Çünkü iyiler alkış almak, hatta iyi olmak için bile kötünün yardımına yaslanıyordu.
Sayfa 135Kitabı okudu
Ağaç kestiriyorlardı yasalara büründürerek... Oysa iki ip asıp, ortasına bir tahta koyup üstünde salınmış olsalardı.. Belki "ağaç keserek ayakta kalan dünyanın keriziyiz" diye düşünürlerdi. Kim mi? Türk bakan, vali, kaymakam, tarım ve köy işleri il müdürü, ilçe şefi ve orada yaşayan ve siyasisine alkış tutanlar ve duyarsızlar elbette.
Kanadalı firma da şöyle düşünüyordu.. Ağaç kesilirken kendi ağacına sahip çıkmayanın vicdanı sızlamıyorsa, bizimki niye sızlasın ki?
Bu satırları yazarken, bir gün size göstereceğim, en büyük sevginin tabiata saygı olduğunu, diye kulağıma çınladığını duyuyorum. (fs)
Bayıldım, muazzam bir kalemi var yazarın. Öyküler o kadar içtenlikte yazılmış ki, bizzat gözünüzde canlanıyor. Son öyküsüyle boğazımda bir yumru bırakmış olsa da, harikulade bir yazarla daha tanışmanın mutluluğu var içimde..
Övüldüğü kadar varmış, ve artık ben öykü sevdiğime kanaat getirdim..
Yerli yazarlarımıza kocaman alkış :))
Ömür İklim Demir
“Mahkemede, suçlu sandalyesinde, bilerek ya da işledikleri suçları bilmek zahmetine katlanacak kadar dahi düşünmediklerinden bilmeyerek, eziyet eden, hor gören, aşağılayan, ihmal eden, aldırmayan, unutan, kötüleyen, alay eden, ıstırabı paylaşamayan, insanlar arasına duvarlar çeken, küçümseyen, çaresiz bırakan, yalnız bırakan, terkeden, baskı
Çocuklar...
Kral çıplak çocuklar!!! Hâlâ kimi neden alkışlıyoruz??? Dalkavukların sahnesinde soytarı krallar ve o kralların ülkesinde halk neden seyirci??? Niye alkış tutuyor???Bayağılık sevilir mi hiç çocuklar??? Kültür sanat kimin için çocuklar???
Sadakati ölçmek
"İşin aslı, mesele insanları bir araya getirmek olduğunda yalan hikayelerin hakikat karşısında yapısal bir avantajı vardır. Grubun sadakatini ölçmek istiyorsanız insanların saçmalığa inanıp inanmadığına bakmak, hakikate inanıp inanmadıklarına bakmaktan çok daha iyi bir testtir. Büyük şef, “Güneş doğudan doğup batıdan batar,” dediğinde alkış tutmak için şefe sadakat şart değildir. Ama şef, “Güneş batıdan doğar ve doğudan batar,” derse, sadece gerçekten sadık olanlar alkış tutar. Aynı şekilde, tüm komşularınız aynı ipe sapa gelmez hikâyeye inanıyorsa, bir kriz anında birbirlerine destek çıkacaklarına güvenebilirsiniz. Sadece kanıtlanmış olgulara inanmaları neyi ispatlar ki? "
Sayfa 222 - Kolektif.kitapKitabı okudu
Bir gün bir tiyatronun perde arkasında yangın çıktı. Palyaço gelip izleyicileri uyardı. İzleyiciler bunun bir şaka olduğunu düşünüp alkış tuttu; palyaço söylediklerini tekrarlayınca alkışlar arttı. Bana sorarsanız dünya böyle sona erecek: Her şeyin bir şakadan ibaret olduğunun sanan cin fikirli tiplerin tezahüratları eşliğinde.
Sayfa 33Kitabı okudu
Satranç İnceleme
Durun ve sakince her kelimede heyecanın, sürükleyiciliğin daha da arttığı, sizi sayfaları arasına resmen hapseden, bitirmeden kafanızı kaldırmamanız gerektiğini hissettiren bir kitap düşünün. Satranç. Yani o kitap.
Bir gemide başlayıp yine aynı gemide biten kitabın içinde sakince olan olaylardan birkaç sayfa sonra kendinizi bir anda sonrasında neler olacağını öğrenme isteğiyle, heyecanla sayfaları çevirirken bulabilmeniz pek mümkün. Okuma hızınıza göre değişebilir, ama mutlak bir veya iki günde baştan sona okuyabileceğiniz gayet keyifli, heyecanlı ve sürükleyici bir eser.
Bir yandan Dr. B.'nin anılarını okurken kendinizi geçekten oradaymış gibi hissedecek, bir yandan da dünya şampiyonu Czentovic'in son derece sakin, umursamaz, hatta kaba tavırlarına sinir olurken bulacaksınız kendinizi. Kendi adıma söylüyorum, en azından.
İster satrancı seviyor olun ya da hayatı boyunca neredeyse oyuna elini sürmemiş bir yabancı. Okurken en az bir kez canınız satranç oynamak isteyecek, kesinlikle.
Satranç 
Stefan Zweig
*bi cümle
Mahkemede, suçlu sandalyesinde, bilerek ya da işledikleri suçları bilmek zahmetine katlanacak kadar dahi düşünmediklerinden bilmeyerek, eziyet eden, hor gören, aşağılayan, ihmal eden, aldırmayan, unutan, kötüleyen, alay eden, ıstırabı paylaşamayan, insanlar arasına duvarlar çeken, küçümseyen, çaresiz bırakan, yalnız bırakan, terkeden, baskı yapan,
Sayfa 223Kitabı okudu