SOKAKTA BİR DELİ! Pencerenin önünden seslendim: —Holmes!... O sabah sokağı seyrederek vakit geçiriyordum. Cevap alamayınca yine seslendim: —Holmes!. —Ne var? —Sokakta deli var. —Tımarhaneye mi götürüyorlar? —Hayır, başıboş dolaşıyor...yürekler acısı bir manzara... adamcağızı ne diye sokağa bırakmışlar? Günah… Dostum gerindi, tembel
Ankara, o zamanlar avuç içi kadar bir yer. Yenişehir'in can damarı A tatürk Bulvarı. Bulvarı bir baştan bir başa yürüdünüz mü sağa sola selam vermekten yorulursunuz. Herkes, herkesi tanır. İşte o "herkes", Sakarya Caddesi'ndeki Laz bakkaldan ya da Bulvar'daki Trakya mezecisinden alışveriş yapar; çocukları Pekpak Pastanesi'nin
Reklam
..sınırlar darsa,dışarıdan gelen tüm çabalar, insanların ve şansın onun için tüm yaptıkları, o kişiyi sıradan, yarı hayvansı insani mutluluğun ve hoşnutluğun ötesine geçiremezler: O kişi duyusal zevklere,rahat ve keyifli aile hayatına, düşük bir dost canlılığına ve kaba saba bir zaman öldürmeye bağlı kalır.
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
"Hata yaptığı için üzgün olan kimse"
"Üzgün, kuyruğunu sıkıştırmış ve karşınıza öyle gelmek zorunda kalmış birine karşı sinirli davranmak, onu kendi hatasıyla daha da ezmek, yüklendikçe yüklenmek ilişkiye dönüşü olmayan zararlar verir. Karı-koca olmanın dost olmanın aile olmanın sınırı böyle zamanlardaki tavırlarımızla çizilir. Zor günde ona destek olup olamadığımıza göre ilişkinin ve sevginin gücü kendini gösterir. O üzgünken, ben kızgın olsam bile bu duygumu içimde tutup onu sarıp sarmalayabiliyor muyum? Aile olmak budur..."
Yalnızım dostlarım, yalnızım yalnızzz
İvan İlyiç onca insanın yaşadığı şu kentte, onca eş dost arasında ve onca aile üyesiyle birlikteyken, ne denizlerin dibinde, ne de toprağın binlerce metre altında bir benzeri daha bulunamayacak korkunç bir yalnızlıkla yüzü divanın arkalığına dönük yatarken, yalnızca geçmişin hayaliyle yaşıyordu.
Sayfa 74 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnanması güç bir hikâye gibi görünecek, biliyorum. Amy Biehl, Kaliforniyalı beyaz ve idealist bir fakülte öğrencisiydi. Bir burs kazanıp ırk karşı harekete yardım etmek için Güney Afrika'ya gitmişti. 1993 yılında ırk eksenli bir ayaklanmada siyah bir çete tarafndan öldürüldü. Yıllarca süren yastan sonra Any'nin anne ve babası refah içindeki hayatlarını bırakıp Güney Afrika'ya, kızlarının ülküsünü tamamlamaya gittiler. Aile, kızlarının katilleriyle tanıştı ve ayaklanmanın kaotik ortamını fark etti. Katiller suçlarından dolayı derin bir pişmanlık içindeydi. Amy'nin ailesi giderek bu adamlarla dost oldu, öyle ki katiller günahlarının kefaretini ödemek için Amy'nin adına kurulan vakıfta gönüllü çalışmak istediler. İki yıldan Sunra genç kızın eheveynlerine o kadar yakınlaşmışlardı ki, maktulun annesine "anne" diye hitap ediyorlardı.
Reklam
808 öğeden 631 ile 640 arasındakiler gösteriliyor.