Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
9/10 puan verdi
Spoiler İçerir..! Damga; sosyal açıdan tamamen kabul görme vasfından men edilmiş bireyin durumunu ifade etmektedir. Çalışma sosyal psikoloji üzerine inşa edilmiş, klinik araştırmalarla beslenmiş teorik çerçeve daima yeni kişi kategorilerine göre değişmiştir. Çalışmada çizilen sınırlar damgayla doğrudan ilişkili olgular ile “civar olgular”
Damga
DamgaErving Goffman · Heretik Yayıncılık · 2019317 okunma
Dünya hiçbir şey hissetmeyenlere aittir. Eylem adamı olmanın birinci şartı, duyarsız olmaktır. Hayatı sürdürmek temel olarak eylemi tetikleyen özelliğe, yani iradeye bağlıdır. Ne var ki iki şey eylemi köstekler: duyarlılık ve nihayetinde duyarlı bir düşünceden başka bir şey olmayan analitik düşünce. Her eylem, doğası gereği kişiliğimizi dış dünyaya yansıtır, dış dünya da büyük oranda insanlardan oluştuğu için, kişiliğimizi yansıttığımız zaman esas olarak bir başkasının yolunu kesmiş, eyleme biçimimizle ötekileri huzursuz etmiş, yaralamış, ezmiş oluruz. Demek ki eylemek için başkalarının kişiliklerini, sevinçlerini ya da acılarını tahayyül etmekten kaçınmalıyız. Birine yakınlık duyduğumuz anda her şey biter. Eylem adamı için dış dünya atıl maddelerden kuruludur – üzerinden atlayıp geçtiği ya da yoluna çıkınca ittiği bir taş gibi kendiliğinden atıl olanlar vardır; bir de karşısında pes eden bir insan gibi atıl olanlar, belki taştan farksızdır insan da, çünkü eylem adamı ona da aynı şekilde davranır: Ayağıyla iter ya da üzerinden atlayıp geçer.
Sayfa 374 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Analitik psikolojinin kurucusu C.Gustav Jung Freud'un öğrencisidir.Ancak daha sonra Freud la görüş ayrılığına düşmüş ve kendi ekolünü yaratmıştır. Jung a göre insan ruhu çok sayıda katmandan oluşur. Bilinç, bilinçaltı ile karşılaştırıldığında okyanus üzerindeki küçük bir adacık kadardır.Duyum,düşünce, sezgi, duygu bilincin ana işlevleridir.Bu işlevler farklı kişilerde farklı düzeylerde gelişebilir ama aynı düzeyde çalışmalıdır..Bilincin hemen altında unutulan anılar yada bastırılmış yaşantıların bulunduğu bireysel bilinçaltı bulunur.Bireysel bilinçaltından daha derine indiğimizde kolektif bilinçaltı karşımıza çıkar.Bunu okyanusun en derinlikleri olarak düşünebiliriz. Kolektif(ortak) bilinçaltı atalarımızın milyarlarca yıldır yaşadıkları deneyimleri kaydeden bir karakutu gibidir. Tüm insanlarda aynıdır.Her birey bu herşeyi bilen karakutu ile eğilimleri kodlanmış olarak doğar.Tüm insanlığın ortak paydasıdır.Bir tür Tanrısal öz.evrensel ruh. Bu bölge bizimle yalnızca bazı arketip denilen imgeler ile iletişim kurabilir. Ego(benlik) in görevi ruhun tüm katmanları arasındaki uyumu, dengeyi sağlayabilmektir.Katmanlar arasında enerji akışları olur. Jung iki tip karakterden bahseder 1-İçe dönükler (öznel) 2-Dışadönükler (nesnel) Tabi bu gruplarda bilincin işlevlerine göre farklı gruplara ayrılabilir.İçedönük ve dışadönük bakış açısı arasındaki fark yaşantılarımızdaki birçok çatışmanın da sebebidir.
İnsan Ruhuna Yöneliş
İnsan Ruhuna YönelişCarl Gustav Jung · Say Yayınları · 2018563 okunma
…Burada vurgulanması gereken nokta, Gramsci’nin kuramındaki devlet-sivil toplum ayrımının yalnızca metodolojik bir ayrım olduğu, Gramsci’nin gerçekte devlet ve sivil toplumu tek ve benzer gördüğüdür. (…) Gramsci gerçekte devlet ve sivil toplumu birbirinden ayrı görmez, bu ayrımın tarihselliğini vurgular. Devlet/sivil toplum ikiliğinin yanı sıra, maddi aktiviteler/düşünsel aktiviteler, öznel/nesnel süreçler, zor/rıza, altyapı/üstyapı gibi Gramsci’nin kuramında önemli bir yer tutan kavram çiftleri ya da ikilikler organik ayrımlar değil analitik ayrımlardır. Yani bu ayrımlar düşünce düzeyindeki, metodolojik ayrımlardır; toplumsal gerçeklikte bu olgular birbirinden ayrı değildir. Gramsci, Hapishane Defterleri’nde serbest Pazar yanlılarını kastederek şöyle bir tespit yapmaktadır: “Yalnızca metodolojik bir ayrım olan politik toplum ve sivil toplum ayrımını organik olarak sunuyorlar. Ekonomik aktivite sivil topluma özgüdür; devlet ona müdahale etmemelidir. Ama gerçekte devlet ve sivil toplum bir olduğu için, laissez-faire de bir tür devlet regülasyonudur.”
Sayfa 105 - Ebru Deniz OzanKitabı okudu
304 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
“Filler tepişir, çimenler ezilir” deyiminin özetlediği bir dünyada yaşıyoruz. Dünyamızın filleri devletler, çimenler ise insanlar. Tarih boyunca devlet ilk oluştuğu süreçten itibaren insanın faydası dışında kendine farklı hedefler belirledi ve o hedefler insanlara hep acı verdi. Devlet kendi başına bir organizma gibi, insanların içinden
Meraklısı için Entrikalar Kitabı
Meraklısı için Entrikalar KitabıMurat Yetkin · Doğan Kitap · 2017252 okunma
557 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın her bir bölümü için yazar dinlemenizi önerdiği bir müzik koymuş. Açtığınz an bölümler akıcı ve güzel bir şekilde okunuyor. Ekonomi okumaya başlayan arkadaşlarıma önerdiğim ilk kitap hep bu olmuştur. Çünkü bu kitapta dünyayı değiştiren ekonomistlerin analitik hayatlarından çok normal yaşamlarda neler yaptıkları, nasıl işlerle uğraştıkları, başarısızlıkları varsa hobi, fobi ve batıl inançlarına kadar her şeyin anlatıldığı bir kitap.
İktisadi Düşünce Tarihi
İktisadi Düşünce TarihiMark Skousen · Adres Yayınları · 201460 okunma
Reklam
64 syf.
·
Puan vermedi
·
10 saatte okudu
İnsan nasıl kendini kendi yarattığı düşünceye hapseder ve bu düşünce için hayatından dahi nasıl vazgeçer kitap çok etkileyici bir üslupla anlatmış. İnsan psikolojisini analitik olarak değerlendiren yazar düşüncenin gücüne son derece önem vermiştir. İliklerine kadar hissettiği vicdani yara insana bir nevi kendi bedeninden tabut hazırlamış ve sona doğru giderken şüpheye yer kalmayacak şekilde bu dayanılmaz his ile yapmak istediği eylemi yaptırmıştır. Bir ara kendimi gerçekten bir gemi güvertesinde hissettim diyebilirim. Tavsiye edilir bir eser.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021111,4bin okunma
234 syf.
10/10 puan verdi
Yazar özgürlük kavramını analitik olarak incelerken özgürlüğü farklı boyutlarla ele almış, aktörün ruhsal yapısı ve iç dinamiklerinden hareketle aktörün psikolojik tutumlarının topluma yansıyan yönünü değerlendirmiştir. “ Özgürlük" ancak ve ancak çağdaş insanın kişilik yapısının bütünüyle çözümlenmesi temel alındığında tam anlamıyla
Özgürlükten Kaçış
Özgürlükten KaçışErich Fromm · Payel Yayınları · 19961,556 okunma
344 syf.
1/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bridgertonlar Smythe-Smithler'i biliyorlar, siz biliyor musunuz? Bu kitaptan sonra cevabım: Maalesef evet. Kitabı tek bir kelimeyle özetleyecek olsam rezalet derdim. Halbuki serinin ilk 2 kitabını oldukça seven biriyimdir. Öncelikle Epsilon'a biraz çemkirmek istiyorum. Siz ne yapıyorsunuz? Herhangi bir metinde paragraf diye bir şey var
Dudaklarımda Şarkısın
Dudaklarımda ŞarkısınJulia Quinn · Epsilon Yayınevi · 2017183 okunma
736 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
"Roman;yorum üreten bir makinedir" diyor kitabın sonunda Eco.Ben de üstadın bana verdiği yetkiye dayanarak yorumlayabildiğim kadar yorumlayacağım.Çünkü roman yorum üreten bir makine ise benim yorum ve incelemelirim de okur üreten bir makineye dönüşsün isterim.Çünkü ben obskürantist bir insan değilim,Eco’dan kimse mahrum kalmasın
Gülün Adı
Gülün AdıUmberto Eco · Can Yayınları · 202012,5bin okunma
782 öğeden 766 ile 780 arasındakiler gösteriliyor.