Işığın bitkilerin büyümesi üzerindeki etkileri Darwin'i heyecanlandıran bir konuydu, oğlu Francis de onun gibi bu konuya ilgi duyuyordu. Son kitabı The Power of Movement in Plants'te (Bitkilerde Hareket Gücü) Darwin şöyle yazar: “Bir kısmı yatay ışığa doğru eğilmeyen ... [bitki] son derece azdır.” Lafı dolandırmadan söyleyecek olursak: Bitkilerin hemen hepsi ışığa doğru eğilir. Bunu pencereden gelen güneş ışınlarına doğru eğilip dönen ev bitkilerinde her zaman görürüz. Bu davranışa fototropizm adı verilir.
İlginç Bir Salyangoz André Maurois'nın anneannesi doksan yaşına çengel attığı vakit bile, bir gün olsun, yeni yazarları okumaktan geri kalmamıştır. Okumak budur. Yaşamın boyunca binlerce kitap devirmedinse hiçbir şey okumamış sayılırsın. Aralık aralık, yasak savmak, bir toplulukta utançlı duruma düşmemek ya da geceleri uykuyu egavlamak için
Sayfa 109 - Sel, 2. baskı
Reklam
Makyavelci
Niccolò Machiavelli (Makyavel), 16. yüzyılda kurnazca manipülasyonlarla siyasi erki elde edip korumanın el kitabı olan Prens'i yazarken, iktidarı arzulayan kişinin sadece kendi çıkarlarını düşünüp, hükmettiği ya da iktidar uğruna ezip geçtiği insanları zerre kadar umursamaması gerektiğini varsaymıştır. Makyavelci için, insanlara çektirebileceği acı ne olursa olsun, amaçlar araçları meşru kılar. Bu etik, kraliyet saraylarının koruyucu ortamında yaşayan Makyavelli hayranları arasında yüzyıllarca geçerli olmuştur (ve tabii ki, birçok çağdaş siyaset ve iş çevresinde geçerliğini hâlâ sürdürmektedir). Makyavel'in varsayımına göre, kişisel çıkar insan doğasındaki tek itici güçtür; bu tabloda özgeciliğe hiç yer yoktur. Kuşkusuz, siyasi bir Makyavelci amaçlarının aslında bencil ya da kötü olduğunu düşünmeden, ikna edici, hatta kendisinin bile inandığı bir gerekçe bulabilir. Örneğin, her totaliter hükümdar kendi zorbalığını, devleti meşum bir düşmandan korumak için gerekli bir şey olarak savunur.
Sayfa 156 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Kitabı bu alıntıyla bitirmek istedim :)
"Nereye gidiyorsun Daniel?" dedi birisi. "Sivastopel'e" diye yanıtladı öteki. Moische Daniel'in gözlerinin içine baktı: "Yalan söylüyorsun, Daniel. Bana Sivastopel'e gideceğini söylüyorsun ki Nizhni Novgorod'a gittiğini düşüneyim; ama aslında gerçekten de Sivastopel'e gidiyorsun. Yalan söylüyorsun Daniel, yalan!"
Sayfa 79
Christy Brown, beyin felcinin bir kurbanı olarak dünyaya geldi. Buna rağmen, yardıma muhtaç bu küçük bebek, İrlanda edebiyatının devleri arasında yerini alacak bir yazarın muhteşem hayal gücünü ve duyarlı zekâsını barındırmaktaydı. Bu, Christy Brown'in kendi hikâyesidir. Yazarın, sol ayak parmaklarıyla yazmayı, resim yapmayı ve daktilo kullanmayı öğrenmek için çocukluğunda gösterdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Bu tarzda yazdığı diğer bir kitabı "Down All The Days" en çok satan kitaplar arasına girmiştir. Sol Ayağım; Christy Brown' Daniel Day-Lewis'in canlandırdığı, çok başarılı bir filme konu edinilmiştir. "Sürükleyici, eğlenceli ve ilham verici" Irish Times "Erdemli ve hiçbir şekilde yozlaştırılmamış bir cesaret öyküsü'' Sunday Times
Yaratılışcılık ve akıllı tasarım
Esasında, Avrupa'dan epeyce farklı olarak Amerika'nın evrim teorisi ile oldukça sorunlu bir geçmişi var. Bunun en ilginç göstergelerinden biri de Scopes davasıdır. Temmuz 1925'te Amerika Birleşik Devletleri'nin Tennessee eyaletindeki Dayton'da, Charles Darwin'in evrim kuramını öğreterek yasaları çiğnediği öne sürülen John T. Scopes adlı bir lise öğretmenine 100 $ ceza kesildi. Sonrasında bu olay yüzyılın davası (Scopes Trial, Maymun davası) olmuş bir meseledir. Olay kısaca şöyle gerçekleşir: Tennessee eyaletinde çıkarılan 1922 tarihli bir kanuna göre "Kitabı mukaddes de anlatılan şekliyle ilahi yaratılışı reddeden ve insanların daha ilkel hayvan soyundan geldiğini iddia eden tüm teorilerin okullarda öğretilmesi yasadışıdır." Esasen beden öğretmeni olan John Scopes, Amerikan sivil özgürlükler birliği (American civil Liberties Union)ile anlaşarak sadece kanunun test edilmesi için derste evrimden bahseder. Bunun üzerine Amerikan sivil özgürlükler birliği bunu mahkemeye taşır. Scopes, hayli renkli geçen de ilginç tartışmalara konu olan dava sonunda jüri tarafından suçlu bulunur. Açıkçası bu davaya benzer olaylar Amerika tarihinde Bir çok defa tekrar edecektir. 1968'de Epperson v. Arkansas, 1972'de Wright v. Houston Independent School District, 1973'te Willoughby v. Stever, 1975'te Daniel v. Waters, 1977'de Hendren v. Campbell, 1981'de Segraves v. California, 1982'de McLean v. Arkansas, 1987'de Edwards v. Aguillard, 2005 Kitzmiller v. Dover. Bu davaların her biri evrim tartışmalarında yeni bir aşamayı temsil eder .....
Sayfa 599Kitabı okudu
Reklam
43 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.