Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Eğer siz analitik ve mantıksal olarak düşünmenin yanı sıra üretici ve yaratıcı düşünebiliyorsanız, bu düşünce bütün problem çözme ve karar verme süreçleri sonucunda size üçüncü bir boyut kazandıracaktır.“
Sayfa 57 - Gazi KitabeviKitabı okudu
Gazâli ile Kant arasında önemli fark vardır. Kant, kendi kafasındaki prensipleriyle tutarlı şekilde, "Bir Yaratıcı bilgisi" varlığı ihtimalini doğrulayamadı. Gazali, ise analitik düşüncede umut bulamadığı için, mistik ve tasavvuf deneyimini seçti. Neticede, din adına aradığı fikri tatmine yetecek kanaate ulaştı Böylece din ve bilimden bağımsız varoluş olgusunu zihninde teminat altına almayı başardı. Ancak, mistik deneyimleriyle ulaştığı Mutlak La-yezâl (Cenab-ı Hak) kavramı onu yeteri kadar tatmin etmedi. Gazali, bu tefekkür deneyiminde kendisini, düşünce ve sezgi arasında bölünme çizgisi belirleme ihtiyacının ortasında buldu. Düşünce ve sezginin organik bağını düşüncenin sürekli hareket eden zamanla doğrudan ilişkisi sebebiyle her daim yetersizlik ve tatminsizliğe mahkum olduğunu bir türlü kavrayamadı.
Sayfa 25
Reklam
Yaratıcılık ve analitik düşünce artık birer seçenek olmaktan çıktı: Bunlar lüks değil, hayatta kalmak için şart.
Gödel'in 1930'larda ispatladığı gibi hiçbir analitik düşünce kendini kanıtlayamaz; dolayısıyla bütün fizik bilimleri bir metafizik ilke üzerine kurulmalıdır. Günümüz fiziğinin üzerine dayandığı metafizik Galileo'yla başlamıştır. Kendi kendisini ispatlayamaz ama 13,7 milyar yıldan bu yana gelmiş geçmiş her şeyi açıklar.
Nebevi tebliğ insanda analitik bir yönüyle de sentezleyici bir üst düzey tefekkür mekanizması oluşturur. Buna "furkan" diyebiliriz. İnsan bu düşünce seviyesine ulaştığında varlığı ve var ediciyi fark eder. "Furkan" farktan gelir; fark edeceksin... Kendini fark edeceksin; Allah'ı fark edeceksin, âlemi fark edeceksin; her gün üzerinden gidip geçtiğin ama hiç dikkatini çekmeyen âlemi, taşı, toprağı, dağı, ovayı, ağacı fark edeceksin. Âlemin nasıl kudret firçaları ile boyanmış bir ibret tablosu olduğunu fark edeceksin. Yerde ve gökte o kadar çok ayetler vardır ki, insan her gün üzerinden gelip geçer de bakmaz, düşünmez. Bir anlık tefekkür, bir yıllık ibadetten daha efdaldir. Onun için Kur'an insanı tefekküre sevk ediyor; "Ölü topraktan hurma bahçelerini, üzüm bağlarını nasıl yarattı; nasıl oradan gözler, sular çıkarttı bir bakın!" diyor.
“Karakteriniz kaderinizdir.“ “Friedrich'in kucakladığı yeni psiko-analitik düşünce dalgası geleceğin geçmişte olanlar, fiziksel ve psikolojik bünyemiz (tutkularımız, korkularımız, amaçlarımız, takıntılarımız, benlik sevgimiz, diğerlerine karşı tavrımız) tarafından belirlendiği konusunda Spinoza’ya katılıyordu.”
Reklam
Hile 12
İspatlamaya çalışılan şey önce söze dökülür, bir isim verilir, sonra buradan tamamen analitik bir yargı biçimiyle ortaya konulur. Birini "emniyet altına almak", "göz altına almak" dediğine, karşı taraf "hapse atmak" der. - Bir konuşmacı, verdiği isimlerle çoğu zaman niyetini önceden belli eder. Biri "din adamı" der, diğeri "cüppeli". Bütün hileler arasında en sık bu kullanılır, içgüdüseldir.
Sayfa 33 - Can YayınlarıKitabı okudu
Diyalektiğin Analitik Düşünce Yöntemi !
"Nesnenin, soyutlanmış parçalar olarak değil, bütünsel bir sistem olarak; bir koleksiyoncunun tahtasına yapıştırılan kelebek gibi bağlamından koparılıp alınarak değil, tüm zorunlu iç bağıntılarıyla; cansız ve statik bir şey olarak değil, canlılığı ve hareketliliği içinde, somut bir kavranışını elde etmek gereklidir. Bu tür bir yaklaşım, bir tür zihinsel ölüm sertliğini [rigor mortis] temsil eden dogmatik düşüncenin en mutlak ifadesi olan biçimsel mantığın sözde "yasalar"ıyla açık bir uyuşmazlık içindedir."
Hegel Hegel olduğunda uzun süren, ağır bir depresyon geçirmiştir: Hegel için filozof haline gelmek sadece bilgi meselesi değildir, derinlemesine bir başkalaşım içerir. Bundan dolayı gerçek felsefe "teorik psikanaliz"dir bir nevi: Bir tür üniversite söylemi değil varoluşsal bir karardır; Lacan'ın analitik tedavinin doğurduğu son başkalaşım (fantezinin kat edilmesi) diye tanımladığı uğrağın teori yoluyla gerçekleşmesidir.
Kolektif kitapKitabı okudu
“Türkiye’de en zor kabul edebildiğimiz şey içimizden birisinin ger­çekten felsefe yaptığı, felsefeci olduğudur. Felsefeciler ne geçmiş felsefe­cileri okuyabilir ne de birbirlerinin yaptıkları işe eleştirel bir kabulle ba­kabilirler. Genel tavır birbirimizi felsefeye layık görmemek, geçmişte ve bugün yapılan her şeyi yok saymak, görmezlikten gelmektir. Tarihsel bir kompleksle felsefe yapmaktansa felsefeyi tarihsellik meselesi hiç işin içi­ne katılmadan, zeki olan herkesin yapabileceği bir şey olarak tasarlayan analitik Anglo-Sakson felsefe geleneğinin önü Türkiye’de bu sayede açıl­mış olur.”
Sayfa 59
Reklam
Geçmişte kadın analitik bir akla sahip olmasa da idare edebiliyordu. Ama artık değil... "Batılı dengi" ve "beğenilen" olmayı arzulayan her kadın, eğer sistematik düşünce ve analiz yeteneği sergileyemiyorsa çok fazla umut vadetmiyor demekti.
439 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.