Dünya’daki hayat şartlarını henüz bilmiyorlardı. Ama alışmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Çok zor olmayacaktı. Çünkü alışmaktan başka seçimleri yoktu.
En çok hayret ettiklerinden biri de herhangi bir yerdeki insanın çektiği acıdan ötekinin mutlu olabilmesiydi. Bunu akıllarına aldıramıyorlardı. Maddi çıkarlar için yapılan savaşları ise hiçbir şekilde kabul edemiyorlardı. Büyük kitleler halinde birbirlerini öldüren insanları duydukça üzülmekten öte bir his duyuyorlardı.
Uğur UKUT (Kıyamet Kızılı Tugvan 2)
Sevgili Dost,
O'nun adıyla başlamak, kalbe öyle bir kuvvet verir ki, meşguliyet ne kadar çetin, ne kadar girdaplarla dolu olursa olsun, sonsuz irâdenin emânetidir artık...
Sevgili Dost
Neden insanlar kendi çıkmazlarının ağrısını, başkalarının mutluluğuna gölge düşürerek dindirmeye çalışıyor? Neden kendimizi kabullenmek yerine, bir başkasının
İş yerinin yoğun çalışma ortamından biraz olsun sıyrılmak, nefes almak için arkadaşımla beraber bahçeye indik. O sigara ile nefes alacak bense onun yüzündeki rahatlamayı görerek kendime telkinlerde bulunacaktım. Çıktık dışarı. Hava oldukça kasvetliydi, öğlen olmasına mukabil insanda, akşam hissi uyandırıyordu. Havadan sudan muhabbetlere daldık.
》"Rutin katildir." Bu hayatın her alanında geçerlidir; ilişkilerde, iş hayatında, günlük hayatta... Rutini öldürmek için ufak değişiklikler yapmayı, hayata biraz heyecan ve adrenalin katmayı bilmek lazım, en azından ben öyle yapıyorum.
》Kahramanımız Bay C. de rutinden, bir şeylere alışmaktan ölesiye korkuyor. Bir de babasına
Bi Sevmekten Bi Ölümden, Adalet Ağaoğlu’nun “Sessizliğin İlk Sesi” adlı hikâye kitabının altıncı hikâyesidir. Bu eser toplamda iki bölüm ve on iki hikâyeden oluşur.
Bi Sevmekten Bi Ölümden, yazarın Yüksek Gerilim öyküsünün devamıdır. Yüksek Gerilim’de eyleyenler şunlardı; “Kadir Çiçek, Sakine Çiçek, Kemal, Gülten, Ayten, Orhan, Hasan, Sefer,
Öte yandan, aşkın evlilikten kaynaklandığı görüşü de kati surette yanlıştır. Evli bir çiftin, evlendikten sonra dahi birbirlerine aşık kalmaları gibi mucizevi vakaları nadiren duyabiliriz; lakin işin aslını iyice araştırdığımızda, böylesi durumların kaçınılmaz olan duruma alışmaktan ileri geldiği hemen ortaya çıkacaktır. Çünkü iki insanın birbirine alışmasının kendiliğinden uyum sağlamakla, yoğunlukla ve aşkın güzelliğiyle yakından uzaktan alakası yoktur; eğer gerçek bir yakınlaşma ve uyum yoksa, aşkın kendi güzelliğinden eser kalmamışsa, evlilik mahremiyetinin, kendi doğasından gelen boğucu etkiyle kadını da erkeği de gerilettiği herkesçe bilinen bir gerçektir.
Agora Kitaplığı, 1. Basım, Ağustos 2006Kitabı okudu