"Bu akşam anladım ki, bir insan bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş. Gene bu akşam anladım ki, onu kaybettikten sonra ben dünyada ancak kof bir ceviz ağacı gibi yuvarlanıp sürüklenebilirim."
İnsan tahammül edemeyeceğini zannettiği şeylere pek çabuk alışıyor ve katlanıyor. Bende yaşayacağım... Ama nasıl yaşayacağım!... Bundan sonraki hayatım nasıl dayanılmaz bir işkence olacak!.. Ama ben dayanacağım... Şimdiye kadar olduğu gibi...
Ama aşk, bir cenin gibi bedenin karanlıklarında acıyla dönüp durmaktan kurtulduğu, nefes ve dudak aracılığıyla zikir ve itiraf edebildiği zaman gerçek aşktı.
İlk iki kitaba göre nedense 3. Kitap sıkmaya başladı. Helinle yankının aşk dolu sahneleri ilk başlarda güzel gelsede sonrasında bunaltmaya başladı. Onun harici ışığın kozaya olan kini henüz geçmedi ve çok uzadığını düşünüyorum. Bir çok sıkıldığım yer olsada mutlunun esprileri için okumaya değer.