1
"Mantıken olması gerektiği gibi, itibarını korumaya özen gösteren her zanaatçı gibi vesvesesiyle davranan efendi, önceki ihmalini gereken alçak gönüllülükle ödünlemenin yanı sıra, hatasının düzeltildiğinden de emin olmak istedi ve Adem'e sordu, Sen, adın ne senin, ve adam cevap verdi, Ben Adem, senin ilk çocuğun, efendi. Sonra yaratıcı, kadına döndü, ya Sen, senin adın ne, ben Havva'yım, efendi, ilk kadın, cevabını verdi gereksiz yere, zaten başka kadın yoktu. Efendi kendini hoşnut saydı, babacan bir ifadeyle, sonra görüşürüz, deyip, yanlarından ayrıldı ve kendi işine gücüne döndü. Bunun üzerine, ilk kez, Adem Havva'ya, yatağa gidelim, dedi. "
Sayfa 12 - Kırmızı KediKitabı okudu
Sosyalizm, Genç Osmanlılar ve Devlet-i Âliyye
Hasan Hilmi Bey Mabeyn'de 'Serkurena' durumundaydı(yani padişahın huzuruna rahatça girip çıkabiliyor ve protokol işleriyle ilgileniyordu.) Nişantaşı'nda Hacı Emin Efendi Sokağı'nda bir konak satın almıştı. Yazları da Rumelihisarı'ndaki yalısında geçiriyordu. Musa Paşa, eşleri, oğulları ve kızları ise Beşiktaş'ta Kılıç Ali Paşa Mahallesi'ndeki konakta yaşıyorlardı. Meyyâle'nin kocası Hasan Hilmi'nin aynı ana ve babadan üç erkek kardeşi vardı: Salim Bey, Kadri Bey ve Ömer. En büyükleri Salim Bey'di, ona ailede Salim Amca denirdi. Kadri Bey askerlik mesleğini seçmiş ve albaylığa kadar yükselmişti. Ömer ise 1868'de açılan Mektebi Sultanî'yi ilk bitiren gençlerin arasındaydı.
Reklam
Son Mesnvihanlardan Şefik Can Dede
Şefik Dede denilince gözlemlenebilicek ön önemli vasıf, tam bir tevazu içinde "ehl-i hiç" bir görüntü sergilemesi idi, Doksan küsur yıllık bir mazi ve bu maziye sığdırılmış, aşkla, heyecanla geçmiş bir ömür... Babasından tevarüs eden Mevlana sevgisi ile başlamış eğitim-öğretim hayatı ve geçen yıllar yoluna daima Mevlana ve Mevlana'ya ömür ve gönül vermiş kimseleri çıkarmış. İstanbul başta olmak üzere bu toplakların yetiştirdiği ilim-irfan sahibi kim varsa gitmiş, görmüş, ziyaret etmiş muhabbet etmiş_ Tahirü'l-Mevlevi rahlesinden geçrniş, Mahmud Sami (Ramazanoğlu) Efendi'ye gönüI vermiş, Ladikli Ahmed Ağa'yı tanımış, İbnü'l-Emin Mahmud Kemal'in sohbetlerinde bulunmuş, Mehmet Akifi hasta yatağında ömrünün son demlerinde ziyaret etmiş... Velhasıl bu ülkede ilim ve irfan sahibi kimi duymuş bilmişse gitmiş, tanışmış, görüşmüş, şerefyâb olmuştur. Bunun yanı sıra kendisi de boş durmamış, Mesnevi'si başta olmak üzere neredeyse Mevlana'nın tüm eserlerini tatlı bir Türkçe ile bizlerin istifadesine sunmuştur.
"Takdiri ilahinin hayranıyım, Emin Efendi," dedi, "Hepsini birden nasıl aklında tutuyor?"
Sayfa 157 - İletişim Yayınları (Tahta At)Kitabı okudu
Mehmed Emin Efendi
İcraatı ile karanlıkları ay ışığından daha iyi aydınlatan ve nasihatleri kadere hükmeden bir insandı.
Atatürk'ün Baba Soyunun Konya'dan Selanik'e Göçü...
Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin ailesi Rumeli'nin fethinden sonra bölgenin Türkleştirilmesi için Anadolu'dan ( Konya / Karaman civarından ) göçürülerek bugünkü Makedonya Cumhuriyeti'nin Debre şehrine bağlı "Kocacık" nahiyesine yerleştirilen Kızıl Oğuz/ Kocacık Yörükleri/ Türkmenlerinden gelmektedir. Dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi ile onun kardeşi Kızıl Mehmet Emin Efendi 1800'lü yılların başında Selanik'e göç etmişlerdir.
Sayfa 7 - Yeditepe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
906 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.