Aman Allah’ım, erkekler tıpkı çocuk gibi. Küçücük bir arzularını yerine getirdin mi ağızları kulaklarına varıyor.
Sayfa 313 - Ketebe Yayınları
Bizi despot bir esaret altında zayıf ve güçsüz bırakan zevk ve temayüllerin en dayanılmazı olan şehvet, insanları hayvanlığa yakınlaştırma hususunda üst mertebededir. Benzer şekilde, vahşi hayvanlarla insanları ayırt eden akli melekelerin kurtarıcı tesirlerini yok ederek iradenin sağlamlığını kökünden tehtid edecek hırslı darbelerini aman vermeksizin kullanma konusunda da en üsttedir. Çünkü insanı, hayvanlarla aynı seviyeye indiren şehvet eğilimi, beşeri heveslerin tamamını mağlup edecek, bütün tahammülleri mahvedecek bir şiddete ve kendisinden kaçınılması güç bir hakimiyete sahiptir.
Peygamberimiz (S.A.S.) şöyle buyuruyor: "Aman zinadan sakınınız, çünki onun, üçü dünyâda ve üçü Ahirette olmak üzere altı âfeti vardır. Dünyadakiler şunlardır: 1 - Geçim darlığına yol açar,2 - Ömrü kısaltır,3 - Sahibini kara yüzlü eder, Âhîrettekiler de şunlardır:1 Allâh-1 Teâlâ'nin gazabına sebep olur,2 - Ağır hesaplaşmaya gerekçe olur, 3 Cehenneme girmeye yol açar."
Sayfa 105 - Çetin Yayınevi
Tutkuların budalalığın demirbaşı olduğunu inkâr eden hiçbir filozof yoktur. Nitekim bizzat onlardır bilgeyle budalayı şu şekilde birbirinden ayrı tutan: Birine akıl, öbürüne ise tutku yön verir. O nedenle Stoacılar sanki marazdan sakınır gibi her türlü aşırı heyecandan sakınırlar bilgelerini. Sadece uygunsuz heyecanlardır azimli insana basamak olan ve bilgelik limanına giden yolda ona yön veren. Görevini hiç savsaklamadığı gibi elinden gelenin en iyisini yapsın diye azimli insanı hep dürter ve ateşler. Seneca, her ne kadar baş Stoacı da olsa, bana hararetle karşı çıkar: Hiç aman vermeden bilgesinin sinesindeki son tutku zerresini de söker alır. Yazık doğrusu: Böyle davranarak bize insan bırakmaz, geriye kala kala yeni bir tanrı tipi kalır, daha önce hiç var olmamış ve de olmayacak türden bir tanrı; daha anlaşılır şekilde söylemek gerekirse: Mermerden bir insan sureti, bilumum insani duygudan yoksun bir puttur önümüze diktiği. Her neyse: Varsın gönüllerince biçimlendirsinler kendi bilgelerini -sevenlerini ellerinden almaya kalkan yok- ve isterlerse onu başlarına çalıp Plato'nun Devlet'ine gitsinler, fikirler diyarına ya da ne bileyim Tantalus'un Bahçeleri'ne.
Sayfa 38 - T. İş Bankası KYKitabı okudu
Dalgalar, dalgalar, aman Tanrım.
Sayfa 69
Nedim beyiti
Yeter geçti bu gune malihulyalarla evkaatım
Aman bir gün mukaddem ah fasl-ı nev bahar olsa.
Yeter vakitlerim bu kadar hayallerle geçti
Aman bir an önce ilkbahar gelse.
•••
Değişmez bu devran, böyle gelmiş böyle gider
Aman vermez zaman, örmüştür ağını kader..
Âb-ı hayat olsan, her şeyden kurtulsan
Alnındaki yazı kalır, mazinin bir izi kalır...
youtu.be/VeQddTfDftE?si=... 🎶
#UğurIşılakAşk #UğurIşılakBaşka 💞🎶
Agatha başını evet anlamında salladı. Ne kadar garip, nefes alış verişi bir türlü düzene girmiyordu. Gerçekten şimdiye dek hiç bu kadar şiddetli bir şekilde dans etmemişti.
“Tarçın şekeri. Şekerciden aldığım kırmızı şeker parçaları. Onlara bayılıyorum.”
“Ah. Tabii ya. Şekerler. Tarçın.” O sırada bir şey fark etti.
“Aman Tanrım! Harika! Mükemmel konuşuyorsun.”
Sayfa 44
Aman Tanrım! Hayat niçin bu kadar zor, bu kadar acı?
Anlatımın şahaneliği
Yamacın eteğine varırken iri, kocaman bir damla alnımı ıslattı. Aman bu ne hoştu; bu büyük sancılarla inleyen göğün doğurduğu ilk rahmet damlasıydı. Fakat daha sancısı geçmemiş, ağrıları dinmemişti. Sağa, sola, çok yakınlara ateş, korku saçan şimşeklerden sonra işitilen korkunç gürlemeler durmadan artıyor, nur topu damlalar sıklaşıyordu. Bende onlara adım uyduruyor, adeta koşuyordum. Boş bağ evine yaklaşırken, damlalar uzamaya, ip sicim olmaya başladılar. Toprak ıslanıyor, ıslandıkça kararıyor ve havaya güzel bir koku yayılıyordu. Oh! Bu ne hoş, ne rahmani bir kokuydu! Bu cennet kokusu, toprak kokusuydu.
Sayfa 26Kitabı okudu
Bu sevda nə sevdadır; səni mənə verməzlər! Leylim aman, aman..
Giderek üzdün bizi zaman..
Sıraya dizdin bizi zaman..
Duman - Aman Aman