Allah'ım! Yalnız sana sığındım, bir tek sana iltica ettim. Hakkında, 'Biz senin sadrına inşirah vermedik mi?' buyur­duğun Peygamber Efendimiz aşkına, Onun (sav) göğsünü genişlettiğin gibi benimkini da genişlet. Onun (sav) işlerini kolayiaştırdığın gibi benim işlerimi de kolaylaştır. Ben zaafla­rımın esiri olarak Seni unutursam ne olur, Sen bana unutma muamelesi yapma. Seni en güzel andığım zamanlarda nasıl anıyorsan beni, unuttuğum zamanlarda da öyle an. Sana itaat ettiğimde bana nasıl merhamet ediyorsan, isyanda bulundu­ğumda da öyle merhamet et.
Allah'ım! Yalnız sana sığındım, bir tek sana iltica ettim. Hakkında, ''Biz senin sadrına inşirah vermedik mi?'' buyurduğun Peygamber efendimiz aşkına, O'nun (sav) göğsünü genişlettiğin gibi benimkini de genişlet. O'nun (sav) işlerini kolaylaştırdığın gibi benim işlerimi de kolaylaştır. Ben zaaflarım esiri olarak Seni unutursam ne olur. Sen bana unutma muamelesi yapma. Seni en güzel andığım zamanlarda nasıl anıyorsan beni, unuttuğum zamanlarda öyle an. Sana itaat ettiğimde bana nasıl merhamet ediyorsan, isyanda bulunduğumda da öyle merhamet et.
Sayfa 342 - Hayy KitapKitabı okudu
Reklam
:D
Öyle anlamaz anlamaz bakıyorsun ki. Öyle değil hayır. Sevapsa sevap, yazılsın adıma o ayrı. Ama ben bu sokaktaki kuşlara kedilere köpeklere mama ve tabii sana niye yemekti sodaydı çikolataydı getiriyorum zannediyorsun. Adıma sevaplar yazılsın diye mi? Hayır. Ben zaten agnostik biriyim Firdevs teyze. Ben bilemem, öteki tarafta ne var. Beni bu taraf ilgilendiriyor. İşte şimdi bak bu taraftayız. Bu tarafta olduğumuz sürece de burada olanların hepsinin karnı tok olsun isterim ben. Öyledir bu duygum, kendiliğinden kalbimdedir. Hayat biraz da tok bir karındır. Varsa eğer bir Allah, o benim kalbime bunu böylece koyduğundan öyledir. Emrettiğinden, sevaplar yazacağından değil. Öyledir işte, ben yaşadığım sokakta herkes tok olsun isterim. Kuşlar da tok olsun kediler de tok olsun. Firdevs teyze de tok olsun. Çimenlerin efendisi de tok olsun. Bu zalim dünyanın bütün unuttuklarını ben unutmayayım diye kalbime yazmışlar. Yani ben kendiliğimden böyleyim. Anlamıyorsun biliyorum. Tamam. Ben sana yarın öğleden sonra uğrarım tekrar tamam mı. Yarın sana altılı soda da getireceğim, söz. Şimdi bırak beni de gideyim. Allah aşkına bırak kolumu Firdevs teyze, işim var evde. O kolunu da o pencereden çek. Onu orada unutma! Korkunu da unut, uyu, tamam mı. Uyuman lazım senin. O senin kızlarının ve Şevket' inin de kafalarına şu kuşlar sıçsın.
Sayfa 19
Nihayetinde Hz. Ali, asıl söyleyeceği sözü söylemeye başladı: "Ey Zübeyr! Hatırlıyor musun, sen ile Efendimiz bir gün Medine'de Ganemoğulla- rı'na ait bir bahçede oturuyordunuz. Ben sizin yanınıza doğru yaklaştım. Efen- dimiz beni görünce gülümsedi, sen de gülümsedin. Allah Resûlü sana sordu: Ey Zübeyr! Ali'yi seviyor musun?' Sen dedin ki: 'Evet Yâ Resûlallah! Seviyorum, hem de çok seviyorum.' Efendimiz (sas) o anda sana döndü ve dedi ki: 'Ey Zü- beyr! Unutma, bir gün Ali ile sen karşı karşıya gelip birbirilerinize kılıç çekeceksiniz. O gün sen haksız olacaksın, Ali ise haklı olacaktır."(81) Ar- dından Hz. Ali, şunları da ekledi: "Ey Zübeyr! Şimdi söyle Allah aşkına, bu sözleri hatırladın mı?" Hz. Zübeyr bir anda geçmişe doğru pencere araladı ve bu söylenenleri çok iyi hatırladı. Evet, nasıl unutmuştu bunu? Bir anda kılıç elinden düştü, yere çömeldi, elini başının üstüne koydu ve tüm bu söylenen- leri bir kez daha hatırladı. Öylece biraz kaldı, sonra ayağa kalktı, gözlerinden yaşlar boşanıyordu. Ali'ye döndü ve gözyaşları içerisinde dedi ki: "Ey Ali! Artık, bana dünyaları dahi verseler ben sana karşı asla savaşmam." Araların- da geçen bu konuşmalardan sonra Hz. Ali kendi askerlerinin içerisine, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr de geriye, askerlerinin yanına çekildiler. Hz. Zübeyr döner dönmez atını hazırlamaya başladı. Kendisine hatırlatılan ve gayet de iyi anımsadığı o müthiş nebevi ihbar-1 gaybiden sonra artık bir dakika dahi durmadı, geldiği gibi Medine'ye geri döndü.
Sayfa 233Kitabı okudu
Sevgili yar, Taneye tamah eden zavallı bir kuş gibi ben de senin aşkına tamah ettim, kapanına yakalanıp ellerine düştüm. Şimdi kafesteki o kuş gibi ben de çırpınıp duruyorum, kendimi sağa sola vuruyorum. N'olur bana o güzel yüreğini aç, merhamet göster. Unutma ki merhamet etmenin bin bir yolu, Allah katında sevabı var... Eğer bana 'var git yoluna,' dersen, ben de sana 'nasıl gideyim? Artık bütün yollar sana çıkıyor' derim. Bu yüzden beni görmezden gelme, beni yok sayma...
Allah'ım! Yüceler Yücesi Allah'ım! Kendisiyle düğümleri çözeceğin, kederleri gidereceğin, tasa, gam ve hüzün sebeplerini yok edeceğin ve talepleri gerçekleştireceğin bir salåt ile Efendimiz'e (sav) salât eyle. Allah'ım! Rahmetini benden uzaklaştıracak, gazabını bana yakınlaştıracak, ikramlarından beni mahrum bırakacak veya
Sayfa 341Kitabı okudu
Reklam
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.