Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
SUSKUN SIRDAŞIM: 2
Eyüp! Eyüp! Eyüp! Eyüp! Gerçekten şu güzel sözlerden başka bir şey söylemedin mi, “Tanrı verdi, Tanrı aldı. Tanrının ismi mübarek olsun”? O bütün acıların içinde sadece bu sözleri mi tekrar ettin? Neden yedi gün yedi gece sustun?Ruhunda neler oldu bitti? Bütün dünya başında darmadağın olup yerde etrafında çanak parçaları gibi durduğunda hemen bu
Tabiatın insana yapacağı en büyük iyilik, şüphe yok ki, vücudu böyle sert bir zırh ve içindeki ruhu da böyle bir çelik parçası haline getirmektir. Şehirlerin sarı derisini kırların kızıl derisine değişmedikçe, güneşin ve toprağın kardeşi olmak mümkün mü? Derler ki: Aynı ağaçların, aynı tepelerin ve aynı göklerin sonsuz bir tekrarından başka bir şey olmayan kırların huzuru, sırf şairane bir icadın eseridir. Gerçekten, yaşamak becerisindeki yetersizliği yüzünden, şehirde mutlu olamayan şair, yaşadığı çevrenin dışında bir cennet var olabileceğini zannetmiş ve başkalarını da buna inandırmak için, asırlardan beri şiirin gücünden yardım dilemiştir. Bu bakımdan şairin özlediği tabiat, özlediği kırlar; olsa olsa kolayca süt, ekmek, peynir ve bal temin eden bir çiftlik olabilir. Fakat kır, gerçek kır, sert toprakla, sert insanın boğuştu bir dünyadır.
Reklam
KİM BİR BARDAK SOĞUK SU İÇERSE BENİ HATIRLASIN. Hz. Hüseyin Kerbela, yeniden var olmak için atılmış ölümüne bir adımdır, ölümüne bin adımdır. Âşık olmanın adıdır ölüme en Yüce’nin hatırına. En Yüce’nin hatırına ölümle kıyılmış nikâhtır bu, Hüseyni bir nikâh. “Kerbela, bir feryattır. İkiyüzlülüğe, kaypaklığa ve arkadan vurma alçaklığına
9. BÖLÜM SONSUZ SABIR Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti. Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında. Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
''Birçok insan gerçekten de tam anlamıyla tanımadığı herhangi bir şey hakkında düşünmek zorunda kalmaktan ürker veya böyle bir şey karşısında karamsarlığa kapılır; denetimini yitirmekten korkar. Zaten son derece iyi bildikleri bir şey hakkında değilse okumazlar, başka bir renkse nefret ederler, McDonald's değilse yemezler. Dünyanın onlardan önce de var olduğunu, onlardan büyük olduğunu ve onlarsız da yoluna devam edeceğini bilmek istemezler. Tarihi sevmezler. Bilimkurguyu sevmezler. Tanrı onlara McDonald's'ta yemek ve Cennet'te mutlu olmak nasip etsin.''
Reklam
'İlkel yaşama ve üreme savaşının yanı sıra insanoğlunun en çok istediği şey, geriye kendisinden bir iz bırakmaktır. Kendisinin gerçekten var olmuş olduğunun bir kanıtını bırakmak istiyordur belki. Bu kanıtı bir tahta üzerine, bir taş üzerine ya da başka insanların yaşantıları üzerine bırakır. Bu derin istek herkeste vardır. Tuvalet duvarlarına ayıp kelimeler yazan çocuktan, kendi imajını insan soyunun zihnine kazıyan Buda'ya kadar. Yaşam öyle gerçek dışı bir şey ki! Bence biz, var olduğumuz konusunda ciddi kuşkular duyuyoruz ve bunu kanıtlamaya kalkıyoruz'
Geri144
448 öğeden 441 ile 448 arasındakiler gösteriliyor.