Büyükler bize ebedi olana gönül vermeyi öğütlediler.
''Seni mezara koyunca dönüp gidenleri değil, orada da yanında kalacak olan iyi amelleri dost edinmeni,
Nefsinin behimi arzularını yenmeye çalışıp, Allah'ın azametinden korkarak, ona itaat ederek cenneti ummayı,
Elindeki sermayeyi koruyup kasalarda sakladığın gibi, kıymetli kabul ettiğin bütün varlığını, 'Sizin elinizde olan her şey tükenecek, ancak Allah katında olan bakidir' ayetiyle amel edip, Allah' a emanet edip, onun rızası uğrunda harcamayı, malı mansıbı değil, takvayı seçmeyi,
Haset hastalığını atıp, Allah' ın taksimine razı olmayı, kimseye düşmanlık beslememeyi,
Gerçek düşman olarak şeytanı bilip, başka kimseye adavette bulunmamayı,
Allah' u Teala' nın, rızkına kefil olduğunu bilip, kendi isteklerine bakmayıp, Allah' ın sende olan hakkı ile meşgul olmayı,
Senin gibi bir yaratık olan servete, ticaretine, sıhhatine güvenmeyip, yalnız Allah' a tevekkül edip ona bağlanmayı, bunun da sana yeteceğini'' söylediler.