Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
BÜYÜK DEVLETLER NEDEN ORTA DOĞUDA EGEMEN OLMAK İSTİYOR
Geçmişte medeniyetler çatışması, aslinda şu temel üzerine kuruluydu; batıyı ekonomik bütün olarak almak ve Doğuya karsı bunları seferber etmek amacına yönelikti. Oysa Amerika Birleşik Devletleri'nin bugünkü politikası Batıyı bir bütün olarak kontrol etmek amacında , onu mahkum etmek amacında. O bakımdan farklıdır. Yani bir bütün Batı alemiyle, Doğuyu, İslam dünyasını, Rusya, Çin, Japon'u karşısına almak ve böyle ikiye bölmek vardı. Şimdi Amerika Birleşik Devletleri bunu farklı bir çizgi üzerinde yapıyor, Yahudi-Protestan veya büyük kapitalistler büyük Ortadoğu'yu da kontrolleri altına alarak, ekonomik bir egemenlik kurmak istiyorlar. O açıdan medeniyetler çatışmasından farklı. Amerika Birleşik Devletleri'nde Evanjelist ittifakı dediğimiz güçler Büyük Ortadoğu dediğimiz alanı kontrol etmek istiyor. Bu bir kapitalizmdir . Uluslararası Büyük sermaye, bu pazarları da, iki amaçla ele geçirmek istiyor. Bugüne kadar Amerika Birleşik Devletleri ticaretini büyük ölçüde Avrupa, Ortadoğu ve Japonya'yla yapıyordu. Ve buradan bir rant elde ediyordu.Onlar ihracat yapıyordu, bunun karşılığında da sadece kağıt alıyorlardı. Şimdi buralardaki uyanış ve Amerika Birleşik Devletleri dışında pazarlar aramaları, Amerika Birleşik Devletleri'ni telaşa düşürdü. Avrupa'nın, Amerika Birleşik Devletleri ile ticaretinden vazgeçmesi için yeni pazarlara ihtiyacı vardır.Bu Pazar da Büyük Ortadoğu projesi dediğimiz alanı kapsar. Biz buna daha evvel Avrasya diyorduk.
BOP, Başkan George W. Bush ile özdeşleştirilmiş ve Şubat 2003'te de yürürlüğe konmuştur. BOP'un amaçları arasında 22 Ortadoğu ülkesi ile Afganistan ve Pakistan'da Batılı demokrasiler kurmak ifadeleri yer almaktadır.
Sayfa 210 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Reklam
17 Ocak 1991'de Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgali üzerine, ABD öncülüğünde Irak'a düzenlenen operasyonlar, Saddam Hüseyin'i yıldırma ve Irak'ın ABD'nin Ortadoğu'da planladığı güç dengesi operasyonunu tehlikeye sokmasına karşı düzenlenen bir gözdağı olduğu anlaşılmaktadır.
Sayfa 203 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Ortadoğu devletlerinin tamamının tek gelir kaynağının petrol olduğu düşünülmemelidir. "Ortadoğu'da dünya petrol rezervlerinin %68'i ve doğalgaz rezervlerinin %40'ı bulunmaktadır ancak söz konusu kaynakların %95'i Körfez'de yoğunlaşmaktadır.
Sayfa 116 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Filistin BM içindeki 130 ülkeden destek almasına rağmen ABD'den bu yönde destek almadığı için BM üyesi olamamaktadır.
Sayfa 90 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
31 Aralık 1994 (Sabah): 20 gündür, Çeçenya (Çeçenistan) topraklarına saldırı düzenleyip de ilerlemekte bulunan Rus ordusunun hedefi başkent Grozni'yi ele geçirmek. Rus uçakları tarafından bombalanmasıyla isabet kaydetmiş olan dev bir rafinerinin alevler içinde olduğu bildiriliyor. Bunun esas sorumlusu ise Jirinovski yanlısı Ruslar. Önceki
Reklam
ABD'nin yasa dışı eylemleri hakkında detaylı bilgilere sahip olan İsrail'in, bildiklerini dünya kamuoyuna açıklama tehdidini gerçekleştirmesi faalinde, bu süper güce hem dostları, hem de düşmanları nezdinde büyük zararlar vereceği yadsınamaz… CİA İsrail işbirliğine bir diğer örnek ise, 60'lı yıllardan sonra Ortadoğu'da
Sayfa 108 - Belge YayınlarıKitabı okudu
Ortadoğu'da Yahudi devletinin kurulması, Arapları Amerikan kontrolünde tutma planının bir bölümünü oluşturmaktadır. Yahudi devletinin kurulmasının Arap devletlerince ve bir tehdit olarak algılanması, Ortadoğu'yu kontrol altına almak açısından ABD'nin elini güçlendirmektedir.
Sayfa 39 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
Washington, Irak'ın BM'nin Irak'ın bütün kimyasal ve biyolojik silahlarının ve bunları gönderebilecek füzelerinin uluslararası denetim altında imhasını isteyen 687 sayılı kararına tam olarak uymadıkça, 1990'da başlatılan ekonomiyi yıkıcı yaptırımların sürdürülmesini istemiyordu. ABD, Irak'ın henüz bulunmamış kitle imha
Sayfa 569 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Siyonist davaya yardım, sadece manda içinde kurulmuş olan kurumlardan değil, Filistin dışındaki kişiler ve örgütlerden de gelmekteydi. Siyonizmle İngiliz bürokrasisi arasındaki en etkili ilişkiler, Hayim Weizmann tarafından sürdürülenlerdi. Dünya Siyonist Örgütü 1920'de merkezini Londra'ya taşıdı ve örgütün başkanı Weizmann oldu. İngilizlerin Filistin politikası tasarlanan rotadan çıkınca, Yahudi davasını savunmak için başbakanlara, bakanlara ve gazetecilere kolay ulaşma fırsatını buluyordu. Başka bir dış destek de, Amerika'daki Yahudi toplumundan gelmekteydi. Amerika Siyonist Örgütü 1917'de kurulmuştu ve ünlü avukat ve geleceğin Yüksek Mahkeme yargıcı Louis Brandeis liderliğinde Amerikan siyasal hayatının bir unsuru haline gelmişti. 1930'ların sonunda Amerikalı temsilciler Dünya Siyonist Örgütü'nde önemli rol oynadılar ve Amerika Birleşik Devletleri'de kişilerden gelen özel bağışlar Siyonist davaya yapılan bağışların büyük kısmını oluşturdu. Amerika Birleşik Devletleri'nin 2. Dünya Savaşı'nda dünya gücü olmasıyla, Amerikalı Yahudiler de Filistin sorunun sonucunu belirlemede çok önemli bir rol oynayacaklardı.
Sayfa 280 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
İsrail devletinin ilk yıllarında, İsrail'e yönelik Amerikan poli­tikası, genelde dostane ve cana yakındı olsa da, Arapların gözünde düşmana görülmek korkusundan ötürü bir noktada ihtiyatlı ve me­safeliydi. Sovyetler Birliği, İsrail'i resmi olarak ABD'den önce tanıdı ve uydu ülkelerini ona yardımcı olmaları konusunda teşvik etti ve bu İsrail'in 1948'de ilk girdiği savaşta belirleyici etken oldu. O dö­nemde özel ve yasadışı girişimler, sıkı sıkıya uygulanan resmi ABD silah ambargosuna meydan okuyarak, ABD'den İsrail'e az miktarda silah kaçırıyorlardı. İsrail'e yapılan Amerikan mali ve askeri yardımı oldukça kısıtlıydı ve 1960'ların sonuna ve 70'lerin başına kadar cid­di boyutlara ulaşmadı. İsrail'in 1948'de hayatta kalmasını sağlayan silahlar Çekoslovakya'dan gelmişti. 1967'deki Altı Gün Savaşı'nın göz kamaştırıcı zaferini elde eden uçaklar ve tanklar, esas olarak Fransa'dan gelmişti. Amerika'nın İsrail ile 1962'de başlayan stratejik ilişkisi, ancak 1967'de kayda değer bir hale geldi.
Sayfa 195 - Kronik Kitap 1. BaskıKitabı okudu
Hiçbir Yere Gitmeyen Yol Haritası
Rumsfeld in favorilerinden biri olan Douglas Feith, 2001 de Pentagon'da savunma politikası müsteşarı olmuştu. Princeton'daki Yakındoğu tarihi emekli profesörlerinden, aynı zaman da Yahudi de olan Bernard Lewis, Bush yönetiminin Ortadoğu'ya özellikle Israil, Türkiye ve Irak'a yönelik siyasetinin payandalarını belirlemek
Sayfa 942 - KüreKitabı okudu
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.