Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zira insan, hem kâinatın küçük bir kopyası hem de yaratılış ağacının en mükemmel bir meyvesidir.
Yirmi yaşındayken yaratılışın bir mucizesi olan böyle bir tebessümün karşısında hiç bulunmadınız mı?
Reklam
Sevmek,Sevinmek,İyi Şeyler Üstüne
Nazım Hikmet;Anadolu halkının zengin dilini,zengin anlatım biçimlerini özümledi.Böylece de zengin bir şiir dili,zengin şiir biçimleri yarattı.Yenilikçi ulusal edebiyatımızın yaratıcısı oldu.Daha sonra;Rus destan,masal türkü dilinden,zengin anlatım biçimlerinden kendi özgün şiirini yaratmış ve Rus edebiyatına açıldı.Arkadaşı Gökgöl de romanda. zengin bir roman dili,biçimi yarattı Halkın binlerce yıl destanlarıyla masalları,türküleri,ağıtları dinleyip onları kurgularla zenginleştirdiği dili kendini kaynak yapmıştı.Nazım Hikmet’in açtığı yoldan yenilikçi edebiyatçılar yürüdü.
Sayfa 106 - ykyKitabı okudu
Sizce hayatta her şey inanç için mi olmalı?
- Evet. Çünkü, din sevgidir. Haklara riayettir... Gönüllerin birleştiği ilahi pınardan, katıksız olarak içebilmektir... İnsan îman demektir... Allah inancı ortadan kaldırılırsa, büyük mukaddesler iflas eder... Hiçbir doğru değer kalmaz yeryüzünde... İnsan yaratılış itibariyle bağlanmak zorundadır... Aksi takdirde kendisini nihayetsiz bir boşlukta hissederek çırpınır ve gider... Dil, din, tarih ve edebiyatını inkâr eden, Allah'ı tanımayan nesil, söyler misin bana, hangi daldan tutunacak?...
Kuran'ın mucize olması
Kur’an’ın i‘câzını ortaya koyan üç özelliğinden söz etmek mümkündür: 1. Söz Sanatı. Seçilen kelimeler ve dizilişi, grameri, uygulanan edebî sanatlar, kelimelere –dilin imkânları sonuna kadar kullanılarak– yüklenen mânalar. 2. Üslûp ve Şekil Özelliği. Kur’ân-ı Kerîm’den önce Araplar’da, sözlü edebiyatın iki şekli vardı: Şiir ve nesir. Nesir de hitabet ile kâhinlerin kafiyeli sözlerinden ibaretti. Kur’ân-ı Kerîm şiir olmadığı gibi Araplar’ın bildiği nesirden de farklıdır. O, öğüt ve tâlimattan ibaret bulunan iki amacını gerçekleştirmek üzere şeklin ve üslûbun en uygununu seçmiş, yerine göre uygun geçişler yaparak; misaller, kıssalar ve tarihî olaylardan yararlanarak vermek istediğini en güzel ve etkili bir şekilde vermiştir. 3. Muhteva Özelliği. Kur’ân-ı Kerîm’in muhtevası iman (inanmak), inanılacak esaslar, ibadet ve çeşitleri, hükümler ve tâlimat, ahlâk bilgisi ve eğitimi, yaratılış ve oluş, gayb âlemi ve buradaki varlıklar, kısmen peygamberler ve kavimler tarihi, insan ve kâinatın yapısı, gelecekle ilgili bazı haber ve bilgilerden oluşmaktadır. Hz. Peygamber’in çevresi ve yetişme şartları bellidir. O’nun ve çevresindekilerin bu bilgilere sahip olmadıkları, bu bilgilerin bir kısmına o çağda yaşayan başkalarının da sahip bulunmadıkları bilinmektedir. Peygamberliğinden önce okuma yazma bilmeyen (ümmî) bir zatın ağzından çıkan, hepsinin de doğru olduğu ya o anda yahut zamanı gelince anlaşılan ve bundan sonra da anlaşılacak olan, yakın çevredeki dinlerin ve bu dinlere ait kitapların yanlışlarını düzelten, tahrifleri açıklığa kavuşturan bu muhteva (Kur’ân-ı Kerîm’in içeriği).
Bakara suresi 23. ayet tefsiri
Takdim kısmından
İnsanoğlu, günlük hayatını sürdürmek üzere birtakım temel maddi kaynaklara muhtaç olduğu gibi, yaratılış gereği manevi açıdan da doyurulma ihtiyacı hisseder. Ruhun terbiye edilip belirli bir seviyeye getirilmesi, kişinin tek başına yapabileceği bir iş değildir. Her insan, yanlışıyla doğrusuyla hayat sahnesinde bir var olma mücadelesi verirken, kimi zaman dünya uğraşlarından kurtulup biraz da gönlünü sesini dinlemek ister. İşte o anda akıl hâkimiyetini bırakır, gönül devreye giren. Farklı zaman dilimlerinde yaşamış manevi söz elçileri, insanı insan yapan temel değerleri hatırlatma vazifesi üstlenirken, bunu ifadede en tesirli vasıta olarak edebiyatı seçmişlerdir.
Sayfa 11 - Hasbahçe KitaplığıKitabı okudu
Reklam
O esnada gözüm Abdi'ye ilişti. Başındaki biçimsiz fesi, bunun içindeki boş ve küflü zihni, özellikle fesat kalbi, manasız, değersiz varlığıyla Behiç'ten ne kadar, ne kadar farklıydı. Biri insanların yetişmeleri mümkün ve takdir edilmiş olan mükemmeliyet zirvesinde kanat çırpan, diğeriyse, insanlığın en ilkel ruh hainde bulunan iki yaratılış örneğinin karşısındayım.
Sayfa 73 - Pervin ...Kitabı okudu
Yaratılış destanları - Türk
İnsan, suya daldığı zaman bu sefer kendim için de toprak alayım diye düşündü iki avucuna da toprak doldurdu. Birindekini Kara Han'dan gizlemek için ağzına attı sakladı maksadı Kara Han'dan saklayıp kendine göre bir yer yaratmaktı.
Ey uzak kalp!
2 "Uzak Kalp" ( libbu rüqu), Babil Edebiyatına özgü ve neyi kapsadığı tam bilinmeyen bir ifadedir. "Uçsuz bucaksız kalp" anlamına da gelebilir (Yedinci tablet, 155). " Erişilmez" veya " derin" anlamı olduğuna dair görüşler mevcuttur.
Sayfa 15
Uzun bir alıntı ama bölünemezdi. Pek çok konunun özetidir.
İkili düşünce prensibi (Dualism) İran mitolojisinin en başta gelen özelliğidir. Hürmüz, gökte oturur. İyilik Tanrısıdır ve insanlara iyilik verir. Ehrimen ise yerde karanlıklar hükümdârıdır. İnsanlara kötülük getiren ve insanları iyi yoldan ayıran hep odur. Ama güç bakımından her ikisi de birbirine eşittir. İnsanları yaratan Hürmüz'dür. Fakat
Sayfa 421 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.