Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İman zayıfladığında kalpteki Allah sevgisi de zayıflar, Dünya sevgisi kuvvet kazanır. Bu durum kişinin kendisini şehvetlere kaptırmasına sebep olur ve bu da kalbi karartır.
Sayfa 106Kitabı okudu
Allah'a ibadetin en önemli çeşitlerinden birisi de sevgidir. Yüce yaratanı, kemâlini, celalini ve cemalini sevmek... Rububiyetini ve yüceliğini sevmek... Bize vermiş olduğu nimetleri sevmek... Bize peygamberler gönderdiği için sevmek... Varoluş amacımızı bize beyan ettiği için sevmek... Kulun rabbine olan sevgisi arttıkça kalben mutlu olacak, kullara muhtaç olmayacak ve iman lezzetin yaşatacaktır... O iman lezzetine hiçbir lezzet denk olamaz
Reklam
❝ İman
İnsanın Allah yolunda inanarak yaptığı, hayra sarf ettiği gayretlerle yapmış olduğu güzel işlerin Allah huzurunda bir mana ve değer katan yegâne amil imandır. Yani iman, Allah Aşkıdır. Aşkla Rabbine bağlanmaktır iman. Bağlı olduğun o zincirlerini kırmanın adıdır iman... Rahmana olan inancıyla kimseye köle olmadan, kendine pranga vurdurmayan bir duygudur iman. Sadece Allah Aşkıyla, iman edip inanan insanlara ne mutlu... O Aşk ki, bütün faaliyetlerini Allah için üstün bir gaye için yapar... O yüce Aşk içindeki insan; yaptığı her iş için hesap vereceğinin kaygısı ile düşünerek yaşar. İşlerini disiplin içinde en güzel şekilde ve candan yapar. Bütün işlerini Kur-an'ın üstün talimata uyarak Allah Rızası için yapar... ... Ona iman etmenin en öncelikli şartı da namaz kılmaktır .. Ama öyle ki; İman Aşkını insan, ancak kendi isteğiyle hürriyet, özgürlük ve serbestlik içinde yapar... İşte o zaman ilahi Aşk; gönlümüzde gerçekleşir ve kıymet kazanır... İman Aşkında esas mesele insanın azap ve korku ile karşı karşıya kalmadan gönülden Rahmana bağlanmasıdır... Böyle olmazsa bu Aşkın kıymeti kalmaz... O zaman inanan gönlünü Aşk değil de, korku kaplar... Sadece korku ile olan imanın, Allah katında hiçbir kıymeti yoktur... Öyle ki, önce insanın içinde Allah sevgisi demini almalı. Demini aldıktan sonra da Rahmanın huzuruna tertemiz bir şekilde çıkmalı...
Sayfa 160 - E-KitapKitabı okudu
Filistin insanının yüzünde ben eşi benzeri bulunmayan bir kararlılık gördüm. O insanlar gerçekten çok farklılar. Hem gündelik hayatlarında hem de iç dünyalarını beslemede çok çalışkanlar. Özellikle de Kur'an-ı Kerim'i hassasiyetle okuyorlar. O insanları farklı kılan çok önemli bir şey daha var; onlar kendilerini o toprakları korumada ve küfre asla çiğnetmeme hususunda memur hissediyorlar. Onların öyle bir iman ve adanmışlıkları var ki anlatılamaz. İşte o iman ve adanmışlık sayesinde hiçbir teçhizatları olmasa bile bedenlerini o toorakları korumak için siper ediyorlar. Ayrıca bir husus da şu ki o halkın hepsi Müslüman değil. Vatan duygusu, Filistin insanında Müslüman olsun Hristiyan olsun çok yoğun bir şekilde yaşanıyor. Vatanından kopmak istemiyor ve onu da dinî inancıyla bağdaştırıyor. O mübarek beldeyi niye kolay terk ettiniz, diye Allah tarafından bir sorguya tutulacaklarının farkındalar. Onların bu vatan sevgisi, imanı ve Allah'a olan teslimiyeti her türlü güce karşı direnmelerindeki en büyük ve en önemli güç.
Allah kalbin içini iman, Allah bilgisi ve Allah sevgisi için yaratmıştır. Kalbin dışını ise hariçteki varlıkları sevmek için. Dışarıdaki varlıkları kalbin içine yerleştirmeye çalışmak büyük bir hatadır.
Allah'ın Hükümleriyle Hükmetmek
Sahabelerden(ra) Atatürk'e kadar gelen hükümetler halka hükmetmiş, onlara ise İslâm hükmetmiştir. Bu hükümetlerden herhangi birinin dine muhalif bir hareketi olduğu zaman, bu o hükümetin günahı olarak kabul edilmiştir. Nasıl ki bir Müslüman hevasına uyup günah işler; sonra kalbi Allah korkusuyla çarpar. Şimdiye kadar İslâm tarihinde alenen
Reklam
Köküne bak millet!
Devletimizin kurucusu Osman Bey'i tanımak için en başta müşahhas olay olarak, Anadolu'ya geldikleri zaman misafir oldukları evde, Allah Kitabı önünde yatıp uyumayarak sabaha kadar huzurunda ayakta durduklarını söylemek yeter ders değil midir? Hüdavendigar'ın yaralı düşmana bile su vermek emeli ile Allah'a yaranmak istediği anda şehit edildiğini mânalandırmak, din ile ahlakın kucaklaştığı ulvi bir anın tesbiti demek olmaz mı? Yine, Osman Bey'in oğluna nasihatı gibi II. Murad'ın vasiyetnamesi de, çocuklarımızı Allah ve insan sevgisi ile dolduracak muhteşem ve eşsiz vesikalardır. Fatih'in, tarihte devir açacak fethi yaparken Hacı Bayram'ın müridi olan şeyhi Ak Şemseddin'e danışması ve istiharenin müjdesiyle bu büyük harekete girişmesi, eşi tarihte görülmüş bir iman hareketi midir? Yavuz Selim'in sırf vatan sevdasıyla henüz kanlanan kılıcı elinde kurumadan, İbni Kemal'in atının ayağından kendi üzerine sıçrayan çamuru şeref bilerek, hürmetle onu çıkarıp da kaftancı başıya verirken; "Bunu tabutuma örtünüz. Zira ulemarın atının ayağından sıçrayan çamur dahi bizim için şereftir" deyişi cihan tarihinde görülmemiş ve belki de görülmeyecek bir ilim ve ahlâk harikası sayılmaz mı?
Sayfa 156
Evladının Öğretmen Olmasını İsteyen Annenin Nasihatleri
" O(sav), öyle bir insan ki literatüründe eğitim olmayan bir topluluğu eğitti. O topluluğun hem gönüllerine hem beyinlerine hükmetti. Kaba, ilkel, vahşi ve kötü adetlere sahip olan bir milleti yirmi üç sene gibi kısa bir sürede dünyanın en kibar, en nazik, en medeni, en adaletli milleti haline getirdi. İçlerinden nice alimler, hükümdarlar,
Sayfa 50 - TİMAŞKitabı okudu
Kalplere sevgiyi yerleştirecek olan şey davranışlardır. Dolayısıyla sevginin teşvik edilmesinde temel gaye aslında kâmil imanı elde edebilmektir. Zira insan, sevgi sayesinde olgun bir imana sahip olur, imanın lezzetini alır. Resûlullah, insanın hakiki sevgilere gönlünde yer vererek imanın tadına varabileceğini şu şekilde ifade eder: "Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer: Allah ve Resülü'nü herkesten çok sevmek, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmek, imandan sonra küfre dönmekten, ateşe atılmaktan çekindiği gibi çekinmek." Dâvûd (as) da Allah'tan sevgisini şöyle istemektedir: "Allah'ım, senden seni sevmeyi, seni seven kişiyi sevmeyi, senin sevgine ulaştıran ameli isterim. Allah'ım, senin sevgini bana kendimden, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli eyle" Hz. Dâvûd'un Allah'tan talebi sevgi olduğu gibi, "Allah'ım beni sevginle rızıklandır." buyuran Allah Resûlü'nün duası da O'nun sevgisidir. Çünkü sevgi imanın özüdür. Sevgiyi öğrenmemiş, sevgiye kapılarını açmamış, sevmeye yeteneksiz bir kalp, mümin kalbi olamaz. Hz. Peygamber bu durumu şöyle ifade eder: "Îmân etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız."19 Bu nedenle müminin kalbi, kemale ermiş bir imanı elde etmek uğruna sevgiyi arar, sevmeyi ister. Allah ve Resülü'nün sevgisi nihayetinde cennete girmeye vesile olur. Zira kıyamet günü için Allah ve Resûlü'nün sevgisini hazırladığını söyleyen sahabiye Sevgili Peygamberimiz, "Kişi sevdiğiyle beraberdir." buyurmuştur. 20 19 (M194 Müslim, Îmân, 93.) 20 (B6168 Buhârî, Edeb, 96;)
74 Gönüllüsü
…Her gün aynı heyecan, aynı iman ve aynı talep: - Ben askerde iken Kore Harbi patladı… Çok arzu ettiğim halde gitmek nasip olmadı… Şimdi oğlumu getirdim, Kumandanım… Allah rızası için oğlum Hurşit’i Kıbrıs’a gönderin. DEVLETE HEDİYEMDİR. VATAN UĞRUNA ŞEHİT OLSUN, GAZİ OLSUN, RAZIYIM… (Rasim Ağa)
Sayfa 14 - Sosyal eserler, Milli hikayeler
321 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.