Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
“Küçükken çekilen acıların ateşi kolay sönmüyor, kolay unutulmuyor ve izlerini hayatımız boyunca üstümüzde taşıyoruz.” Aşk yakıyor Ayrılık kavuruyor Aldatılmaksa hep çok acıtıyor…
Çok güzel bi kitap kesinlikle çok beğendim çok acıklı ve duygusal bi kitap bu herkesin okumasını tavsiye ederim
Anna Karenina | Tolstoy
Tolstoy, Anna Karenina’yı bitirmekte çok güçlük çekmişti. Kitap daha bitmeden önce onu sıkıyordu: “Şimdi gene can sıkıcı ve bayağı Anna Karenina’ya girişiyorum. Biricik isteğim bir an önce bitirmek.”
Ben de ne yazık ki kitabı okurken aynı hislere kapıldım..
Prens Stepan Arkadyeviç (Stiva); 6 çocuk meydana getirdiği Darya Aleksandrovna (Doli) ile
Kitap gerçek bir hayat hikayesinden alındığından mı, yoksa Kenan Bey'in başından geçenlerin sarsıcılığından mı bilmem kitap beni çok etkiledi. Öyle ki kitabı kapatırken bu yaşananların bir yakınımın başından geçtiği hissine kapıldım. Aslında ilk başta çok sevememiştim Kenan Bey'i. Kadınlara olan bakış açısı, her birini bir başkasıyla aldatışı, tüm
Azîz Nesin'in okuduğum kitapları içerisinde en iyisi kesinlikle. Mizah denilince Aziz Nesin'den ötesi yok zaten edebiyatimizda. Yine mizahi unsurlarla dolu dolu bir kitap. Abartısız olarak söylemek gerekirse okurken kahkahalar atmama vesile oldu.
Gel de sevme böyle adami. Canınız sikkinsa Aziz Nesin okuyun vesselam.
Sakin oyle salt gülmek için değil, ne mesajlar veriyor bize dair ne mesajlar. Aslında bizi, bize anlatıp güldürüyor. Kendi halimize gülüyoruz. Biz tam olarak anlattıklarıyız. Kitabın son sayfasında meselenin özünü yazmış zaten, zübük olan bizleriz. E bu kadar zübük olan yerde de böyle zübükler çıkar diye söylüyor yazar. Dogru da söylüyor. Aldanmaya, aldatılmaya müsait bir toplumuz. Böyle bir toplumda da aldatmasını bilen her daim yükselir. Evirir çevirir, kılıfına uydurur. Bana bir yalan söyle, inanayım diye gelenlere yalan satmıştır Zübük. Istenileni yapmıştır yani.
Böyle bir kitap işte. Toplumun cehaletine mi veryansın etmemiş, kitlelerin nasil bir yalan etrafında birleştiğine, kendilerini bir yalana nasil bağladıklarına mı içerlememiş Aziz Nesin inceden inceye.
Dili zaten çok samimi, ıçten. Kendine özgü bazı kelimeleri kullanış biçimi yazım hatası sayılmasın bu arada. Her kitabında var. Gerçi her kitabın sonunda buna dair uyarı da var. Kasaba halkının gözünden Zübük' e dair anlatılanlar acayip komik. Aralarında geçen sohbet bunları yazarken bile güldürüyor.
Her yönüyle komple bir eser. Bizi, bize gösteren bir eser. Zübük neden var diye sormayalım, zübüklüğümüze yanalım.
Tekerrür
Dostoyevski okurken olağan gerçekliğin acımasızca ortalarda kol gezmesi halini kabulleniyor insan. Yorumun devamı sürprizbozan içerecek.
Aldatılan bir adamın, eşinden alamadığı intikamı bir başkasından olan kızından ve kızın babası olan dostundan çıkartmasını anlatan bu kurgu temelde pişmanlıklar ve görmezden geldiklerimiz üzerine yazılmış
Evrensel ve Zamansız Klasiklerden "Bir Hayat"
Olay öyküsünün öncüsü sayılan Maupassant'ın bu kitabı, Tolstoy tarafından da ayrı bir yerde tutulmuştur. Gözlemciliği, betimlemeleri, olay örgüsü, natüralistliği dikkat çekmektedir.
Kitapta bahsedilen ana başlıklara şöyle bir bakıldığında evlilik, din, kilise (engizisyon), aldatma ve aldatılma, kadının evlilikteki konumu, eğitim, genetik, soyluluk
