“Paşa, sen Kürtçe bilir misin?’ İsmet Paşa şaşırmıştı. Ne diyeceğini bilmiyordu. O bir şey söylemeden ben araya girdim ve hemen, ‘Ekselans, biz Kürtçe bilmeyiz. Zaten bizde Kürtçe konuşulmuyor ve böyle bir dil de yoktur’, dedim. Churchill adamlarından birine sordu. ‘Öyle mi Mister, Kürtçe diye bir dil yok mudur?’ deyince, adam daha önceden hazırlıklı, hemen ayağa kalktı, ‘Olmaz olur mu efendim? Çok zengin bir Kürt dili ve edebiyatı vardır. İsterseniz ‘Dîwana Cizîrî’den bir şiir okuyayım’ dedi. Churchill, ‘Oku’ dedi. Anlamıyorduk ama Farsçaya yakın, nefis ahenkli bir şiir okudu. Ve bu şiirin
Kürtçe olduğunu söyledi. ‘Öyleyse bu şiiri bize yaz’ dedi. Yazdı.Churchill, ‘Bunu İngilizceye çevir’ dedi. Çevirdiler. ‘Bir de Fransızca yapın’ dedi. Onu da yaptılar. Bir de Türkçeye çevirdiler. Ve
bana, ‘Mösyö, sen de gel bakalım. Bu üç dilden aynı fikri ifade etmek için, bakalım metne kaç yabancı sözcük alma mecburiyeti
olmuştur’ dedi. Fransızcadan hiç yoktu. İngilizceden üç beş Latin
kökenli kelime çıktı. Kürtçe aslında dört-beş Arapça kelime bulundu. Ama Türkçe nüsha gelince “dır” ve “ile”den başka, Türkçe birşey kalmamıştı. Kimisi Arapça kimisi Farsça ve diğerleri de
Avrupa’nın çeşitli dillerinden alınma sözcüklerdi. Churchill dört
sayfayı da bizim önümüze koydu. ‘Ayıp değil mi?’ dercesine, ‘Bakın efendiler, yok dediğiniz ve memleketinizin büyük bir bölümünde anadil olarak konuşulan Kürtçenin zenginliğini görünüz’
dedi.
Kürt çocukları için kreşler ve anaokulları vardı,eğitimciler Kürtçe ve İsveççe bilen iki dilli öğretmenlerdi.Kürtçe dergi ve gazeteler çıkıyordu ve bunlar Kültür Bakanlığı'ndan devamlı yardım alıyordu. Kürtlerin çeşitli dernekleri vardı ve bunlar Göçmenler Bakanlığı'ndan yardım alıyordu.Kürt çocukları okullarında,haftanın belli saatlerinde anadil eğitimi alıyorlardı.Yüksek Öğretmen Okulu'nda Kürtçe öğretmen yetiştirmek için bir bölüm vardı ve tüm ülkede 20'den fazla eğitimci , öğretmen vardı. Kürt aydınları,yazarları kültür adamları kendilerini rahatlıkla ifade edebiliyorlardı.Kütüphaneler Kürtçe kitaplar alıp raflarına yerleştiriyordu. Eğitim Bakanlığı Kürt çocuklarının eğitimi için Kürtçe okuma kitapları hazırlıyordu.Belediyelerde Kürtçe bilen asistanlar,danışmanlar,tercümanlar vardı.Devlet Kürt göçmenlerine ulaştırmak istediği enformasyonları iki dil, İsvecçe-Kürtçe, ile hazırlanmış broşürlerle,rahatlıkla,ulaştırılıyordu. Kürtlerin kendi dilleri, kültürleri ve kimlikleriyle ilgili tüm talepleri anlayışla karşılanıyordu ve olabildiğince yerine getirilmeye çalışılıyordu...