“Kitap okumak bir hobi ya da boş vakit geçirme aracı değildir; bir ihtiyaçtır. Su içmemeyi seçebilirsin ama sağlık sorunlarına razı olmak zorunda kalarak. Ya da soğuk havada dışarıda kalmayı isteyebilirsin ama üşümeyi göze alarak. Kitap okumamayı seçebilirsin ya da sevmediğini dile getirebilirsin. Ama zihnen dolgunlaşmamayı, kalben olgunlaşmamayı ve düşüncede özgürleşmemeyi kabul ederek…”
"Sevgili Bilge,
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz
Kafka’nın Dönüşüm eserinde hayvanlaşan hayat anlayışımızı kaç kişi anlayabildi ki, intihar etmek için çabalarını kaçımız düşündü ki, yoksa hasta bir kişiliği mi okuyoruz?
Kaç kişi sanat adı altında Mozart’ın sarayda kızların peşinde koşarken krala yakalanmasını biliyor ki? Kız çığlıklar içinde kaçarken Mozart onun peşinde koşuyordu. Üstü başı