tiyatrolar, sinemalar da kapanıyordu. Ancak özel üyeleri olan tek tük gece kulübü ve İngiliz orta sınıfının bir ahlâksızlık yuvası saydığı Soho mahallesi biraz canlı kalıyordu.
Zaten bu aşktan kurtulmak istese bile kurtulabilir miydi? Olan olmuştu. İçine düştüğü aşkı bir elbise gibi çıkarıp atamazdı. "İnsan iki defa sevemez, ahlaksızlık sayılır. " diyordu.
Sayfa 337
Yaşarken, kamuoyunun dikkatli bakışı, çıkar çatışmaları, açgözlülükle açgözlülüğün savaşı, insanın eski paçavralarını saklamasına, söküklerini ve yamalarını gizlemesine, kendi vicdanına yaptığı itirafları diğer insanlardan esirgemesine neden olur; insan, başkalarını böyle kandırmasının en büyük ödülü olarak, kendisini de kandırmayı başarır, çünkü bu durumda, acılı bir deneyim olan utançtan ve korkunç bir ahlaksızlık olan ikiyüzlülükten kurtulmuş olur.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.