Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Deli ibram divanı -Ahmet büke
Kitabın ismine bakınca başka bir şey bekliyordum garip bir şekilde dini bir şey bekliyordum. ama kitap beni şaşırttı. Bir güce başkaldırı bir intikam romanı beklemiyordum. Hele ki İzmir'de, köstenceli osmandan bir ince memet çıkmış eczacı Süleyman Dan da Abdi Ağa çıkmış . Kitap bana garip bir şekilde İhsan oktay Anar'ın suskunlar'ı ile Yaşar Kemal'in ince memet karışımı gibi bir kitap olmuş.masalsı bir havası var ,yunus avlama sahneleri Yunan mitolojisi gibiydi.Ege kıyılarında olan Balıkçı kasabasından dağ başında bir köy izlenimi de veriyor.köyün Ağası da eczacı Süleyman olmuş,aslında basit olan konu aralara sıkıştırılmış hikayeler ile zorlaşıyor ve karmaşık bir hal alıyor .işte bu kısım ihsan oktay anar kitaplarını hatırlatıyor. Kitap balıkçı terimleri dolu fakat akıcı bir kitap çok büyük bir beklenti içinde olmamak koşuluyla okunmasını tavsiye ederim. Açıkçası çok etkilenmedim .
Deli İbram Divanı
Deli İbram Divanı
Ahmet Büke
Ahmet Büke
Deli İbram Divanı
Deli İbram DivanıAhmet Büke · Can Yayınları · 20211,577 okunma
·
Puan vermedi
İzmirli'ye bir yazardan okuduğum en güzel kitaplardan biri. Çok akıcı bir dili var ve konu insanın sürükleyip götürüyor. Özellikle İzmir'de oturanlara öneriyorum. İzmir'in eski haline sokaklarını merak edenler varsa mutlaka okunmali bence. Romanda 1950'lerin sosyal durumu ekonomik durumu siyasi durumu bunun yanında Doğa insan ilişkisi akıcı bir şekilde anlatılmış. Kısaca bu romanı bir İzmir masalı diyebiliriz çünkü Eser tam bir masal tadında.
Deli İbram Divanı
Deli İbram DivanıAhmet Büke · Can Yayınları · 20211,577 okunma
Reklam
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Gerçi o kıvamlı sıvı süzüyor bir sürü şeyi ama yine de geliyorlar. Duyu denilen şey bitse de hatırlama kalıyor geriye. O en güçlüsü çünkü. Anıların kodları zamanın en derinlerine işleniyor. Mesela ekmeğin kokusu değil ama ekmek kokusuyla ilgili anılar geri geliyor. Pankart sesleri, açılıp kapanan demir kapılar, sehpaya çıkan arkadaşlar, Pazar kahvaltısındaki ayva reçeli, eski cezvede kaynayan yumurta, rüzgarda kuruyan nevresimler, ipte unutulmuş mandalların kararması... Hepsi aniden geri geliyor. Ama onları tutamıyorsun da. Eski sandık kokusu gibi işte
Yüklük
YüklükAhmet Büke · Can Yayınları · 2014214 okunma
Hayatta en kötü şey topraktan uzak yaşamak gibi geliyor bana. Birisini erken öldürmek istiyorsan betondan dört duvarın içine koy.
Rahmetli dedem "Bir adamın duruşuna değil bakışlarına inan" derdi.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 günde okudu
Defalarca Kayboldum, 31 yazarın (Mine Söğüt,Murathan Mungan,Selim İleri,Sema Kaygusuz,Oya Baydar,Ahmet Büke,Yekta Kopan,Necati Tosuner...daha nicesi) 15 yaşın simgelediği yıllarını,kişisel deneyimlerini öykü,anı ve şiir türünde kaleme aldıkları yazılarından oluşuyor.Buram buram edebiyat kokan dili ve anlatımıyla okurunu o yıllara götürüyor. Genç okurlara hitaben bir araya getirilen bu yazıları bence yetişkinler de okumalı. Çünkü bugünden 15 yaşımıza bakarken,15 yaşımızın da bugüne baktığı gerçekliği yanı başımızda kol geziyor. 15 yaşa saygı duruşu âdeta...Keyifli okumalar.
Defalarca Kayboldum
Defalarca KayboldumKolektif · Günışığı Kitaplığı · 201914 okunma
Reklam
İnsan bazen istese de olmaz. O kadar olmaz ki, istemez bile .Hem hayat insandan hızlıdır.
Bak oğlum, dedi. İnsan dediğin yozdur. Hem de Kayacık kayasından daha karadır yüzü. İnsan ne işe yarar? Bir boka yaramaz. Ama karga dediğin mübarek hayvandır. Onu bunu ayırmaz, bulduğunu yer. Sonra bak insanlar ceviz dikmez. Fenalık getirir diye. Halbuki en büyük fenalık kendinden çıkar. Bu hayvancıklar cevizleri alır, dar günler için saklar, bazılarını unutur. Unuttukları çatlatır kabuğunu, toprağa sarılır. Ağaç olur. Ya erin kestiği, yaba yaptığı, sandık ettiği ceviz böyle olur. Karga hiç vurulur mu? Büyük günah.
Dünyanın en kötü şeyi böyle bir hayatı yaşamak galiba. Unutup tekrar hatırlamak. Hatırladıklarının yaşadığın zamandan önce ya da sonra olması. Bir türlü ‘’ şimdiki ana” ait olamamak. Daha doğrusu “yaşanan anı” anlamlandıramamak. Ben buna “ bir kefesi boş kalmaya mahkum terazi dengesi” diyorum. Terazi hep dengede ama sadece bir kefesi boş, bomboş hem de. Diğer kefede zaman akıp duruyor. Zaman başka bir ana atladıkça dengeyi gösteren tırnaklar biraz oynuyor, kalkıp iniyor, sonra karşı karşıya duruyorlar.
139 syf.
5/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bir alâmeti bulunmayan Alâmetler Kitabı!
Gaye Boralıoğlu'ndan fazlasıyla ümitliydim! Kitabın isminin ilgi çekici oluşu, arka kapağın mistik öyküler okuyacağım izlenimini yaratması beni oldukça heyecanlandırmıştı fakat sonuç hüsran! İlk eleştirmek istediğim nokta, yazarın dili. Kendimi ilköğretim düzeyi öykü yarışmalarında derece ile boy gösteren kişilerin öykülerini okur gibi
Alâmetler Kitabı
Alâmetler KitabıGaye Boralıoğlu · İletişim Yayınları · 2021159 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Deli İbram Divanı, benim Ahmet Büke’yle tanışma kitabım oldu. Ahmet Büke, hikayeleriyle tanınan bir yazar olsa da bu romanıyla 2022 Vedat Türkali Roman Ödülünü kazanmış. Bir arkadaşımın tavsiyesiyle okumaya başladığım bu kitap benim için de güzel bir başlangıç oldu. Roman, 1950'ler Türkiyesinde Demokrat Parti'nin iktidara geçtiği dönemde, İzmir'e yakın Köstence adlı bir adada geçer. Yoksul bir balıkçı ailesinin hayat mücadelesini anlatırken yazar, dönemin Türkiyesine de ışık tutar. Gelir adeletsizliği, sınıf çatışmaları, plansız büyüme ve zenginleşme romanda işlenen alt metinlerdendir. Bunun yanın sıra bir deniz öyküsüdür anlatılan. Yazar; Egeyi, oranın insanını, doğasını, efsanelerini, tarihini çok güzel bir dille okuyucuya sunar. Betimleri oldukça yerindedir, okurken deniz kokusunu hissedebilirsiniz. Bu romanı okumak bana
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
'in
Deniz Küstü
Deniz Küstü
romanını hatırlattı. Yaşar Kemal'i okumayı çok sevdiğim için bu hissiyatı almak benim açımdan oldukça güzeldi. Severek okuduğum bir kitap oldu ve bende yazarın diğer kitaplarını okuma isteği uyandırdı. "Zaman kesindir. Geri döndürülemez, tamir edilemez, her şeyden ve herkesten bağımsız halde sadece kendinde bir akışla dünyaya açar kendini."
Deli İbram Divanı
Deli İbram DivanıAhmet Büke · Can Yayınları · 20211,577 okunma
208 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Biz bu kitabı denizlikitapkulubü arkadaşlarımızla okuduk. Kitaplığımda okunmayı bekleyen eserlerdendi. İlk başları kitabı okurken zorlandım, hatta sıkılmaya başlamıştım. Ama okumaya devam ettikçe o kadar sevdim ki anlatamam size. Kitabımızın konusuna gelecek olursak eğer; yoksul bir balıkçı ailesinin hayatını anlatırken aynı zamanda insan ilişkilerini de bize aktarıyor. Roman da 1950’li yıllardaki sınıflar arası adaletsizlik, sınıflı topluluk, ayrımcılık, gelir eşitsizliğinin de harmanlanarak okuyucuya aktarılıyor. Aslında günümüzden de izlerinin olması, okurken hem o yıllar ile hem günümüz arasında bir bağlantı kurmamızı sağlıyor. Bana bu kitap aslında kendi varlıkları doğrultusunda hareket ederek, haklı olmakla bir kazanç sağlanamayacağı gibi gücü doğru kullanmıyorlar. Roman kısmen bilgilendirici, özgünlüğü tartışamaya açık olarak okuyucuya sunuyor. İyiliğin ve kötülüğün harmanlandığı, sömürü düzenine yapılan bir eleştiriyi okuyoruz aslında. Toplumsal gerçekliği, adaletsizliği, rantlaşmayı o kadar güzel okuyucuya yansıtıyor ki. Ben okurken çok etkilendim, çok beğendim. Beni etkileyen alıntıları da sizinle paylaşıyorum. Kitap kokulu okumalar dilerim.
Deli İbram Divanı
Deli İbram DivanıAhmet Büke · Can Yayınları · 20211,577 okunma
Biz avımızı bekleriz. Rızkımıza düşeni alırız.
Ne koca ne evlat. Ne balık peşinde yaşa­mak ne yemek düşünmek. Kimsesiz olmak kim bilir na­sıl güzeldir.
Leyla'nın koyu gözleri -hele şimdi annesi de gitmişken- korunaklı bir ev gibi gelmişti ona.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.