İyi akşamlar sizlere 
Ece Ceren Gültepe canımın tavsiyesiyle okuduğum #tepetaklak kitabıyla geldim.
Aidan aşkıyla mutlu olan ama yaşadığı olay sonrası, yaşamına oğluyla devam eden Nancy artık kabini aşka kapamıştır.
Taki Daniel'i görene kadar. Artık kalbinde yeni bir aşk vardır ve çok mutludur. Daniel ona aşkın en güzelini yaşamaktadır.
Ama bu aşkın Nancy için neler getireceğini zaman gösterecektir.
Ben Nancy'ye üzüldüm ama bazen de onu taktir ettim.
Nancy, Aidan ve Daniel aşkında en çok kimi sevdi?
Bir kadın sevgi de ne arar?
Bu soruların cevabını bu kitap da bulabilirsiniz.
@perseusyayinevi
@tepetaklakupsidedown
Ece Ceren Gültepe
#neokudum #kitap #kitaptavsiyesi #vuslatinkitapkurtları #hobimmacro #benokudumsendeoku #hobinizhobimolsun #hobimreels #vuslatinkitapkurtlari #tavsiyekitaplar #keşfet
Başarılı Kitap, Başarısız Muhalefet...
Yazarımız aslında farklı bir düşünce ortaya koymamış; konuyu daha önceden id-süperego-ego kavramları ile 
Sigmund Freud'dan biliyoruz . Fakat Rank konuyu Bireyselleşme, irade gibi daha basit kavramlarla açıklamış. Freud'un Haz İlkesi'ne muhalif gibi görünüyor ama ben Freud'un irade kavramını yok saydığını hiçbir kitabında göremedim. İrademiz elbette vardır ve bu Sayın Rank'ın da söylediği gibi doğduğumuz topluma, o toplumun geleneklerine, mensup olduğumuz dine, öğrendiğimiz bilgilere bağlıdır. Ama biz bu saydığımız dışsal etkenlerle, arzuladığımız elmanın yenmesini kötücül olarak atfettik, onu kendimize yasaklayıp, süperegomuz ile "aman yapma ayıp olur, toplumdan dışlanırsın, kabul görmezsin..."e karar verdik diye id ve bilinç dışı bir anda kaybolup gitmiyor. Arzu daha çok ilkel benliğimizin ürünüdür ve dışsal olarak ne kadar baş ediyor görünsek de içsel olarak bize sorun yaratmaya devam eder. Aslında ilkel benlik için sorunun ana kaynağı irade dediğimiz "baskılama" mekanizmasıdır. Rank da çoğunlukla irade ve baskılama kelimelerini yan yana kullanıyor ama bu kitap olsa olsa Freud'u desteklemek için kaleme alınmış olabilir. Çoğunlukla cümleler karşı kuram sunulacakmış gibi başlasa da, bütünsel anlamda değerlendirildiğinde 
Haz İlkesinin Ötesinde Ben ve İd isimli kitabın argümanlarına katkı sunmaktan başka bir şey değil.
