Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Kadransız Saat
Herkese merhaba,
Bugün kitaplığımın rafında görünce aklıma gelen bu kitabı yorumlayacağım. Aslında çok güzel konulara değinmesine rağmen okuması çok yorucu bir eserdi. Ara tatil döneminde, hiçbir işim yokken okumuş olmama rağmen kitap bir müddet elimde sürünmüştü.
Kitap ayrımcılığı, ırkçılığı, ötekileştirmeyi anlatıyor. Kitabın en güzel tarafı karakterlerin yaşadıklarını, hissettiklerini kendilerinden dinliyorduk. Fakat bu aşamaya gelmeden önce bi' durup "bu kitap ne anlatıyor?" diyorsunuz. Giriş kısmında çok fazla ve boğucu detay vardı, çok kopuk bir bölümdü, bu nedenden ötürü kitapla bağ kurmam daha giriş kısmında zorlaştı. Ardından daha ne olup bittiğini anlayamadan karakterler eteğindekileri dökmeye başladı. Derken ben hiçbir şey anlayamadan kitap bitti.
•••
Kitabın birkaç yerinde duygusallaştım, çok güzel yazılmış alanlar vardı fakat kitabın genel itibariyle 'karmaşık' bir şekilde yazılmış olması bu kısımlarda olaydan bağımsız bir şeye duygusallaştığımı hissettirdi.
Çok güzel konulara değinmesine rağmen benim için yorucu ve boğucu bir kitap olmuştu.
Aranızda bu kitabı okuyan varsa görüşlerinizi merak ettim, yazarsanız sevinirim. Bu durumu bu kitabı okurken yaşayan sadece ben miyim acaba?
Yukarıda yazdıklarım benim deneyimlerim. Bu nedenle okumayı düşünenlere keyifli okumalar diliyorum.
O Alec'e aitti. Gezgin ruhu nihayet dinlenebilecekti.
Malec hem dizide hem de kitapları okurken favorimdi. Mükemmellerdi. Cassandra Clare'in önerdiği okuma sırasında Camlar Şehri'den hemen sonra geldiğini öğrendiğimde Düşmüş Melekler Şehri'ne başlamak üzereydim, isabetli oldu. Kitapta olmasını beklemediğim çok güzel anlar vardı. Magnus'u daha da tanımamı sağladığını düşünüyorum ve
5/10
"Yenilenmek, kendini yinelemekten daima daha zor ve daha iyidir." -sayfa 11
Deprem'den dolayı mağdur olan veya yakını mağdur olanlara geçmiş olsun diliyorum. Bu ve bundan sonra paylaşacağım diğer kitap yorumunu mazur görün lütfen.
Dipnot:Bu incelemeyi 08.02.2023 tarihinde yazdım.
(Kitabın içeriği +18 idir ve bu yorumumda
·
Puan vermedi
Kitabımız dört bölüm ve bir de "son bölüm"den oluşuyor. Hikayeyi dört bölüm oluşturuyor, son bölüm ise yazarın 2013'te kitaba yaptığı sonsöz eklemesi. Kitap esasında bir fabl. Karakterleri martılar. 147 sayfalık bu kitap, içerisinde çocuk kitaplarında olduğu gibi bir sürü resim de barındırıyor.
Değerlendirmeler, Övgüler ve
166 syf.
·
Puan vermedi
Kerime Nadir yazarın, dehşet gecesi adlı kitabı oldukça enteresandı. Ilk enteresan nokta da kendi yazdığı kitabı kendi oluşturduğu kitap karakterine "inceleme" yazdırmasıydı. Üşenmeseydim edebiyat elestirmeni karakterinin incelemesini kitaba dair bölümde satır satır yazarak "işte! öykündüğümüz edebi inceleme aslen böyle olur"
Yapay zekâ ( YZ ) adını son 10 yıldır duymadığımız bir gün geçmiyor desek istediğimiz matematiksel bir karar mekanizması aslında . İşinin uzmanı birinin alacağı kararları hatta daha iyisini , onun yerine geçen YZ'nın da almasını isteriz . Dolayısıyla bir insan gibi düşünebilmeli ama bunu tek bir insanın zihnine sığmayacak kadar fazla parametreyi ve istatistiksel sonucu değerlendirerek yapmalı . YZ , büyük şirketlerin yüksek maaşlı CEO'larının yerini almayacak belki fakat ister hükümet yetkilisi isterse CEO olsun önemli noktalardaki karar vericilerin danışmanlarının yerini alacağı kesin . YZ'nın benzersiz yeteneklerinden biri olan isabetli tahminler yapabilmenin ardında , doğru bilgilerle uzun süre eğitilmesi var . Bu bana biraz eskiden hükümdarlara danışmanlık yapan falcıları hatırlatıyor . Fakat geçmişteki yıldız falı bakan hokkabazların aksine YZ , yüzlerce hatta binlerce olayın sonucuna bakarak gelecekteki benzer bir durum için nasıl pozisyon alınması gerektiğini tahmin ediyor . Nitekim teoride , alinacak her karar için YZ'ya danışmak mümkün , diğer bir deyişle kullanım alanı sınırsız . Zamanla daha etkin şekilde eğitilen YZ algoritmaları , hayatımızın her alanında işleri kolaylaştıracak . Buna dair ilk aklıma gelen örnekler Google ve DeepL'in çeviri motorları . Karmaşık bilimsel çevirilerin bile altından kalkabilen bu tamamen ya da kısmen ücretsiz çeviri hizmetlerinin zaman içindeki gelişimine hepimiz tanık olduk . Sürekli daha iyi çevirilerle eğitilen bu motorların şiir gibi metinleri çevirmesine zaman varsa da çok yakında edebi roman çevirisiyle karşımıza çıkmaları şaşırtıcı olmaz doğrusu .
Ben biliyorum diyerek okumamak büyük bir yanılgı
Çocukken masal gibi dinlediğim geçmiş zamanda gerçekleşmiş ve İslamı anlatan kitapları her okuduğumda aynı duygular içerisinde oluyorum. Aslında çok farklı bir inceleme yapacakken aklıma gelen bir cümle var, bu aralar bana hayatın acı acı öğrettiği bir cümle. Sonuçları benim için hep üzücü olduğu. Öğrenmek bazen acı verici olabiliyor. Cümle şu; hayat gerçeklerle dolu, sonucunu bilmediğiniz kararlarla dolu. Bir karar veriyorsunuz ve sonucunda böyle olacağını bilseniz asla vermeyeceğiniz bir karar olduğunu söylüyorsunuz. İşte bu noktada verilen bu yanlış kararlar bize doğru karar verme yetisi, öngörü yeteneği kazandıracak; en azından bu açıdan baktığımda daha az acı verici oluyor.
Neyse kitap incelemesine geçeyim…
Kitabı alma sebebim, sınav içindi. Başlangıçta çok etkilemese de ilerledikçe, bunları sürekli duymuştum ama bu gözle bu düşünceyle hiç duymamıştım. Çok güzel ve sade bir anlatımı var. Herkes okusun, ben biliyorum artık demek çok büyük bir yanılgı gerçekten. Zamanla okudukça ve farklı yaşta farklı durum ve olaylar içindeyken okuduğun şey farklı anlamlar farklı cevaplar veriyor insana.
İmanı ve imanın esaslarını, Allah’ın sıfatlarını, isimlerini, peyganberlerini, kitaplarını anlatan güzel ve okunmaya değer bir kitap. Tavsiye ederim, okumak güzel şey…
Başımız Sağ Olsun Türkiye! Yüzyılımızın en büyük felaketinde kaybımız 3549 son güncellemeyle. An be an takip etmeye, yardım etmeye çalışıyoruz, dua ediyor endişeleniyoruz. Ya yardım ediyoruz ya da yardım edenlere yardım ediyoruz. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz da. İnşallah bu günleri atlatacağız. Yaşananlara yönelik bazı yorumlarım oldu
Favori serilerimden birinin sonuna geldim. Muhteşem bir maceraydı. Baştan sona ve her şeyiyle çok sevdiğim bir seri oldu. Üç veya daha fazla kitaba sahip serilerde çoğunlukla sevmediğim bir detay, olay örgüsünde aklıma yatmayan noktalar veya serinin sevmediğim bir kitabı olur. Caraval ise bu genellemenin dışında kalan serilerden biri oldu.
Kitaptaki olaylar bazen işler sarpa saracakmış gibi hissetmeme sebep oldu ve bunu kitaptaki olaylar açısından söylemiyorum. Bazı yerlerde yazarın bocalayacağını düşündüm ama öyle olmadı. Çok güzel toparladı ve karakterler, onlar için hayal ettiğim sonlara kavuştu.
İnanılmaz büyülü bir evren ve yine inanılmaz sevdiğim, konfor alanım haline gelen bir seri.
Yalnızca unutmayın, bu sadece bir oyun.
:)
Ufak Bir Ekleme: Jacks "adını" Vale olarak çevirmek tam olarak neyin nesi? Evet, iskambil kartlarına bir gönderme var ama ona Vale demenin gereksiz olduğunu düşünüyorum. Yazarın Once Upon A Broken Heart serisi, Jacks ile ilgili ve ilk kitabı Dex tarafından geçen sene Kırık Bir Kalp adıyla yayınlandı. Bu isim olayı bazı okurlar tarafından kafa karışıklığına sebebiyet verebilir. Çünkü bu seride Vale olarak okuduğumuz karakter orada Jacks. Oldukça yanlış bir tercih olduğunu düşünüyorum.
Bir Karaktersizin Anatomisi; Joseph Fouché
Kitabı okurken karaktersiz bir siyasetçinin yaşam öyküsünü okuyacağımı düşünmüştüm öyle de oldu. İktidarda kalmak uğruna her türlü cambazlığı yapan, durması gereken yeri asla tam olarak bilemeyen ve kendi çıkarları dışında hiçbir değere sahip olmayan bir isim Fouché. Ancak kitabı okurken beni etkileyen onun yaşam öyküsünden çok Napolyon ve Zweig
