Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde
Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar
Bir gelincik açılır ansızın
Bir gelincik sinsi sinsi kanar
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeğe başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
Seni düşünürken
Bir çakıl taşı ısınır içimde.
"Hepiniz dayak delisisiniz. İlle de sopa yiyeceksiniz... Meşrutiyetmiş... Özgürlükmüş... Daha iyi çalabilmek ıçin ha... Başka arzunuz var mıydı acaba!"
Sayfa 20 - Yapı Kredi Yayınları, 6.Baskı, Çeviri: Mehmet KanarKitabı okudu
Beden ve ruhun iki ayrı şey olmadığını benim ülkemdeki küçük çocuklar bile bilir,ruhu bir erik çekirdeği gibi bedenden çekip alamazsın.Ruh ve beden birdir,şey gibi... Yani güneş ve güneşin batışı gibi.
...
Seni düşünürken
Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır
Deliler gibi dönmeye başlar
Döndükçe yumak yumak çözülür
Çözüldükçe ufalır küçülür
Çekirdeği henüz süt bağlamış
Masmavi bir erik kesilir ağzımda
Dokundukça yanar dudaklarım
“Christine bodur erken ağacında erken olgunlaşan birkaç erikten birini kopardı. Tekrar verandaya oturdu ve erik sularını çenesinden akıta akıta eriğini yemeye başladı. Eriğini bitirdikten sonra çitlerle çevrili arka bahçenin köşesine yürüyüp killi toprağa küçük bir çukur kazdı ve erik çekirdeğini oraya gömdü. Ayağıyla toprağın üzerine bastırdıktan sonra gözlerini kapayıp, çekirdeğin köklenip büyümesi için dua etti. Tanrım bu erik çekirdeği fide olduğunda lütfen savaş bitmiş olsun, babam eve dönsün ve biz Isaac’le birlikle olabilelim. “