Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Platon (Eflatun) Devlet Adlı kitabın da gecen Mağara Benzetmesi
Şimdi, dedim, insan denen yaratığı eğitimle aydınlanmış ve aydınlanmamış olarak düşün. Bunu şöyle bir benzetmeyle anlatayım: Yeraltında mağaramsı bir yer, içinde insanlar. Önde boydan boya ışığa açılan bir giriş... İnsanlar çocukluklarından beri ayaklarından, boyunlarından zincire vurulmuş, bu mağarada yaşıyorlar. Ne kımıldanabiliyor ne de
Kitap Adı: Devlet Yazar: Platon Yayıncı: İş Bankası Kültür Sayfa 231 -237
Enformasyonun artmasının daha iyi kararlar verilmesine zorunlu olarak yol açmadığı kanıtlanmıştır. Örneğin sezgi eldeki enformasyonun ötesine geçer ve kendi mantığını izler. Giderek artan, hatta aşırıya kaçan enformasyon yığını günümüzde üst düzey yargı yetimizi köreltmektedir. Bilgi ve enformasyondaki azlık pek çok durumda da ha fazlayı elde etmemizi sağlar. Dışarıda bırakma ve unutmanın olumsuzluğunun üretkenlik sağlaması hiç de seyrek rastlanan bir durum değildir
Reklam
Çalışma (boş zamanı değerlendirme kılığına girdiğinde bile) yaşamın genelini baskı ve denetim altına alan, belirli yer ve zamanlarda kendisinden kurtulmanın olanaksız olduğu bir kod doğrultusunda düzenlenen sürekli meşguliyet türünden bir şeydir. İnsanları her yerde okulda, fabrikada, kumsalda veya televizyon karşısında ya da bilgi ve görgüsünü artırmak amacıyla eğitim programlarıyla -toplumsal düzeyde dur durak bilmeyen- meşgul etmek gerekmekte- dir. Ancak sözcüğün özgün anlamındaki emek artık üretken bir süreç değildir. Emek artık toplumun aynasından başka bir şey değildir. Toplumu başka bir yapılanma düşlemekten alıkoyan, özgün bir fantastik gerçeklik ilkesidir. Belki de onu ölüm içtepisi olarak adlandırmak gerekiyor.
Sayfa 25 - Üretimin Sonu / KindleKitabı okuyor
Cahil bir bilgin olmak, okumuş birisi olarak bilinçsiz kalmak, çok kabarık diplomalar ve hayli ciddi unvanlarla doktor, mühendis, yüksek lisans, doçent, profesör ve benzeri bir insan olmak; ama bilinç, anlama, bilgi yönünden, toplumu ve kendisini birbirine bağlayan zamana karşı sorumluluk duygusu ve tarihin hareketinin belirlenmesi bakımından sıfır olmak, kör ve sağır olmak büyük bir tehlikedir, acıklı bir durumdur. Bu, bilgin olduğu halde cahil olma tehlikesidir.
İnsanlar neden dine ihtiyaç duyarlar;
Dinin en azından şimdiye kadar başka hiçbir şeyin, yani ne sanatın, ne bilimin, ne siyasetin veya felsefenin bu kadar başarılı bir biçimde karşıla­madığı bazı en temel, en hayati işlevlerini birkaç ana başlık altında ifade edebilirim: 1) Din, birinci olarak veya her şeyden önce insanın yaşama­sının, hayatını sürdürmesinin en temel koşulu olan toplumsallığı, yani insanın başka insanlarla bir araya gelmesini sağlamakta, yani toplumu kurmaktadır. 2) Din insana bilimin henüz ortaya çıkmadığı, çıkmasının da mümkün olmadığı çok uzun çağlar boyunca içinde yaşadığı dünya, bu dünyanın yapısı, işleyişi hakkında bilgi vermekte, onun bilgi ihtiyacını karşılamaktadır. 3) Din, toplumu kurmak üzere bir araya gelen insanla­ra, onu devam ettirmek ve geliştirmek üzere kendileriyle işbirliğine, iş­ bölümüne girmek ihtiyacında, zorunda oldukları daha başka insanlarla da barış ve güvenlik içinde yaşamalarını mümkün kılmak üzere hukuk ve ahlak kuralları, normları vermektedir. 4) Din, insanın sevdiği varlık­ları, yakınlarını kaybetmesi olayı ve kendisinin de bir gün öleceği bilinci karşısında hissetmemesi mümkün olmayan korku ve çaresizliğin yarattı­ğı depresyonu, travmayı önlemek üzere kendisine ümit verici bir gelecek sunmakta, acılarını ve hayal kırıklıklarını azaltmaktadır.
Multitasking :çoklu görev, aynı anda birden fazla iş yapma
Bir zaman ve dikkat tekniği olan multitasking' medeniyetin ilerleyişini temsil etmez. Multitasking, insanın geç-modern işçi ve bilgi toplumunda yalnızca çalışmasına uygun bir kabiliyet değildir. Multitasking, daha ziyade, bir gerilemedir. Özellikle vahşi doğadaki hayvanlar arasında bir hayli yaygındır. Balta girmemiş ormanda hayatta kalabilmek için vazgeçilmez bir dikkat tekniğidir.
Reklam
"Eylem" diyordu kendi kendine," fikrin sonucudur ve fikri yeniden kurmak toplumu yeniden kurmaktır.Bilgi iktidardır,iktidar kendini yükseltmenin, her şeyi kendine mal etmenin peşindeki az sayıda bencil kişi tarafından çoğunluğu yanlış yönlendirmekte kullanılıyor. Ya iktidar onu çoğunluğu yönlendirmek için kullanması gerekenlerin elinde olsaydı? Ya iktidar herkeste olsaydı ve çok sayıda insan aydınlansaydı? Hayır. Çoğunluğun her zaman denetim altında tutulması lazım, fakat hikmetli ve dürüst rehberleri bulunmalı. Az sayıda kişi düşünmeli, çoğunluk eylemde bulunmalı; mükemmel toplumun yegani temeli budur. Antik filozoflar da öyle düşünmüş: Kendi dahili ve harici öğretileri varmış.Ulu Kant da öyle düşünür.Mesajlarını cemiyetine kabul edilmişlerden gayrısının kavrayamayacağı bir dille iletir .Batıl itikatları ve zorbalığın korkulu rüyası olan aydınlanmışların gizli birliklerinin düşünceleride böyleydi;Onlar ki arıların dikenler ve ısırganlar arasında balı seçip alması gibi toplumun koca ıssızlığı içinden hikmeti ve dehayı seçip alarak insanların tüm üstünlüklerini bir zincir halinde uç uca bağladılar.O zincir erkencecik koparılmasaydı, fikre hakim olacak ve dünya'yı yeniden meydana getirecekti!
Sayfa 13 - İş bankası yayınlarıKitabı okuyor
...dil devrimine karşı çıkan uzman ve yazarlarımızın bizifazlasıyla alıştırdıkları bir şey bu. Öfkeden mi, bilgisizlikten mi, düşüncesizlikten mi, bilinmez, şaşırtıcı bir güven içinde, bilgi adına bilgiyi , bilim adına bilimi, toplum adına toplumu yadsıyorlar iki de bir.
Sayfa 107 - Can YayınlarıKitabı okudu
İnsanlığın kültürel icraatlan, buna felsefe de dahildir, bize derin ve yoğunlaşmış bir dikkat vermiştir. Kültür, içinde derin bir dikkatin mümkün olduğu muhiti şart koşar. Bu derin dikkatin yerini gitgide tamamıyla başka bir dikkat formu alır: Hiper-dikkat (hyperattention). Çeşitli hedefler, bilgi kaynakları ve işlemler arasındaki ani odaklanma değişiklikleri bu dağınık dikkati işaret eder. Sıkıntıya karşı az bir tolerans gösterdiği için de, yaratıcı süreçler için hiç de önemsiz olmayan derin sıkıntıya çok az müsaade eder. Walter Benjamin bu derin sıkıntıya "tecrübe yumurtasına kuluçkaya yatmış bir rüya kuşu*”demiştir.
Sayfa 24 - * Walter Benjamin, Gesammelte Schriften Bd. 11/2, Frankfurt a. M. 1977, s. 446.Kitabı okudu
Multi-task konsepti,
Bir zaman ve dikkat tekniği olan multitasking* medeniyetin ilerleyişini temsil etmez. Multitasking, insanın geç-modern işçi ve bilgi toplumunda yalnızca çalışmasına uygun bir kabiliyet değildir. Multitasking, daha ziyade, bir gerilemedir. Özellikle vahşi doğadaki hayvanlar arasında bir hayli yaygındır. Balta girmemiş ormanda hayatta kalabilmek için vazgeçilmez bir dikkat tekniğidir.
Sayfa 23 - Derin Sıkıntı | Multitasking, "çoklu görev" veya "aynı anda birden fazla iş yapma" diye çevrilebilir (ç.n. ).Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.