Şifa bitkilerden gelir Ve bıçaktan.
Doğru ve ermiş bir insandan Ve birinin mırıldandığı mantralardan.
.
Sayfa 175 - Pan YayıncılıkKitabı okudu
Yemen’in çölleri ve dağları Avrupalı kaynıyordu.
Ertesi sabah Ahmed Hamdi Bey Şeyh Nasır’a, Şeyh Naci’ye, Mehmed Ali’ye veda edip, atına binerken alabildiğine karamsardı. Yemen’in çölleri ve dağları Avrupalı kaynıyordu. Bunların bir bölümü kesinlikle askerdi; ama aralarında petrol mühendisleri, kimyagerler, jeologlar, mineraloglar,
misyonerler gibi çeşitli mesleklere mensuplar da vardı. Fakat hepsi “Eski eser uzmanı” olduklarını söylüyor, ellerindeki belgeler de mesleklerini eksiksiz doğruluyordu. Kimisi ihtida edip, Wayman Bury adını bırakmış, nura gark olduğunu zihinlere çakmak için Abdullah Mansur’u almıştı; kimileri sularındaki madenleri araştırıyor, kimileri de Yemen’in güneşinde boy atan bitkilerde şifa arıyordu. Bazıları da insanlık medeniyetine beşik olmuş bu diyarlarda eski yazıları okuyordu!... Gruplar kazılara başlıyor, bir süre sonra orayı bırakıp, bir başka yerde devam ediyorlardı. İngilizler,
Fransızlar, Almanlar, Ruslar, İtalyanlar Bedevî kılığına bürünmüş, ellerindeki haritalarla dolaşıyorlardı. Kapitülâsyonlara dayanarak istedikleri yerlerde konsolosluklar açıyorlardı. Aslında bunlar konsolosluk değil, birer karargâhtı; sel gibi altın akıtıyorlardı. Hepsinin hedefi ortaktı;
buralardaki petrol yataklarını, diğer yeraltı zenginliklerini tespit etmek, onları ele geçirmek... Bütün bunlar Tehame’nin çöllerinde atını mahmuzlayan Ahmed Hamdi Bey’i kara kara düşündürüyordu....
Yangın uçsuz bucaksız vatanlarının çeşitli yerlerinde birden başlayabilirdi. Savaşlar millette takat bırakmamıştı; yetişmiş insanları ise hemen hemen yoktu!... Ne yapabilirlerdi!...
Sayfa 91 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Beynin, kendiyle alakalı sorunlarda iki yüz civarında ilaç salgıladığı söyleniyor.
Bitkilerden derlenen ilaçlar bile insanın kendi bedenindedir belki.
Bütün hastalıklara çözümü bedenin içerisinde arayan yaklaşımlar da var.
Kim bilir karaciğerin içinde öyle bir bölüm vardır ki, böbrek hastalıklarına şifa olabilmektedir. Beyindeki bir salgı, kalp için depolanmış bir şifadır, kim bilir.
Sayfa 136 - Keşif Tesellisi
Beynin, kendiyle alakalı sorunlarda iki yüz civarında ilaç
salgıladığı söyleniyor. Bitkilerden derlenen ilaçlar bile insanın
kendi bedenindedir belki. Bütün hastalıklara çözümü bedenin içerisinde arayan yaklaşımlar da var. Kim bilir karaciğerin içinde öyle bir bölüm vardır ki, böbrek hastalıklarına şifa
olabilmektedir. Beyindeki bir salgı, kalp için depolanmış bir şifadır, kim bilir.
Dehak'a karşı bir doğuş yaratılmalıydı.
Şifa veren bir doğuş.. Bitkilerden yapılmış bir merhem gibi, ama güzel kokulu. Ama sonuç alıcı. Ama...
Sayfa 21 - Evrensel Basım YayınKitabı okudu
Genelde böyle sessiz, zorlu çocukların-sorunlu ev yaşamları olan yalnız çocukların-dayanıklı olduğu söylenir, hatta bu sıfat, sanki soğuğa dayanaklı bitkilerden söz ediliyormuş gibi, çocuklar için sürekli kullanılır. Oysa temel bakım ihtiyaçları karşılanmadığı için duygusal yoksunluk çeken çocuklara uygun sıfatın dayanıklılık değil, durgunluk ya da uyuşukluk olduğunu, bu çocukların kış uykusu misali bir hale geçiş yaptıklarını söylemek doğru olur. Kendilerini korumak için yaşadıkları dünyanın gerçekliğinden kopabilirler ve tıpkı asit yağmuru yüzünden stres altında kalan veya kötü toprağa ekilen bir bitki gibi, zihinlerinin gelişip serpilmesi kesintiye uğrayabilir.
Sayfa 37Kitabı okudu
Arapça olan tıp, (tıbb) tebabetten gelen bir isim ve tabiattan elde edilen şifa demektir. Halbuki bugün tıpçıların önemli bir kısmı tabiat ve bitkilerden elde edilen şifaya karşı çıkıyor.
Sayfa 194Kitabı okudu
Bir de insan, bunların türlerinin değişikliği ve çokluğunu da unutmamalıdır. Şekillerinin farklı oluşlarını da hesaba katmak gerekir tabii. Ayrıca bütün bu ürünlerin özellikleri ve çokça olan yararlarını da gözardı etmemek lazımdır. Nitekim Yüce Allah, birçok bitkileri de şifa kaynağı ve ilaç kılmıştır. Doğrusu insanı şaşırtacak özelliklerde ve yararlılıklarda yaratılmış olan binlerce yiyecek, içecek vb. gıda maddeleri...
Bitkilerin kimi, gıdaya yardımcı olurken, kimisi insana güç katmakta, kimisi de hayata bir canlılık vermektedir, diriltmektedir. Ama kimi bitkiler de vardır ki, derhal öldürmekte ve zehir etkisi göstermektedir. Kimisi soğuturken/ateşi düşürürken, kimisi de ateşi yükseltir, ya da ısıtır. Bu gıdalar mideye ulaşınca, hemen ta damarların derinliklerinde var olan safrayı kökünden çekip çıkarmakta, kimi gıdalar da safraya dönüşmektedir. Kimi balgam sökücüdür, kimi safra sökücü, kimi hüznü ve üzüntüyü dindiricidir. Kimi bitkiler de var ki, sözkonusu iki maddeye, safra ve balgama dönüşür. Kimi bitkiler ise kanı süzer, kimi tümüyle kana dönüşür, kimi bitkiler de insanda bir mutluluk ve ferahlık hissi uyandırır, kimi uyutur, kimi otlar ve bitkilerde de kuvvet oluşur, kimisi de zayıflatır.
Sayfa 118 - ÇELİK YAYINEVİKitabı okudu
Lifli, çiğ ve yeşil gıdaları bolca kullanmayı tercih edin. Prebiyotik (faydalı bakterilerin üremesine imkân veren) olan bu besinler, doğrudan taşıdıkları besin değerlerinin dışındaki diğer yan faydalarıyla da bizlere şifa olmak için varlar. Her ne kadar bitkilerde bolca bulunan selüloz gibi karbonhidratları bizim sindirim sistemimiz sindiremese de onların varlığında ortaya çıkan bağırsak ortamı, sadece beslenmemizi değil, ruh durumumuzu ve zihinsel odaklanmamızı da bir hayli olumlu yönde etkilemektedir.
Tuti Kitap
Bu iki binden fazla şifa amaçlı kullanılan bitkiler, binlerce yıldır hastalar için kullanılmış, faydaları görülmüş durumda.
İnsanlar, eskiden şifalı otları kendileri toplar, evlerinde bulundururdu. Şimdi artık buna gerek yok. İlaç şirketleri gerek bitkilerden gerekse başka maddelerden faydalanarak ilaç yapıyor, insanlar dağ bayır dolaşacağına ecaneye kadar gidip lazım olan ilacı alıyor.
Sayfa 22 - MaviçatıKitabı okudu
