Davulunu tokmaklayıp aynı şeyleri tekrarlarken, yanında dikilen eli bastonlu, beyaz bereli, saçı sakalı ağarmış, fakat gözleri ateşli, dinç bir ihtiyarcık olan Molla Recep Ali ellerini açmış, dökülen sevinç gözyaşları arasında dua ediyordu. "Ya ilahel Alemin! Senden başka sığınağımız yok. Peygamber Efendimiz'in, ashabının, evliyalarımızın yüzü suyu hürmetine bizlere yardım et. Kadın ve kızlarımızın namuslarının çiğnenmemesi, şanlı bayrağımızın yerlerde sürünmemesi için ordumuzu daima muzaffer eyle!" Yeryüzünde İslâm bayrağının gururla dalgalanmasının ancak Osmanlı ile mümkün olabileceğini aile meclislerinde, cami kapılarında, her fırsatta ifade eden Molla Recep Ali, Hakkı Rüştü'nün tokmakları arasında sevinç gözyaşları dökerken San'a'nın değişik yerlerinde merfalar çalınmaya, borular öttürülmeye başlandı.
Sayfa 227Kitabı okudu
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Reklam
Hicbir yeni akımın asla değiştiremeyeceği kadar tutarlı bir çizgi izleyen Katolik Kilisesi daima, herkesin vicdan özgürlüğüne sahip olması gerektiği düşüncesini "çılgınlık" olduğunu savundu.
Sayfa 177 - Türkiye İŞ bankası kültür yayınları 3.baskı çeviren Serpil ÇağlayanKitabı okudu
Buğün Engizisyon ve diğer dini mahkemelerin bütün cadılık soruşturmalarının yüzde 50'sinin azından sorumlu olduğu tahmin edilmektedir. Laik mahkemeler cadı avının ardındaki itici güçtür ve dini mahkemelerin rolü giderek azalmıştır. Kilise, kendisinin yapacak gücü olmadığı için, heretiklerin adalet önüne çıkarılması ve idam edilmesi konularında laik mahkemelerin yardımından daima faydalanmıştır. Laik mahkemeler, büyücülük ile ilişkili geleneksel kararları benimseyip genişleterek zamanla "ruhani" cadılık suçu üzerinde kontrol sağlamıştır ve on altıncı yüzyılla birlikte bir çok Avrupa devleti cadılıkla ilişkili özel yasaları hukuk sistemine dahil etmiştir.
Sayfa 58 - KAL KE DONKitabı okudu
Kimse finans, sanayi, ticaret çıkarlarından veya toprak çıkarlarından söz etmiyor; daima demokrasiden, özgürlükten, Fransa'nın çıkarlarından söz ediliyor.
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Reklam
1.000 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.