Ana, Baba ve Çocuklar
Böyle olan anne ve babalara soruyorum: "Siz çocuklarınızı eğitirken yükselebilmeleri için onlara kartal kanatları mı taktınız, yoksa bu kanatları kökünden mi kestiniz?" Çocuklar büyüyüp birer delikanlı ve genç kız olduklarında; anne ve babalar onların geleceği ile ilgili parlak hayaller kurmaya başlarlar. Oğullarını mühendis, avukat, doktor, memur ya da tüccar gibi iyi bir meslek ya da sanat sahibi yapmak isterler. Kızlarına ise zengin bir koca aramaya başlarlar. Çocuklar için hep mal-mülk teminine uğraşırlar. Habire servet biriktirirler. Bu şekilde anne ve babalık görevini en iyi şekilde yerine getirdiklerine inanırlar. Bu konuyla ilgili olarak, Lev Tolstoy, çok doğru olarak şu sözleri söylüyor: "Hayattaki düzensizliklerin en büyük sebeplerinden birisi şudur: Herkes hayatında sadece refaha kavuşmayı arzular. Ama hiç kimse hayat seviyesini, kültür seviyesini yükselterek bizzat çalışma sayesinde hayatını daha iyi bir şekilde ayarlamak ihtiyacını duymaz." Herkes hayattan bir şeyler almak ister. Fakat, hiç kimse ona bir şey vermek istemez. Almak kolaydır. Vermek ise azim, gayret ve çalışmayı gerektirir. Çoğu kimse, toplum içinde adeta bir yağmacı ve parazit olarak hayata atılırlar. Hayatın sırrını, toplumun sırtında asalak olarak yaşamakta ararlar. Böyle zavallı bir hayat felsefesi, yetiştiği yıllar içerisinde çocuklara da aşılanır. Bunu kim aşılıyor dersiniz? Tabii ki anne ve baba!..
Sayfa 57 - Timaş Yayınları, 2005 Mart Baskısı, Çeviri: Ali Çankırılı
"Şeytan bile bir dişi erkekten korkar. Yani bir erkekte dişil bir nitelik olduğu zaman onun doğasında hem yin hem de yang vardır ve bu ikisi birbirini tamamlar. Kuvvet, esneklikle tamamlanmıştır. İnsanlar bunun en iyi türden bir erkeği, tam anlamıyla dikkat çekici bir bireyi yarattığına inanıyorlardı. İşte bu yüzdendir ki yerel gelenekler yin ile yang enerjilerini dengelemek için milyonlarca yol geşiltirmişti, oğullarına verdikleri isim de bunlardan biriydi. Oğlundan büyük şeyler bekleyen bir baba genellikle onun için bile bile bir kız ismi seçer ve bunun ona parlak bir gelecek getireceğini umut ederdi."
Sayfa 68 - Martı Yayınları, Temmuz 2016Kitabı okudu
Reklam
VE ÇOCUĞUN UYANIŞI  BÖYLE BAŞLADI
Gül kokuları çocukların kaburga kırıklarından geliyor  Acıyı ve insanlığı çocuklar  Böyle dayanılmaz kıldılar ve yeni suları  Onların bilgileri getirdi  Elleri önlerine bağlı - duruşları  Omuzlarından göğüslerine doğru kıvrık ve yumulu  Yaşarlar ebedi göz ve ölümsüzlük aşısı yapan kitabı  Ki şimendifer  Nasıl peşinden koşturursa katarları yolcu
Memleketimde yazın birkaç ay gittiğimiz yaylada yabani armutlar vardı. Sık fidanlıklar gibi orada burada kendi başına gelişirdi bunlar. Bunlara çeşitli armutlardan kesilen çubuklarla aşı yapılırdı. Böylece, seyreltilerek aşılanan bu yabani armutlar, aradan bir iki yıl geçince serpilir ve meyve vermeye başlardı. Gövdeleri de, daha küçücükken
Son yıllarda yapılan uluslararası IQ değerlendirmelerinde ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının IQ ortalaması 89 ile 90 arasında bulunmuştur. Bunun nedeni "basittir: Türkiye rahat besleyebileceğinden fazla bir nüfusa sahiptir ve bu nüfus her yıl adeta patlama şeklinde artmaktadır, Türkiye'de eğitim her düzeyde çok, ama çok
Sayfa 14
Son yıllarda yapılan uluslararası IQ değerlendirmelerinde ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının IQ ortalaması 89 ile 90 arasında bulunmuştur. Bunun nedeni basittir: Türkiye rahat besleyebileceğinden fazla bir nüfusa sahiptir ve bu nüfus her yıl âdeta patlama şeklinde artmaktadır, Türkiye’de eğitim her düzeyde çok, ama çok fenadır ve giderek daha beter bir hâl almaktadır. Bu eğitim yaratıcılığa değil, ezberciliğe ve biat kültürü oluşturmaya yönelmiştir; okula veya üniversiteye gitmekten maksat öğrenmek değil, diploma kapmaktır. Türkiye’de insanlar huzursuzdur, birbirlerini sevmezler, ahlâksızlık diz boyudur. Aile içi ilişkiler sevgi ve saygıdan çok toplumsal baskı ve ekonomik mecburiyete dayanır. Kendi his ve düşünce dünyası çerçevesinde yaşamak isteyen genç kız ya aile tarafından öldürülür ya da toplumdan aforoz edilir. Baba ailenin tek hükümranı olduğu fikrindedir ve bu fikri her türlü baskı yöntemini kullanarak aile fertlerine empoze eder. Babanın ve ailenin geri kalanlarının uyması gereken ahlâk kuralları bir değildir ve bu çarpık durumu sorgulamaya kalkan genellikle ahlâksızlıkla veya en hafifinden nankörlükle suçlanır.
813 öğeden 791 ile 800 arasındakiler gösteriliyor.