Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TÜRKİYE'DE EĞİTİMİN TARİHİ GELİŞİMİ
Tarihe baktığımızda Türklerin üç ayrı uygarlık dairesi içinde yaşadıkları görülür. Bunlar İslam öncesi ya da Orta Asya-Uzak Doğu Uygarlık dairesi, Orta Doğu Uygarlığı ya da İslami dönem, Batı Uygarlığı ya da Tanzimat sonrası dönemi olmak üzere üç başlıkta ele alınabilir. Eğitimle yetiştirilmek istenen insan tipleri de bazı yönleriyle bu dönemlere göre farklılıklar gösterir. İslam öncesi dönemde güçlü, cesur, kahraman ya da kısaca alp tipi insan; İslami dönemde bunlarla birlikte alp-eren ya da gazi-derviş tipi ya da takva sahibi, memur tipi insan; bugün içinse iyi insan, iyi vatandaş ve iyi üretici özelliklerine sahip insan yetiştirmek temel amaç olmuştur.
Sayfa 72 - Pegem AkademiKitabı okuyor
376 syf.
·
Puan vermedi
Osmancık Romanı
Tarihî romanların başucu kitaplarından bir başlangıcın başı. Tarık Buğra'nın kaleme aldığı eser 1973 yılında yazılmış Osmanlı'nın Kuruluşunu konu alan tarihi bir karakter romanıdır.Kitap 6 bölümden oluşuyor. Osmancık, Şeyh Ebebalı vasıtasıyla içinden Osman Gazi Han’ı doğurur ve sadece Kayı’nın ya da sadece bir milletin değil, dünyanın kaderini değiştirecek olan bir beyliğin başına geçer. Roman boyunca karakter gelişimi açısından üzerinde en fazla durulan Osmancık, Osman Bey olma yolunda bir adım daha ilerler. Eserde Osmancık’ın karakterindeki değişme ve gelişmeler, bir sıralama ile farkedilir. Bu ugurda Şeyh Ede Balı’nın Osmancık’a öğütleri ona büyük bir yol çizer. Osmancık’ın Osman Gazi Han’a dönüşmesi, belli evreler sürecinde olur. Eserde Osmancık’ın “Alp” tipinden “Alp-eren”, “Gazi” tipine geçişinden Osman Bey’in karakterinin değişim ve gelişime tanıklık etmekteyiz. Okumak lazım…
Osmancık
OsmancıkTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 201815,9bin okunma
Reklam
Bir ara açtığım ama kullanmadığım blog sayfamdan
Çoğunu okumadım sağdan soldan derledim: Aşkın Şehidi - Ahmet TURGUT (Bozkırın Sırrı Türk Peygamber romanını öneririm) Aşkın Elçisi - Ahmet TURGUT Aşkın Secdesi - Ahmet TURGUT
Rumeli’yi İslam’la Şereflendiren Alperen Sarı Saltık
Menşei Peygamber Efendimiz’e Dayanıyor Sarı Saltık, Anadolu ve Rumeli’nin fethi esnasında gazalara katılan, kahramanlığı ve velayeti ile daha yaşarken efsanevî bir şahsiyet hâline gelen müstesna bir Türk kahramanıdır. Tarihî kaynaklarda yer alan Sarı Saltık ile ilgili malumat onun gerçek hayatını ortaya koyacak mahiyette değildir. Yaşadığı hayat ile menkıbevî hayat iç içe geçmiştir. Hayatı etrafında teşekkül eden menkıbelere diğer gazi ve velilerin menkıbeleri de karışmıştır. Kaynaklarda “mücahid-gazi, gazi-derviş, alp-eren, mübarek zat, ermiş” gibi sıfatlarla anılan Sarı Saltık’ın, Anadolu ve Rumeli’nin Türkleşip İslamlaşmasında mühim tesirleri olmuştur. Hakkında kaleme alınmış müstakil eserlerin en önemlisi Cem Sultan’ın, onun türbesini ziyaret edip menakıbını dinledikten sonra Ebu’l Hayr-ı Rûmî’ye yazdırdığı Saltıknâme’dir. Devamı: hakpaye.blogspot.com/2022/12/rumeliy...
596 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Eser, en büyük Türk denizcisi olan Amiral Barbaros Hayrettin Paşa'nın kendi dilinden hayat hikayesi olup, zamanın padişahı Sultan Süleyman'ın isteği üzerine yazılmıştır. Padişahın: "Sen ve karındaşın nasıl ortaya çıkıp, cihad meydanına atıldınız? Bunun sebebi ne idi? Kimlerdensiniz? Kul taifesinden mi, sairlerden mi? Bu zamana
Barbaros Hayrettin Paşa’nın Hatıraları
Barbaros Hayrettin Paşa’nın HatıralarıSeyyid Muradi · Çamlıca Basım Yayın · 2015170 okunma
Ömer Lütfi Barkan’ın “kolonizatör dervişler” dediği Ahmed Yesevî hazretlerinin Horasan erenleri, alp-eren veya gâzî-dervişler, Osmanlı’da hem fetih ve iskânın, hem imar ve ıslahın, içtimaî ve manevî kalkınmanın failleri olmuşlardır. Bilhassa Balkanlarda görüldüğü gibi alperenler, yeni toprakların fethine öncülük ettikten sonra feth edilmiş boş topraklar üzerinde seçtikleri bir arazinin zaviye için vakfını öngören bir beratı Osmanlı sultanından alarak zaviyelerini kuruyorlardı. Vergilerden muaf tutulduğu gibi devlet tarafından ayrıca desteklenen zaviyeler, yeni bir Türk köyünün çekirdeğini teşkil ediyordu
Sayfa 96 - Kalem Eğitim Kültür Akademi Derneği- Bedri Gencer, Tasavvufun Cemaat İnşası
Reklam
Alp-eren, alp gibi savaşta değil, kendi nefsine karşı cihad yapan kişidir. Hazret-i Peygamber'in dediği gibi: Nefisle savaşma cihâd-i ekberdir Alp-eren için dinî nitelikler şöyle özetlenir: Alp-eren, dünya sevgisi havâsına kapılmamalı. Cimrilik, fısk-u-fesâd gibi kötü huylardan kaçınmalı. Bu huylar havayîlikten doğar; “Din Alpı" bunlara
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 66.Basım: Eylül 2020, İstanbulKitabı okuyor
İstiklâl Marşı dinî-millî (veya millî-dinî) bir metin olmakla beraber modern bir metindir. Bu sebeple harp şartları içinde, cephelerden gelen top seslerinin, Allah Allah sadalarının duyulduğu bir vasatta yazılmış olmasına rağmen metinde gaza/gazi yoktur, cihad/mücahid, alp/eren yoktur. Dahası devlet ve padişah-halife de yoktur. Buna karşılık “millet”, “vatan” “alsancak” ve yeni bir "ruh” vardır, “ezan” ve “kefensiz yatan” şehitler vardır, “Hakk'ın vaadi”, “ben”, “arkadaş”, ümit-gelecek vardır...
Sunuş'tanKitabı okudu
124 syf.
·
Puan vermedi
Alp/Eren
Biz zulüm ayında, güneş çağıyız. Hira'dan feyz alan, Tanrı'dağıyız. *** Şurada anlaşalım; Karakoç Beğimiz bir Alperen'dir. Hem alptir, hem de erendir. Ocakların il ve ilçe şubelerinde yapacağı herhangi bir başkanlık iflah etmezdi onu. Hatta vekillik ve dahi bakanlık; erişemezdi onun statüsüne.. Milli Mücadele yıllarında; cephede binlerce subay
Kan Yazısı
Kan YazısıAbdurrahim Karakoç · Kadim Yayınları · 2018557 okunma
Balkan Türklerinin büyük destanı Saltuknâme'de Baba Saltuk, aynı zamanda Balkanlar'da İslâmiyeti yaymak için savaşan bir alp-eren gazî olarak gösterilir. Sonraları, 14. yüzyıl sonlarında Osmanlılar bu bölgeyi kontrolleri altına alınca, Dobruca uc kuvvetlerinin ve heterodoks hareketlerin, özellikle Babaî-abdal dervişlerin Balkanlar'da başlıca faaliyet merkezi olacaktır.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.