Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ruhsal rahatlama ancak duygusal iletişimle mümkündür...
Ergenlik aidiyet ihtiyacının en belirgin olduğu dönemdir...
Reklam
Yetişkin çocuğuna değerli olduğunu söylediği halde; davranışlarıyla kıymetsizlik hissettiriyorsa çocuk kendini değersiz hisseder.
Çocuğa kazandırılacak en üstün özellik içinde bulunduğu anın keyfini çıkarmak, başkalarının yapıp ettiklerine odaklanmamaktır...
Sayfa 132Kitabı okudu
Güvenin özünde benliğin kendini emniyette hissetmesi vardır.Kişi kendini nerede emniyette hissediyorsa, orada güven duygusu vardır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Çocuk soyut aidiyet duygusunu kazandığında artık insanları değil, erdemleri savunur...
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Aidiyet birlikte olma çabasıdır, sahiplenme değil...
Sayfa 183Kitabı okudu
Hiçbir hayvan, insan sevgisinin, onunla kurulan bağın yerini tutamaz. Benzeşir, andırır, umutlandırır, ama gerçekler oldukça farklıdır...
Sayfa 207Kitabı okudu
Okuduğumuz kitaplardaki karakterler bir gün çıkıp gelse… ne hissederdik ki. Şöyle delicesine aşık bir adam her şeye rağmen sevip fedakarlık yapan bir kadın , hala dostluğa inanıp sırtını dayayabileceğin bir arkadaş hayvanlara değer verip koruyan insanlığını kaybetmemiş bir insanlık… Başka daha neler neler. Okurken hayal ettiğinden daha azına razı olamazsın ki zaten tasvirler beyninde yer edinip canlanıverir uyurken bile düşünü görürsün belki. Belki uyuyamayıp okumaya devam edersin. Gecenin yarısı olduğunu fark edip ışığı kapayıp yatarsın ama sonra meraktan uyuyamayıp kalkarsın ve okumaya heyecanla devam edersin. Kimlere oldu bu kim yaşadı bilemem ama şanslı derim o kişiye. Ben gibi şanslı olduğum nadir şeylerden biri bu beklide yaşadığım o his. O sıcaklık sayfalara dokunurken hissettim o samimiyet o bendenlik o aidiyet hissi. Daha nasıl tarif edilir ki. Bilmiyorum. Bazen bilmemekte güzeldir ama. Reklam girmeden araya devam edip her şeyiyle bana ait ve istediğim tamda bu diyebilmek. Şuanda herkesin aitliğe mi ihtiyacı var acaba farkında olanlar devam ediyor okumaya. Hiç okumayıp kıtapların yanından geçenlerse yazık farkında bile değil ne kaçırdığının. oku okut demogajisi gibi oldu bu biraz. Ama olsun verebileceğim beklide en güzel mesaj olurdu. Ve sayfanın en altına düşeceğim en iyi not odanızdaki size ait bir kütüphane olurdu.
262 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitapçıma gittiğimde sadece bir kitap alıp çıkacaktım fakat dışarının kalabalığı beni içeriye resmen hapsetti. Ben de çeşitli bütçelerle sınıflandırılmış diğer reyonlarda zamanımı geçirmeye başladım. Şuursuzca kitap bakarken karşıma Can yayınlarının bembeyaz parlayan kitabı çıkageldi. Genelde Can yayınlarının kitaplarını beğendiğimden dolayı
Benden Selam Söyle Anadolu'ya
Benden Selam Söyle Anadolu'yaDido Sotiriyu · Can Yayınları · 2014994 okunma
Reklam
544 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Öncelikle sözlerime, değinmeye gerek görmediğim ama gene de söyleme isteğini içimden atamadığım o bilindik bilgiden bahsetmeden geçmeyeceğim. Halide Edib tanımamız gereken insanlardan. Kitabın Halide Edib Adıvar'ın hayatını konu aldığını söylemeye lüzum olmadığını varsayıyorum. Derin, köklü bir araştırma, yaşama ve birikintiyle kaleme alınan bu
Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadın
Halide Edib: Biyografisine Sığmayan Kadınİpek Çalışlar · Everest Yayınları · 2010304 okunma
Coğrafyaya, mekana dair bir bağlanma, bir aidiyet duygusu yok bende. Zihnimi eşiyor, hafızamı yokluyorum. Hep yollar, kıvrılıp giden tozlu yollar...
263 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
"Romanı, saatte 300 km. gidebilen bir spor araba gibi tasarlıyorum. Dileyen okur yavaş yol alabilir, fakat hızlı okunmaya elverişli bir anlatımı benimsiyorum." diyen yazarımız sözünde duruyor ve gazı kökleyerek başlıyor romana ve son hız devam ediyor. Hayatta ayrıntıları ıskalamamak gerektiğini, aşkın ne zaman ne şekilde bizi bulacağını bilemeyeceğimizi, anne sevgisinin bambaşka bir şey olduğunu, insanların bazen yalanlara inanmak isteyeceğini, aslında hikayeleri ne kadar çok sevdiğimizi afili cümlelerle anlatıyor. Keyifli bir yolculuk, müzikli bir yolculuk vaat ediyor. ve kahramanlarına ilginç isimler ( Nuh Tufan, İbrahim Kurban, Umur Samaz ...) seçmesinin sebebini şöyle açıklamış yazar: "Biz, benlik imgesi kaymış bir toplumuz. Dikkat edin, sarsak, sığ kızların genel adı “Kezban” oldu. Ayşe, Fatma, Yahya, Süleyman gibi geleneksel isimler ile Çağatay, Tonguç, Tuğçe gibi isimler arasında sınıfsal aidiyet çağrışımı farkı var. Roman kahramanlarımı bu yüzeysel algı ve banal tasniften muaf tutmak için orijinal isimler seçmeye çalışıyorum."
Dublörün Dilemması
Dublörün DilemmasıMurat Menteş · İletişim Yayınevi · 200515,2bin okunma
424 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
çağımız insanının "aidiyet (identity)" bunalımı, hayatına anlam verecek bir kimlik arayışı ve bu arayışı dinsel-ideolojik inançlar,aşk ve gizem tutkusu çerçevesinde sürdürmesidir. Romanın örgüsü, dört ana kahramanın ağzından (Hepsi birinci tekil şahıs olarak), her birinin anlatımı diğerini tamamlayarak* ve olayların akışı dört kahramanın her birinin farklı bakış açısılarıyla aktarılır. Çünkü hakikat mutlak değil, kişisel ve görelidir
Erguvan Kapısı
Erguvan KapısıOya Baydar · Can Yayınları · 2004520 okunma
“ŞEHİRLERİN SULTANI SEYYAHLARIN AYNASINDA İSTANBUL” M.NİHAT MALKOÇ İstanbul, dünyanın en çok konuştuğu ve gıptayla seyrettiği bir dünya kentidir. Bu şehir filmlere, şarkılara, türkülere, romanlara, hikâyelere ve masallara konu olmuştur. Bugüne kadar İstanbul için neler söylenmedi, neler yazılmadı ki… Bundan sonra gelen nesiller de
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.