Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
‘Sofraya krallar gibi kurulurdum. Bizler bu birkaç saatlik şölenin kralları, güneşleriydik. Zira bu ziyafette gelecekleri belirlenecek, şef olma umutlarının trajik şekilde uzak yahut hoş şekilde yakın ve parlak ufukları çizilecekti. Alkış tufanına tutulmak üzere arenaya giren imparator misali salona girip “Şölen başlasın,” diye emir verirdim. Güce sahip olmanın baş döndürücü atmosferini solumamış birisi, bütün bedene yayılıverip, bedeni uyum içine sokan, kişinin bütün yorgunluğunu alıp götürüveren, rahatsızlık veren bütün gerçekliği de siliveren o anki adrenalin patlamasını tahayyül edemez; tıpkı savaşmaya hacet kalmadığı, korku salmanın verdiği sarhoşluğu tadarak ele geçirilenlerin keyfinin çıkarıldığı anda, önüne geçilmez gücün yaşattığı o esrimeyi tahayyül edemeyeceği gibi’.
Bu da benim kalemimden; (Anı) Hiçbir şey şey yapmak gelmiyor içimden. Belki biraz uyumak. Üzerime ince bir battaniye örtüp kapatıyorum gözlerimi. Düşle gerçek arası bir yerdeyim. Belki geçmiş, belki şimdi. Hiçbir şey bilmiyorum. Etrafım tanıdık insanlarla dolu.Hepsine aynı şaşkınlıkla bakıyorum. Sonra büyük bir aynanın karşısında buluyorum kendimi.Senelerdir görmediğim arkadaşlarım yanımda.Konuşuyorlar,gülüyorlar ve bana sürekli bir şeyler soruyorlar. Onlara bakıyorum.'' Heyecandan ölebilirim '' diyorum. Heyecan, ben,arkadaşlarım,uğultu,ayna,duvarları beyaza boyalı oda... Biri kapıyı tıklıyor.''Herkes hazır, hadi'' diyor bana.Kim olduğunu anımsamıyorum.Belki annem. Belki de orada bulunan bir görevli.Sonra onun sesini duyuyorum.Birazdan koluna girip usul adımlarla yürüyüp,herkese gülümseyeceğim.Son kez bakıyorum karşımdaki aynaya.Üzerimde bembeyaz bir elbise.Etek uçları uzun.Başımda bir tül.. ''İyi günde kötü günde ''diyor memur.Sözler tanıdık.Bilmem bu kaçıncı duyuşum.Ama ilk defa bana söylüyor.Sonra;''evet'' diyorum.Salonda bir alkış kopuyor.İçimden dua ediyorum ama kimse duymuyor.O an herkes bana yabancı.Kimseyi umursamıyorum.Sonra dua bitiyor. Yine bilindik yüzleri görüyorum. Bakışlarımla babamı arıyorum.İşte orada. En uzakta .Ben ona baktıkça aramızdaki mesafe büyüyor.Elimi uzatsam tutamam. Sarılmak istiyorum ona. Ama olmuyor.. Gözlerim doluyor. Herkes mutluluktan ağladığımı sanıyor. Selvihan Kadıoğlu
Reklam
MÖ 4. yüzyılda, Atina yakınlarındaki Marathon Ovası'nda yapılan savaşta, öğleden akşama değin süren çarpışmanın sonunda, Atinalılar Yunanistan'daki ilk Pers istilasını geri püskürttüler. Savaş, güçlü Pers ordusuna karşı Yunanlıların zaferiyle sonuçlandı. Efsanede, adının Ariston olduğu söylenen askerin, Marathon Ovası ile Atina arasındaki yaklaşık 40 kilometrelik mesafeyi koşarak, zafer haberini verdikten sonra öldüğü söylenir. İşte günümüzdeki ''maraton'' koşuları da içinde dayanıklılık, gözyaşı ve zaferin olduğu bu hikayeye dayandırılır. Bu kitapta ''Hayatın Maraton Yarışı''ndan birçok örnek göreceksiniz. Yarışın en zor aşamasını ifade eden ''26. Kilometre''de kitabın başlığı olarak karşınıza çıkıyor.
Mısır Seferi'nden dönerken Koca Yavuz, hem halifelik ünvanını getiriyordu hem de Mukaddes Emanetleri. Devletin topraklarını üç kat büyütmüş bir padişah olarak onun gelişi İstanbul 'da heyecan dalgaları oluşturuyordu.Halk haftalardır ayaktaydı. Derken beklenen ordu Üsküdar 'a yanaştı.Gündüz vakti idi. Karşıya geçilebilirdi. Padişah istirahat emri verdi. Devlet adamları şaşırmıştı. Payitahta bu kadar yaklaşmışken iş miydi bu durum! Sebebi sorulduğunda tarihin kulak kesilip dinleyeceği şu ibret dolu sözler duyulacaktı, ''Halk uzun zamandır bu dönüşü beklemektedir.Şehre gündüz girersek bu başarıyı bizden bilen insanlar alkış tutacaklardır. Halbuki bu başarı bizden değil Allah'tandır!'' Koca ordu başlarındaki büyük sultan ile birlikte geceyi bekler ve insanlar yataklarına çekildikten sonra şehre girerler. İşte Osmanlı bu durumunu muhafaza ettiği müddetçe büyük kalabilmiş, ne zaman ki bu değerlerini unutmuş, zayıflamış ve nihayetinde yıkılıp gitmiş...
"Hayatımda mesut olduğum ilk gece... Sanatın ruhuma verdiği güzel bir sarhoşluk içindeyim. O piyeste güzel bir sahne vardır, orada taşkın bir saadetle ağladım, ağladım. Sahiden ağladım. Alkış, alkış, alkış!.. Perde kapandı. Bana çiçekler getirdiler. Muharrir Hüseyin Suat Bey kuliste bekliyormuş, ben çıkarken durdurdu, alnımdan öptü. "Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazımdı, sen iste o fedaisin!" dedi." Afife Jale ilk sahneye çıkışını Refik Ahmet Sevengil'e anlatiyor.
Tanrı beni ona aşık olayım diye yaratmıştı.Evrenin tek anlamı ben onu seveyim diyeydi.Ben ona aşık olayım diye evren yaratılmıştı sanki. Onu sevmem için tarih boyunca insanlık savaşmış ve uygarlıklar kurulmuştu.Tanrı Adem ve Havayı sadece ben onu seveyim diye cennetinden kovup dünyaya salmıştı sanki. Her şey, ama her şey, ben onu seveyim diyeydi... Sinan Alkış-Siyah Cümleler
Reklam
465 syf.
9/10 puan verdi
Orhan Pamuk'u hep sevdim...Bu kitabı biraz tarzının dışında.. betimlemelere bayıldım..Dahası insana kendini sorgulatan bir yazı dizesi...Okurken şunu düşünüyorsunuz, ben neden bunu düşünemedim yada ben olsam ne yapardım.İlginç bir sonla bitmesi ayrıca bir alkış alıyor.
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241,1bin okunma
BEN GÜL KOKUSUNU BİLMEM Kimse benden bir olağanüstülük beklemiyordu. Erken yaşta zengin olmuştum. İsteseydim hiç çalışmadan da yaşayabilir ve gül gibi geçinmeye devam edebilirdim ama ben bunu tercih etmedim. Gülleri başkalarına verdim dikenleri kendime seçtim. Ne alkış bekledim ne aferin. Zaten ne alkış aldım ne de aferin. Gülleri başkası kokladı benim ellerim kanadı. Pişman mıyım? Asla! Öyleyse elleri kanamadan ölenlerin üzerine gül atın benim üzerime de diken.
Sanat için soyunana alkış tutanlar Allah için giyinene neden zulmeder?
OKUNDUĞUNDA İZ BIRAKAN HARİKA BİR AŞK HİKAYESİ DAHA.... Mutluluğun Anahtarı Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona söyleyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm. Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama düşüncelerimi
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Barış ve Savaş
Ben bütün gücümle silahlar sussun, ölümler dursun diyorum. Hain oluyorum. Davutoğlu "evlatlarımızı feda etmeye hazırız" diyor. Alkış alıyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.