“Kırk yıl cevap almasan benden, gene yaz…”
…
“Dünya dünya olalı kimselerin benim gibi sevdiğini ve sevebileceğini sanmıyorum. İnandığım en kesin gerçek bu canım.”
Dönem şairlerinin aşkı büyük olur ama Ahmed Arif’in Leyla Erbil’e duyduğu aşk bir başka; çok daha derin!
Aşkının karşılığını alamamış, Leyla Erbil onun aşkını dost olarak cevaplamış
Öncelikle şunu söyleyeyim: Konu çok hassas. Ki bu nedenle birçoğunuz bu konular hakkında konuşmaktan çekiniyor ve hiçbir şey söylemeden kitabı okuduğunuz gibi bırakıyorsunuz. Erkekler bu konular hakkında konuşmak konusunda kadınlardan daha da geride, kadınlar hemcinslerinin halinden anlamaya çalışsa da erkeklerin birçoğunda bu durum yok. Şimdi
Şimdi nasıl anlatsam bilemiyorum, sevdiğin bir tatlıyı bitmesin diye küçük parçalar halinde yemek, paran bitmesin diye azar azar harcamak, yoksul evlerde gaz lambasını tasarruflu kullanmak gibi bir şeydi bu kitabı okumak; bitmesin diye, azar azar.
Okurken
Ali Lidar'a da mesaj attım: Bilemedim dedim, bu kitap depresyona girme sebebi mi yoksa
Benim için çok mühim olan, sana âşık olmak veya âşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir.
Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir. Anladın mı canım?
Varlığımı diyorum canım; Yok olduğumda mı anladın?
Bağırdım ,bir kere bile duyulmadım
Oysa ki yakındım..Nedense kaile alınmadım..
Zaten yoktum;bir gün bile var sayılmadım.
Yanlışın var bayım;
Sen beni kaybetmedin!
Kendi ellerinle çöpe attın..Vakti değil şimdi, ağlamanın..
❝Benim için çok mühim olan, sana âşık olmak veya âşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir. Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir. Anladın mı canım?❞
Sayfa 35 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 32.BasımKitabı okudu
Benim için çok mühim olan, sana âşık olmak veya âşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir. Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir. Anladın mı canım?
"Diyalektik Materyalizm okudun mu"
"Okudum."
"Tez, antizez, sentez nedir bilirsin değil mi?"
"Beni sınava mı çekiyorsun?"
"Yok canım, dinle; Birinci tezdir, tamam mı? ikinci, karşıtı antitez. Üçüncü de ikisinin sentezi."
"Ne yani?"
"Şu yani, çocuk üçüncüdür; Sentez. Anladın mı? Kadın tezdir. Erkek antitez. Çocuk sentez. Şimdi bak, eğer ben tezsem, sen antitez oluyorsun." Birden kesti konuşmasını. Zaur, içinden,
"İş alamayacağız galiba," dedi." Bu kadar fıttırık olacağını nereden bilecektim? Sen tez, ben antitez, çocuk sentez... Bir çocuk eksikti."
"Hiç düşünmedin mi neden üç sayısı dinlerin, felsefenin, değişik inançların sacayağı, temelinde bulunur? Çünkü üçüncü, çocuk demektir. Sonuç, çıkış yolu, anlam, mantık demektir. Son demektir, sonsuzluk! Dehşetli bir sözcük! Değil mi?"
"Şunu da bir iyi belle: Benim için çok mühim olan, sana âşık olmak veya âşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir. Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir. Anladın mı canım?"
Leylâcık,
... Şunu da bir iyi belle: Benim için çok mühim olan, sana âşık olmak veya âşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir. Aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir. Anladın mı canım?