İçersinde kısa kısa öykülerin bulunduğu ve okuduğum ilk Ahmet Büke kitabı olan Kırlangıç Zamanı'nda, diğer çocuk kitaplarından farklı bir şeyler hissettim. Bu farklılığı ben de çözebilmiş değilim henüz.
Öykülerde toplumsal sorunların işlenmesi beni çok memnun etti. Mülteci sorunundan mevsimlik işçilere, çıraklıktan, gurbete kadar çok önemli konular öykülerin içinde "ben buradayım" demiş.
Halk dilinden kelimeler de öykünün inandırıcılığını ve samimiyetini arttırmış diye düşünüyorum. Kitap, zaten küçük çocuklara hitap etmediğinden dolayı, 13 yaş üzeri çocuklar öyküleri rahatça, anlayarak okuyacaklardır. Yetişkin bireylerin de Ege'nin içinden kopup dört nala gelen öyküleri kaçırmasını istemem.
Öykülerdeki hüzün havası da beni durgunlaştırdı ve "Toplumsal sorunların üzerinde ne kadar duruyorum?", "Hayatın gerçekliğini ne kadar kabulleniyorum?" ve "Ne kadar umut ediyorum bir şeyler için?" sorularını bir daha düşünmemi sağladı. Bu sorular için belki hiçbir zaman cevabını tam bir şekilde, net olarak veremeyeceğim sorulardır diyerek de kendimi avutuyorum.
Sözün kısası toplumdan, hayattan yana olan, gerçekliği ortaya döken bu öyküler, gerçekten okunmaya değer.
Çocuklar, bizden çok gerçekliği istiyorlar. Biz kaçıyoruz hep.
İyi okumalar.